51.

4.7K 261 30
                                    

( Multimediada Derin ve Merih var. Multimediaya bir de Gece Yarım 'ı koydum akustigi kabul ediyordu bir tek dinlemek isteyen dinleyebilir.)

Derin

Yola çıkalı bir saate yakın olmuştu ve hem ağaç evine hem de huzuruma veda etmek zoruma gidiyordu. Kaç milyonuncu kez yutkunduğumda başımı cama çevirdim ve dışarıdaki her şeyi hafızama kazırcasına gözümü kırpmadan izledim. Hayatımın en güzel iki buçuk günüydü. Acı acı gülümserken koltukta yan döndüm ve kıvrıldım. Okula yetişebilmek için Güneş doğmadan yola çıkmıştık ve iki gündür pekiyi uyuyamadığımdan muhallebi kıvamındaydım. Gözlerim birkaç kez kapanmak istedi fakat direndim. Ama kısa süre içinde direncimi kaybettim. Uyuyup uyumadığımı ayırt edemediğim esnada anılarım yeniden saldırdı. Nereden çıkmıştı şimdi bu? Sekiz yaşlarındayım. Ufacık bedenim iki büklüm olmuş yatağımla duvarın arasına düşmüşüm. Hıçkırdıkça bedenim sarsılıyor, bedenim sarsıldıkça annem daha da bağırıyor ve ben de daha çok hıçkırıyorum. Biranda saçımı kavrayıp beni tek çırpıda oradan çıkartıyor ve yatağıma fırlatıyor. Başım yatağın başlığına çarpınca haykırıyorum. Annem bir tane tokat yapıştırıyor. O sırada zilin sesi dolduruyor evi. Babam. Babam beni kurtarmaya geldi diyorum kendi kendime. Ama annem saçlarımı tutup beni doğrultuyor ve yüzünü yüzüme yaklaştırıp o ne zaman görsem midemin kasılmasına sebep olan, nasıl o derece buruşturduğuna hiçbir zaman anlam veremediğim her zerresinden nefret akan yüzüyle gözlerime bakıp konuşuyor. O ses. Hayatımın geri kalanını da yönlendirecek olan o ses bana ' Babana tek bir şey söylersen seni daha beter ederim. ' diyor ve kolumu cimcikleyip kapıyı açmaya gidiyor. Sıradaki hıçkırıklarımı yutmaya çalışırken babam beni bu halde görmesin diye yorganın altına giriyorum. Ama hıçkırıklarım kesilmiyordu. Canımın yanmasına mı ağlamalıyım, annemin beni şuan bile hatırlayamadığım saçma bir şey yüzünden dövmesine mi, nefret dolu iğrenç bir şeye bakıyormuş gibi bakan yüzüne mi, kulaklarımı kapatmak isteği uyandıran sinir bozucu hükmeden sesine mi, benden nefret etmesine mi.. Sonra sesleri doldurdu kulaklarımı.

"Derin nerede? "

" Odasında. Ağlıyor. Gitme yanına şımarmasın. "

" Ne oldu? "

" ... yaptı ben de bağırdım biraz. Ondan yaygarayı kopardı. Gitme yanına. "

Hıçkırıklarım boğazıma düğüm düğüm eklenirken babam kapımı açıyor ve adımı fısıldıyor. Başımı kaldırmıyorum. Çünkü ona hiçbir şey anlatamam. Çünkü annem neden ağladığımın gerekçesini kendi gerçekleriyle anlattı. Çünkü babam onun söylediklerine hep inanır. Yanıma gelip yorganı kaldırdığında hıçkırıklarım serbest kalıyor. Ve beni sakinleştirmeye çalışıyor. Ne olduğunu bilmeden beni sakinleştirmeye çalışıyor ve bu her zaman ki gibi beni sakinleştiremiyor. Ben daha çok küçüğüm..

" Derin! "

Biranda irkilerek doğruldum ve etrafa bakınmaya başladım.

" Geçti.. Kabustu.. geçti.. "

Derin derin nefesler alıp verirken başımı önüme düşürdüm ve zihnimin lanet olası anımdan sıyrılmasını bekledim. Çok gerçekçiydi.. Lanet olsun çok gerçekçiydi!

Merih

Küfrede ede emniyetten çıkarken hala nasıl onu bulamadıklarını sorguluyordum. Bu çok saçmaydı. Fazla saçma. Arabaya doğru ilerlerken beynimi dürtükleyen o kadar çok düşünce vardı ki.. Ama hiçbirine yoğunlaşamıyordum. Yüreğimin tam ortasına bir endişe çökmüştü ve ruhumu sömürüyordu. Arabama vardığımda durup sıkışan nefesimi düzeltmeye çalıştım. Ama ben çabaladıkça lanet endişe her yerime dağılıyor, vardığı yerleri birbirine katıp çekiliyordu! Sinirle tekerleğe sert bir tekme savurduğumda arabanın alarmı ötmeye başladı ve herkesin hiç istemediğim ilgisini üzerime çektim. Cebimdeki anahtara basıp alarmı kapatırken sabır dileniyordum. Arabanın kapısını açıp içeriye girdim ve kapıyı sertçe çektim. Bir şeyler yapmam gerekiyordu ama ne yapacağımı da bilmiyordum! Çaresizlik hiç bu kadar canımı acıtmamıştı daha önce.. Ah o kızı bir bulayım gözaltına alacağım!

AYRIKOTUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin