40.

5.6K 325 24
                                    

( Multimediada Derin ve Hazar var. )

Derin

Sesini duyunca uzandığım kanepeden kalktım ve kapıya yöneldim. Merdiveni terasa dayamış dengede olup olmadığını kontrol ediyordu.

" Yardıma ihtiyacın var mı! "

Başını kaldırıp bana baktığında sırtında kocaman bir sırt çantası olduğunu fark ettim. Süper marketi soymuş olma ihtimali var mıydı? Ya da evin eksiği çok fazlaydı ve açlıktan ölmekten kurtulmuş sayılırdık?

" Merdivenin uçlarını tutabilir misin?! "

" Gücüm yetmez ki! Bana güvenme sakın! "

Dedim biranda panikle. Kısa biran yüzüme boş boş baktıktan sonra kısa bir kahkaha patlattı.

" Sakin ol! Sadece tutacaksın! Kaymasın diye! Beni taşıyacak olan şey yine merdiven! "

Utançla başımı eğdim. Dalga geçmek zorunda mıydı? Şu erkekler ne çok seviyordu karşılarındakini utandırmayı.

" Derin! "

Biran kirpiklerimi kırpıştırarak ona baktım sonra hemen merdivene yaklaşıp önünde diz çöktüm.

" Tamam! Tuttum! "

Temkinli ve yavaş adımlarla basamakları çıkmaya başladığında ellerim yine titremeye başlamıştı. Ama bu defa problem titremelerinden çok terlemiş olmalarıydı. Metal yüzeyi kavramaya çalıştıkça ellerim üstünde kayıyordu. Bir süre kaymasını engellemeye çalıştıysam da beceremedim.

" Hazar! Ellerim kayıyor! "

" Sakın bırakma! Geldim sayılır! "

Ellerimi sırayla hızlı hareketlerle eteğime sürdükten sonra yeniden kavradım. Kalbim deli gibi atıyordu. Yaklaşık on beş saniye sonra son basamağa çıktı.

" Kenara kay ama sakın bırakma tamam mı? "

Panikle gözlerimi gözlerine kaldırdığımda dudağının kenarının kalkmış olduğunu fark ettim ve biranda kaşlarımı çattım.

" Benimle dalga mı geçiyorsun! "

Her ne kadar dudaklarını birbirine bastırdıysa da kendini tutamadı ve gülmeye başladı. Ben de merdiveni bırakıp doğruldum. Utanmıştım. Kollarımı göğsümde kavuşturup içeriye yöneldiğimde seslendi.

" Derin! Yapma ama sadece azıcık takıldım! "

Aptal! Ne kadar korktuğumdan haberi var mıydı acaba! Biran kendime kızdım. Ne kadar aptalım.. Sanki bu güçle merdivenin düşmesine engel olabilirmişim gibi.. Ah..

Kapıyı açıp içeri girdiğinde sağ eliyle kapının arkasındaki anahtarı yokladı ve saniyeler içinde tepedeki ampul yandı. Başta birkaç defa yanıp söndüyse de sonradan kendine geldi. İçerisinin ne kadar tozlu olduğu aydınlıkta daha çok belli oluyordu. Biran gözlerim uzandığım kanepeye kaydı ve üstündeki toz tabakasında bedenimin şeklinin çıkmış olduğunu gördüm. Yüzümü buruştururken başımı omzumdan arkama çevirdim ve eteğime baktım.

" Al. "

Ona döndüğümde sırtındaki çantayı çıkartmış bana uzatıyordu.

" Senin için birkaç parça kıyafet aldım. Bedenini bilmediğim için elime geleni aldım. Bir de buraya genelde yaz mevsimlerinde geldikleri için pek kalın şeyler yoktu. Banyoda bir gardırop var. Belki içinde hala annemin kıyafetleri duruyordur. "

" Güvelenmiştir onlar. "

Derken gözlerine bakmadım. Hala kızgındım.

" Açıkta bırakmazdı naylon poşetlere sarardı ama bakmak lazım. Sen burada giyin ben de gardıroba bakayım. "

AYRIKOTUWhere stories live. Discover now