Özgür
Emniyet kemerini belinden kilidine geçirdiğim esnada mızmızlanmaya devam ediyordu.
" Ya daha parti bitmedi Özgür! "
Kapısını sertçe kapattım ve hızla arabanın önünden dolaşıp sürücü koltuğuna yerleştim.
" Eve gitmek istemiyorum! "
Kapıyı çekip kontağı çevirirken ona ters ters baktım.
" Zil zurna sarhoşsun ne bok istediğini bildiğini sanmıyorum. "
Bayık gözlerle bana bakarken homurdandı.
" Ben gayet kendimdeyim! "
Gözlerimi devirmemek için direnirken vitesi kavradım.
" Kızım bak anan bana emanet etti seni tamam mı? Sağ salim götürmem gerek sonra ne bok yaparsan yap. "
Kaşları çocuksu bir tavırla çatıldığında yola çıkmıştık.
" Annem sadece sen getirirsin dedi, erken getirirsin demedi. "
Yola bakarken derin bir nefes aldım.
" Ulan çocuğun içine düştün içine. Ananın izninin içinde buna yer olduğunu sanmıyorum."
Sesli bir iç geçirdiğinde göz ucuyla ona baktım. Tüm gece olduğu gibi yine sırıtıyordu. Sabır dileyerek tüm dikkatimi yola vermeye çalıştığımda kendi kendine konuşmaya başlamış ve tüm sabrımın içine sıçmıştı.
" Ayh ama gözleri çook güzeldii.."
Derin bir iç daha geçirdiğinde arabayı ani bir manevrayla sağa çekmiş ve tüm bedenimi ona çevirmiştim.
" Nesi güzeldi lan dümdüz yeşil göz işte."
Bakışları hülyalı hülyalı etrafta dolandı ve sonra benimkileri buldu. Birkaç saniye ses çıkartmadan gözlerime baktıktan sonra elini ağzına kapatıp kıkırdamaya başlamıştı.
" Neye gülüyorsun? " dedim çatık kaşlarımın altından bakarak.
" Komik birisin. " dedi eğlendiğini belli olan bir tavırla.
Bir kez daha derince bir nefes aldım.
" Hayır değilim. "
Yüzünü yüzüme yaklaştırıp yakından incelemeye koyulduğunda kendimi geri çektim.
" Napıyorsun? "
Aniden esnedi ve omuzlarını silkti.
" Çişim geldi. "
Gözlerim hızla büyümüş ve elim bir kez daha kontağa gitmişti.
" Sakın aklından bile geçirme! "
Ben gaza bastığımda o da kemerine sıkıca tutundu ve önüne döndü. Bacaklarını sanki kendini zor tutuyormuş gibi sallıyordu. Arabaların arasından süratle geçerken arada bir göz ucuyla ona bakıyordum. Yüreğimi ağzımda taşıdığım on dakikalık yolun sonunda bir petrol ofisi bulmuş ve durmuştuk. İnci apar topar tuvalete girdiğinde ben de sigara yakmış onu bekliyordum. Fakat ben ikinci sigaramı da söndürdüğümde hala gelmemiş olması beni endişelendirmişti. Tuvalete doğru ilerlerken seslendim.
" İnci! "
Sanki komut vermemi bekliyormuşçasına kabinin kapısı açıldı ve İnci içeriden yalpalayarak çıktı. Üstünü hızla taradım.
" Yardıma ihtiyacın var mı? "
Islak ellerini poposuna silerken başını iki yana salladı.
" Gayet iyiyim. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYRIKOTU
Teen Fiction" Bak.. aramızda ne olduğunu merak ediyor. Ve ben söyleyemedikçe de kıskançlıktan çıldırıyor. Artık söylemem gerek. " Kaşları arasındaki çizgi daha da derinleşirken bana doğru bir adım attı ve aniden kolumu kavradı. " Hiçbir sikim bilmeyecek o it...
