106****

3.2K 171 41
                                    

Derin

Gergin geçen yolculuğun sonunda nihayet arabayı park edecek yer bulup indiğimizde dakikalardır ilk kez konuştu.

" Bara girebileceğine emin misin? "

Ve aramızdaki gerginlik de bu cümlesiyle tavan yapmış oldu. Ayaklarım olduğu yere çakıldığında bedenimi tamamen ona çevirdim ve öfkeyle tısladım.

" Neden giremeyecekmişim! "

Kaşları sabırsız bir şekilde çatıldığında açıklamaya çalıştı.

" Kalabalıktan hoşlanmıyorsun.. "

Sağ elimin işaret parmağını ona doğru sallarken kelimelerin üstüne basa basa konuştum.

" Bana bebek bakıcılığı yapmandan çok sıkıldım artık! Aciz değilim ben anladın mı beni! "

Ve bunun üzerine hızla arkamı dönüp birkaç metre ilerideki bara doğru ilerlemeye başladım. Söylene söylene peşimden geldiğini duyabiliyordum. Muhtemelen nankörlük ettiğimi düşünüyordu fakat ben artık bunalmıştım. İnsanların bana baktıklarında gördüğü Derin olmaktan bıkmıştım. Benden bekledikleri o, bir kenara çekilen sessiz ürkek kız çocuğu olmaktan usanmıştım! Ben tam anlamıyla kendimden yorulmuştum...

Merih'in beni kapıdan almasıyla gergin adımlarla içeriye giriş yaptım. Ortam ne çok küçük ne de nefes alabilecek kadar genişti. Fakat buraya gelirken de ferah bir ortam beklentim yoktu zaten. Çılgın çılgın dans eden birkaç çiftin arasından geçip birkaç sapık bakışa maruz kaldıktan sonra bizimkilerin olduğu masaya varmıştık. Bardaki on kızdan dokuzu çıplaktı ve yine de erkekler boğazlı kazak giymiş olan beni süzebiliyordu. Çocuklarla kısaca selamlaşıp Furkan'ın yanındaki boşluğa oturdum. İnci de tam karşımdaki koltukta Özgür'ün yanında oturuyordu. Verdiğim selamı bir tek o almamıştı anlaşılan beni görmezden gelmeyi tercih ediyordu. Göz ucuyla üzerini süzerken Hazar da bizim masaya varmıştı.

" Selam. " dedi düz bir sesle.

Çocuklar selamlaşırken gözlerimi İnci'nin cesur büstiyer ve mini şortundan ayırıp yanıma oturan Merih'e döndüm.

" Ne içersin? " dedi kulağıma eğilerek. Ortam haddinden fazla gürültülüydü ve ter kokuyordu.

Omuz silktim.

" Alkolsüz bir şeyler. "

Başını onaylarcasına sallayıp yanımdan kalktığında Hazar da bundan istifade yanıma oturmuştu. Kımıldanıp Furkan'a yanaştım ve Mert'le yaptıkları konuşmayı dinlemeye başladım. Fırat ortalıklarda yoktu. Bir an yokluğunu babasının durumunun kötüleşmiş olabileceği ihtimaliyle bağdaştırıp huzursuz olduysam da birkaç dakika sonra aslında öyle olmadığını öğrenmiş ve rahatlamıştım. Merih elinde yeşil bir kokteyl ve birayla geldiğinde ters ters, yerini kapmış olan Hazar'a baktı. Aralarında hiçbir huzursuzluğun çıkmasını istemediğimden Furkan'ı dürtüp ona yer açmalarını sağlamıştım. Yanıma yerleşirken gülümsedi ve yeşil kokteyli bana uzattı.

" Alkolsüz. "

Gülümseyişine gergince gülümseyerek karşılık verdim. Bugün yine öfkemi ve stresimi kontrol altına almakta güçlük çektiğimi hissediyordum. Bununla baş etmeyi öğrenmem gerekiyordu. Bir kez daha kendimi kaybedemezdim. Zaten her şey boka sarmıştı... Bakışlarımı masadakilerin yüzlerinde yavaşça gezdirdim. Herkes kendi alemindeydi. Hazar memnuniyetsiz bir şekilde telefonuyla uğraşıyordu. Kim bilir bugün buluşacağı kız kimdi? Merih beş dakika kadar önce yanımdan kalkmış ve son kontroller için kulise geçmişti. Mert hala dün gece takıldığı sarışının adını hatırlamaya çalışıyordu. Furkan da çeşitli isim önerileriyle ona yardımcı oluyordu. Güya yardımcı oluyordu.

AYRIKOTUWhere stories live. Discover now