82.

3.2K 184 81
                                    

Bu bölüm fazlaca argo kelime ve küfür içermekte, özellikle yaşı küçük olan okuyucularımdan özür diliyorum. ❤

Derin

Kalabalık, sürü halinde okul binasına yöneldiğinde Hazar aniden yanımdan ayrılıp içlerine karıştı.
Attığı hızlı adımlardan hiç de iyi bir niyetle ilerlemediğini sezebiliyordum.
Ben daha peşine takılıp yanlarına varamadan Merih, Özgür'ün koluna yapışıp onu arka bahçeye doğru sürüklemeye başlamıştı bile.
Kalabalıktan çıkan uğultuları duymazdan gelip koşmaya başladım.
Evet, ben Derin Karaçınar.
Yıllar sonra ilk defa, bir topluluk içinde onları hiç umursamadan koşuyordum.
Ve hala düşmemiştim.
Kalbim ağzımın içinde atmaya başladığında arka bahçeyle birlikte büyük bir gerilimin de içine dalmış oldum.
Hazar Özgür'ün tek kolunu kavramış onu kendine doğru çekmişti.

" Ne akrabası lan? "

Özgür tam ağzını açacakken Merih diğer koluna asıldı.

" Yapacağın şovu sikeyim senin! "

Özgür bir anda hışımla kollarını silkti ve ikisinden de kurtuldu.
Yüz ifadesinden patlamaya yer aradığı belli oluyordu.

" Eeh! Teker teker gelin lan bu ne?! "

Hazar gürültülü bir şekilde solurken sıktığı dişlerinin arasından konuştu.

" Ne akrabası dedim sana? "

Üçümüz de Özgür'e dönmüştük. Gözlerini önce bana dikti sonra yeniden Hazar'a çevirdi.

" Lan ne bileyim ben, Ömer iti öyle atlayınca aklıma gelen ilk şeyi söyledim işte! "

Hazar da ben de aynı anda, tuttuğumuzu yeni fark ettiğim nefesimizi bıraktığımızda Özgür öfkeyle devam etti.

" Derdiniz ne sizin? Sadece durumu kurtarmaya çalışıyorum. "

Ve Merih aniden aralarına girip Özgür'ün yakasına yapıştı.

" Neden doğruları söylemedin lan göt! "

Özgür, Merih'in boğazına yapışan ellerini umursamadan ukala bir tavırla gözlerini onunkilere dikti ve tek kaşını kaldırdı.

" Hangi doğruları Merih? Söylesene, doğru olan ne? "

Merih, onun bu cevabı karşısında daha da öfkelendiğinde üçümüzün de hiç beklemediği bir anda yumruğunu suratına geçirivermişti. Kısa bir çığlık koyverdiğimde aralarına girdim.

" Merih! Dur! "

Fakat Merih beni fark etmemişti bile. Burnundan solurken Özgür'e doğru bir hamle daha yaptı.

" Lan zaten sıçmışız! Zaten koruyamamışız onu! Ne diye hala sevgilim diyorsun?! Amacın ne senin? Niyetin ne lan senin?! "

Özgür sağ eliyle, patlayan dudağını silerken bakışlarını Merih'e dikti ve hırladı.

" Sende sike sürülecek akıl yok he! "

Merih aniden saldırıya geçmeye yeltendiğinde koluna yapıştım.

" Merih yapma! "

Özgür'se onu öfkelendirmekten zevk alırcasına devam etti.

" Ne deseydim yani? Evet doğru biz size bir oyun oynadık aslında hiçbirimiz bu kızın sevgilisi değiliz. Aa evet haklısınız o bir orospu deyip tescillese miydim? "

Merih'in parmaklarım altındaki kolu iyice kasıldığında ben de hışım ve utanç içerisinde Özgür'e dönmüştüm ki bana baktı.

" Üstüne alınma lütfen. "

AYRIKOTUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin