45.

4.9K 257 4
                                    

( Multimediada Derin var. )


Derin

Çocukluğuma dair hatırladığım çok az şey var. Babama dair.. Ama hatırlamam gereken en önemli şey buysa şayet evet hatırlıyorum. Babamın beni nasıl sevdiğini hatırlıyorum. Onu nasıl sevdiğimi hatırlıyorum. Hep ona sorular sorarak yeni şeyler öğrendiğimi hatırlıyorum. Aslında öğrenmekten çok onun bana sabırla ve tatlı dille bir şeyler öğrettiğini hatırlıyorum. Onu gözümde ne kadar büyüttüğümü ve her şeyi bilen her şeyi en iyi şekilde yapan bir insan konumuna getirdiğimi de hatırlıyorum. Sürekli gözüne girmek istediğimi, başkalarından öğrendiğim her şeyi sanki o bilmiyormuşçasına gidip anlattığımı, güçlü gözükmeye çalıştığımı, akıllı olduğumu kanıtlamaya çalıştığımı hatırlıyorum. O ne derse doğru geldiğini hatırlıyorum. Bir de bazı küçük anılar hatırlıyorum.. Küçükken çok beceriksizdim. Güçsüzdüm. Babama sürekli sürpriz yumurta aldırır, çikolatasını bir çırpıda yer fakat içinden oyuncak çıkan sarı silindir şeyi bir türlü açamazdım. Onu açamadıkça hırslanır, bir orasından bir burasından sıkar sonunda elimi terletip onu daha da kaygan hale sokmaktan öteye gidemez ve soluğu yine babamın yanında alırdım. Babamsa gayet öğretici bir ses tonuyla ,

" Bak şimdi. Burasından sıkacaksın ve ayıracaksın. "

Derken nasıl açılacağını gösterir ama sonra yeniden kapatıp,

" Hadi aç. "

Derdi. O an ki hayal kırıklığım, oyuncağı görüp kavuştuğumu düşünürken o silindirin yeniden kapanması hayatın bana daha küçükken bazı şeyleri öğretmeye çalışmasındandı belki de. Gösterip de vermemekti tabiri caizse. Babam yumurtayı elime yeniden tutuşturur ve açmamı beklerdi. Ben de oflaya puflaya açmaya çabalar yine becermezdim. Her defasında büyüyünce ben de açabileceğim derdim. Sonra büyüdüm. Şimdi yumurtaları açabiliyorum ama beceriksiz olduğum konular o kadar arttı ki.. Daha da güçsüzleştim..

Bir de altı renk bir arada kalem almışlardı bana. Ne gerek varsa, inat etmiştim hepsine birden basıp kağıdı çizeceğim diye. Her defasında bir renk eksik çıkardı. İnatlaşır tüm gücümü kullanırdım, büyüyünce hepsine birden basabileceğimi eksik renk kalmadan daireleri tamamlayabileceğimi düşünürdüm. Büyüdüm... Ama eksik taraflarım o kadar arttı ki..

Ve araba yolculuğu sonrası uyuma numaralarım.. Nasıl da anlardı hepsinde numara yaptığımı bir türlü inanamazdım. Her seferinde gözlerimi kırpıştırmadan durabileceğime dair umutlanırdım ama babam bana ikaz eden bir ses tonuyla seslenirdi.

" Derin. Hadi kızım. "

Büyüdüğümde gözlerimi sımsıkı yumabilecektim! Büyüdüm. Gözlerimi sımsıkı yumup görmezden geldiğim o kadar çok şey var ki şimdi...

Küçükken asla anlayamayacağımı düşündüğüm ve her anlamaya çalıştığımda aptal olduğuma inandıran bir konuydu şu ' Ay'ın arabamızı takip etmesi' meselesi. Neden bir tek bizimkini takip ediyordu bir türlü anlam veremezdim. Babam her defasında sabırla anlatır ben de anlıyormuş gibi davranırdım fakat sonra kırmızı ışıklarda durduğumuzda Ay da dururdu. Benim devrelerim yanardı işte o zaman.. Babam sonunda büyüyünce anlarsın demişti. Büyüdüm. Anlam veremediğim şeyler öyle çok ki...

Bir de babam işten döndüğünde saklanma merakım vardı benim. Nedense hep yemek masasının altına girme eğilimindeydim. Babam içeriye girer beni sorar annem, ses çıkartmayınca:

" İyi ben de aldığım çikolatayı kendim yiyeyim bari. " derdi.

Biranda fırlardım saklandığım yerden. Bir gün inat ettim, çikolataya kanmayacaktım. Babam yine aynı repliği tekrarladığında direndim. O da ben çıkmayınca saklandığım yere gelip bir şeyini düşürmüş gibi eğilip beni buldu. O zamanlar çok kafa yorardım nasıl hemen buluyor diye. Sonradan öğrendim ki annem söylüyormuş. Bir keresinde banyodan çıkıp odama gidiyordum bir baktım babam odamda kendi kendine konuşuyor.

AYRIKOTUWhere stories live. Discover now