64.

3.5K 208 15
                                    

Multimedia: Halil Sezai-Olsun

Derin
Asıl hayatım babamı kaybetmemle başladı.

Cenazede gördüğüm altı yaşındaki gözleri aglamaktan sismis olan kumral cocuk, annesi ve babasını trafik kazasında kaybettiginde babaannesi onu reddetmis ve yetistirme yurduna verilmisti. Üvey kardeşim. Babamdan geriye kalan tek canlı şey. Annesi zaten yetimhanede yetismis oldugundan anne tarafından hic akrabası yoktu. Ve simdi ne yazık ki annesinin kaderini yasayacaktı. Biran onun hıckırarak tabutun icinde yatan adama bakısı geldi gözlerimin önüne. Babaannem, babam annemi terk edip baska bir kadınla evlendiginde babamı reddetmisti. Hatta öyle ki torunu oldugunda bile görmek istememis iletisime dahi gecmemisti. Simdi ise bu zavallı cocugu reddediyordu. Annem babaannemle bu hafta icerisinde iki kez telefonda görüstü. Ne konustuklarını bilmiyordum fakat babaannemin o cocugu yanına almayacagını biliyordum. Hickimse onu ikna edemezdi.

***

Günler geçtikçe annem daha da sessizleşiyordu. Ve ben onun babama hala aşık olduğunu yeni fark ediyordum. Hatta muhtemelen Hakan'a aşık falan değildi. Hatta belki de düşündüğü tek sey paraydı. Bulasıkları makinaya dizerken okulu fazlasıyla astıgımı ve artık gitmem gerektiğini düsünüyordum. Yarın yeniden gitmeye baslasam iyi olacaktı. Babamın ölümü beni fazlasıyla etkilemisti. Hatta yıllardır hic görüsmüyor olmamıza rağmen. Ama insan her seye oldugu gibi buna da alısıyordu iste. Ara sıra aklıma gelmesi ve yüregimi avuclayan bir el gibi ruhumu sıkması dısında toparlamaya baslamıstım. Bu sürecte Hazar iki kez Merih ise dört kez gelmisti. Ikisiyle de görüsmek istememis ve kibarca reddetmistim. Nedense her seyi ertelemek istiyordum. Hicbir seyle yüzlesmeye mecalim yoktu. Ve kabullenmek istemedigim bircok sey vardı. Annemse bana nazaran gün gectikce daha kötü oluyor gibiydi. Hic konusmaz olmustu. Kızmıyordu bile. Ve surekli uyuyordu. Arada zorla yemek yemeye ikna ediyordum. Onda da saatlerce yemegin basinda durup ic geciriyordu. Benimle birlikte psikiyatrıma gelmesi icin ikna etmeye uğrastıysam da basaramamıstım. Ve isin ilginc yanı Hakan bu bir bucuk haftada eve hic gelmemisti. Hatta telefonda konustuklarına bile sahit olmamıstım. Makinanın kapagını kapattıgımda ellerimi yıkayıp tezgahın üstündeki havluyla kuruladım ve mutfaktan cıktım. Annem yine yatak odasında yatagına kıvrılmıs öylece yatıyor olmalıydı. Belki de bugun biraz konusturmayı deneyebilirdim. Basamakları ikiser ikiser cıkarken ne diyecegimi düsünüyordum ki sesini duydum. Uzun zamandır ilk defa bu kadar yüksek perdeden cıkan sesini..
" Hakan yeter artık üstüme gelme!"
...
" Sen beni anlamıyor musun?! Bitti gitti diyorum! Ama bunu yapmak zorundayım. "
...
" Evet zorundayım! Icim el vermiyor!"
...
Biranda cam vazodan geldigini tahmin ettigim bir kırılma sesi doldurdu evi ve annem cıglık koyverdi. Panikle odasına yoneldigimde son cümlesini isittim.
" O cocugu evlatlık alacagım Hakan. Senle veya sensiz. "

                      I. KISMIN SONU

Arkadaslar merhaba vote ve yorumlarinizi bekliyorum ikinci kısıma da yine bu kitapta devam edecegim icin kütüphanenizden kaldırmayın. İkinci kısmın hemen gelmesini isteyenler vote a abansın :))

AYRIKOTUWhere stories live. Discover now