53.

4.4K 246 27
                                    

( Multimediada Derin ve Merih var.)

Derin

Özgür elini uzattığında yeniden önüme döndüm. Beni rahat bırakmasını istiyordum. Sadece yalnız kalmak. Ne diye benimle ilgileniyordu bu kadar? Niye umrundaydım? Bugüne kadar bir kere bile yüzüme bakmayan insanlar neden şimdi benim için ' korkuyor ', ' sorumluluk hissediyor ', ' yardım ediyor' lardı?

" Derin kalk. "

Biranda irkildim. Bu kadar kaba olmak zorunda mıydı? Eteğimin üstüne kan damladığında yüzüm aklıma geldi ve elimi yanağıma sürdüm. Ben yolun ortasında oturmuş, elime bulaşan kana bakarken Özgür beni tek eliyle ensemden tutup doğrulttu. Biranda kaşlarımı çattım ama bir şey diyemeden beni sürüklemeye başladı. Resmen ensemden sürüklüyordu! Düz yolda bile kendi ayağına takılan bir kız geri geri nasıl düzgün ilerleyebilirdi ki? İlerleyemedim de zaten, dizlerimin üstüne kapaklandığımda acıyla inledim. Hem dizlerim hem de sol avcuma korkunç bir acı saplanmıştı. Acı zamanla azalırken Özgür önümde çömelip beni omzundan ittirerek doğrulttu ve sol elimin bileğini kavrayıp, elimi kendine çekti. Eliyle elime batan çakıl taşlarını temizlerken küçük bir yerden kan sızdığını gördüm. Midemin bulandığını hissediyordum ve elimi onun elinden çekmek istiyordum! Ama o tüm çabalarımı görmezden gelerek bu kez de dizlerime bakmak istedi fakat siyah çoraptan hiç bir şey belli olmuyordu. Parmağını dizime bastırdığında dudaklarımın arasından acı dolu bir inleme koptu. O yine beni umursamadan parmağını çekip kan var mı diye baktıktan ve çorabımın tüm kanı çektiğini gördükten sonra beni kucağına aldı ve doğruldu. Biranda çığlık atmaya başladım.

" Bırak! Bırak indir beni! "

Merih

Hastaneye hızlı adımlarla girerken sol bileğimdeki saate baktım. Çıkmasına dana yirmi dakika vardı. Derin bir nefes alırken girişteki sandalyelerden birine oturdum. Yetişmiştim.. Son ders çocuklarla prova yaparken zilin çaldığını fark edememiştik ve ben de onun çıkışını kaçırmıştım. Fakat her gün buraya psikiyatri bölümüne geldiğini bildiğimden aceleyle okuldan çıkıp buraya geldim. Başımı arkamdaki duvara yaslayıp gözlerimi yumdum. Eve sağ salim gittiğini görmem gerekiyordu. Gerçi Hazar çoktan onu da düşünmüştür.. Sesi kulaklarıma hızla çarpıp geri döndüğünde gözlerimi açıp sağıma döndüm. Özgür Derin'i kucaklamış hastaneye sokuyordu. Biranda ne yaptığımı fark edemeden ayağa kalktım ve karşılarına dikildim. Derin ürkek ve şaşkın bakışlarını bana yönlendirdiğinde gözlerimi Özgür'e çevirdim.

" Al. "

Derin'i bana doğru uzattığında afalladım. Bu çocuğun derdi neydi böyle? Kollarımı kaldırıp Derin'i kucağıma alırken Derin de sessizleşmişti. Kollarımın arasındaki bedenin endişesini hissedebiliyordum. Yüzüne bakınca kaşlarım çatıldı.

" Senin yüzüne ne oldu! "

Derin irkilerek başını göğsüme saklarken Özgür konuştu.

" O işle ben ilgileneceğim. Sen sadece Derin'le ilgilen. Dizlerini de kestirdi. "

Biran Derin'in huzursuzca kıpırdandığını hissettim. Özgür bana 'emir' verdikten sonra arkasını döndü ve hızla hastaneden çıktı. Ben afallamış bir şekilde arkasından bakarken Derin'in hıçkırığını işittim. Yine..

Hemşire batikonlu pamuğu bir kez daha bastırdığında yüzünü buruşturdu ve elimi daha çok sıktı. Elimi her sıkışında içimde bir şeyler yer değiştiriyordu. Tuhaf şeyler hissediyordum ve tanımlayamıyordum. Diğer elimi de elinin üstüne koydum. Bembeyaz uzun parmakları elimi her kavrayışında kafamın içinde sözlerini hatırlayamadığım bir melodi dönmeye başlıyordu. Belki de daha önce hiç duymadığım bir melodi fakat nedense tanıdıklık hissi veriyordu. Sanki nisan yağmuru yağıyordu yüreğime ve toprak kokusu burnumun direğini sızlatacak kadar sarıyordu bedenimi.. Bir yaz akşamı esintisi dolduruyordu ruhumu. Serin ama temiz.. Bu duyguyu tanımlamak çok zordu.. Elimi bir kez daha sıktığında biranda ellerimi çektim. O da şaşırmıştı. Çok kısa biran göz göze geldik sonra utanarak gözlerini çevirdi. Havada kalan elini titreyerek geri çekeceği sırada yeniden kavradım ve bu sefer ben sıktım. Az önce ne olmuştu da bırakmıştım bilmiyorum. Ama sanki tanıdık bir his kaplamıştı her yanımı.. Hoşlanmadığım bir his.. Unutmaya çalıştığım ve çalıştıkça hatırladığım bir his.. Dile getirmekten çekindiğim bir his.. Gözlerimi ellerimizden çektim ve sakinleşmeye çalıştım.. Neyim vardı böyle? Doğru şeyler hissetmiyordum. Yanlış. Hata. Aklımı başka şeylere vermeye çalıştım. Şarkı mırıldandım içimde.. ama aklım inatla elimin içindeki eli düşünmeye itiyordu beni. Gözlerimi yumdum ve zihnimi ondan arındırmaya çabaladım. Ama gözlerimi kapatınca bile ilk gördüğüm şey onun yüzü oluyordu. Gözlerimi biranda açtım ve ona döndüm. Yüzüne yapılan pansuman bitmişti. Hemşire dizini temizliyordu. Biran sanki ona seslenmişim gibi göz göze geldik ve utanarak elini avcumdan çekti. Boşta kalan elimi yumruk yaparak kendime çektiğimde başımı önüme düşürdüm. Zihnimi ondan kurtarmaya çalıştıkça daha çok batıyordum.. Zavallı beynim bir kez olsun işine kalbi karıştırmadan edemez miydi? Biran duraksadım. Kalp.. Kalp mi dedim ben... Yok hayır bu çok fazla... O aptala aşık falan olmadım herhalde! Biranda beynim alay edercesine kıkırdadı.

' Sana aşktan bahseden olmuş muydu ki? '

Hızla oturduğum yerden kalktığımda hemşire de Derin de bana döndü.

" Dışarıda.. bekliyorum.. "

Diyerek kendimi odadan dışarıya attım. Kapıyı çekip sırtımı duvara yasladığımda gözlerimi sıkıca yumdum ve başımı da duvara dayadım. Ne oluyor bana böyle? Böyle aptalca bir şey mümkün olamaz.. Hayır.. Sadece.. onun için endişelenmiştim hepsi bu..

' Neden endişelendiğini düşündün mü hiç? '

Kaşlarımı çatıp yumruk yaptığım elimi arkamdaki duvara çarptım.

" Kapa çeneni lanet olası! "

' Ne diye bir buçuk aydır kızın peşindesin peki? '

" Şarkı. ."

' Ah tabi canım.. sesi güzel.. Aptal olma Merih. Ben senin iç sesinim. Herkesi kandırabilirsin ama kendini kandıramazsın. '

Acıyla nefesimi dışarı verdim.

" Ama gerçekten.. sesinden dolayı.. "

' Başta öyleydi evet. Başta tek hissettiğin merak ve sesine duyduğun hayranlıktı.'

" Hala öyle! "

' Hahaha.. Peki neden Hazar'ın ona yaklaşmasından rahatsızlık duyuyorsun? '

" Ben.. Hazar'a uyuz oluyorum hepsi bu! "

' Onu Özgür'ün kollarında görünce hissettiğin şey.. '

" Merak! Endişe! Hepsi bu! "

Diye bağırdım dişlerimin arasından.

' Sadece meraktı diyorsun yani? '

" Evet lanet olası! "

" Merih? "

Onun sesini duyunca biranda gözlerimi açtım. İç sesim kahkaha atmaya başlamıştı..

" Gidelim. "

Diye mırıldandım ve önden önden ilerlemeye başladım. Hayır. Bu aptal kıza aşık falan değildim. Onun için endişelenmeyecektim de artık. Hazar'la ne yaptıkları umrumda değil! Onu Özgür'le gördüğümde de kıskanmadım!

' Sana kıskançlıktan bahseden olmuş muydu ki? '

Ah, kapat çeneni artık!

AYRIKOTUWhere stories live. Discover now