12.

8.9K 418 17
                                    

( Multimediaya Nev'in Susma şarkısını ekledim. Bakabilirsiniz.)

Derin
Annem Sosyal Fobi'm olduğunu duyunca önce şaşırdı. Sonra yine söylenmeye başladı.
" Nasıl Sosyal Fobin varmış? "
Bu ne saçma bir soru böyle?
" Hemen de her şeyi sağlığa bağlarlar. Bir şeyin yok senin fazla mıymıntısın o kadar."
Eyvallah. Hiçbir şey demeden odama çıktım ve uyudum. Bugün gereğinden fazla sosyalleşmiştim ve daha fazla insan görmek istemiyordum...

***
Ertesi sabah yine her zamanki gibi erkenden evden çıkıp okula vardığımda öğleden öncenin boş olduğunu öğrenmek beni huzursuz etti. Zaten sonraki dersler beden eğitimi ve edebiyattı. Bilsem gelmezdim. Sinir bozucu. Sabah sabah huysuzluğum yine zirveleri oynuyordu. Sabahın köründe beş ders saati boyunca hangi 'Dünyayı Kurtaracak' plan için toplanmışlardı acaba? Sevgili Çınar Anadolu Lisesi öğretmenleri. Çantamı omzuma geri taktım ve sıramdan kalkıp sınıftan çıktım. Koridordaki öğrencilerin arasından hızlı adımlarla geçerken yine ellerim kasılmaya başlamıştı. Köşeyi dönmemle birine çarpıp durdum. Başımı kaldırdığımda göz göze geldik. Merih.
" Nereye? "
Geriye doğru adım atacaktım ki kolumu kavradı. YİNE.
" Benden kaçmayı huy mu edindin bana mı öyle geliyor? "
Yutkundum. Acaba titrediğimi hissediyor muydu? Yanaklarımda başlayan yangın kulaklarıma kadar ulaştı.
" Bu tavrın sadece bana mı? " dedi sonra. Hadi ama görmüyor musun kimseyi kendime yaklaştırmıyorum bile! Hem niye sana olsun ki! Kendini beğenmiş aptal!
" Derin. "
Öyle sert söylemişti ki ismimi biran sesli düşündüğümü sandım.
" Derin? "
Biranda ikimiz de ona döndük. Hazar birkaç adım ötemde durmuş gözlerini de Merih'e dikmişti.
" Bir sorun mu var? "
Ben tam istekle başımı sallayacaktım ki Merih soğuk bir sesle
" Hayır. " dedi.
Hazar bu kez bana baktı. Ben de çaresiz bakışlarımı ona yönelttim.
" O elini çeksen iyi olur."
Merih bu cümleyi duyunca kaşlarını çatarak bütün bedeniyle ona döndü ama kolumu bırakmak yerine daha da sıkmıştı.
" Çekmezsem? "
Hazar birkaç saniyelik ifadesiz bakışın ardından başını hafif öne eğip ensesini kaşıdı.
" Yeni bir titreme atağı gelir muhtemelen."
Yutkundum. Utandırmıştı. Hayır bu defa titemek yok! Keşke ellerim de bana katılsaydı. Onları yumruk yapıp sıkabildiğim kadar sıktığımda Merih bana döndü.
" Benimle geliyorsun."
Ve sonra Hazar'ın önünden beni adeta sürükleyerek aldı. Koridoru dönmüş hızla sürüklenirken bir umut yardım eder diye geriye baktım ama Hazar gelmedi. Zaten ondan medet ummam da saçmalık olurdu. Dev bir saçmalık! Müzik Odası'na girdiğimizde kolumu bıraktı ve duvar dibine çöktü.
" Otur."
Ben de kilitli kapıya umutsuz bir bakış atıp karşı ki duvarın dibine sindim. Bu kez başımı dizlerime yatırmamıştım ama yine de ona bakmıyordum. Bir şeyler söylemesini bekledim ama konuşmadı.

Merih
Gözlerimi ona diktim ve sadece sustum. Çünkü ona Hazar'la aranda ne var demeye hakkım yoktu. Onunla bu kadar rahatken benimle neden bu kadar huzursuzsun demeye hakkım hiç yoktu. Belki de birlikteydiler. Ve ben gözünün önünde kız arkadaşını sürükleyerek kaçırmıştım. Ama bu Hazar' ın pek de umrundaymış gibi durmuyordu. Ah bu kız beni deli edecek. Konuşmadan öylece olup biteni anlamamı mı bekliyor? Benimle ne derdi var bunun? Ve ben neden bunu umursuyorum...

Derin
Saatime baktım. Tam yirmi dakikadır sadece bana bakıyordu. Arada bir çenesinin seğirdiğine şahit olmuştum. Susmam onu çıldırtıyor. Farkındayım. Ama yine de sabırla her gün karşıma oturup benimle susması çok şaşırtıcı. Susuyorken bile çok dikkat çekiciydi. Gözlerimi yumdum. Kendine gel aptal şey! Sonra biranda müzik çalarım aklıma geldi. Elimi çantama atıp müzik çalarımı çıkarttım ve kulaklığı taktım. Şarkı listesinde dolanıyorken biranda dibimde bitti. Seri bir şekilde kulaklığı kulağımdan çekti ve müzik çaları da kucağımdan aldı. Kaşları hafif çatık gibiydi. Belli ki o benimle susmayı göze alırken benim onu umursamadan müzik dinlemeye kalkmam onu öfkelendirmişti. Dizlerimi kendime biraz daha çektim. Müziklerime bakarken konuştu.
" Bu bende kalacak."
Ne?! Ben onsuz yaşayamam! Biranda panikle ayağa kalktım ve tüm gücümle bağırdım.
" Hayır! "
Kaşları şaşkın bir şekilde yukarı kalkarken ben yaptığım şeyden utanıp dudağımı ısırmıştım.
" Müzik dinlemek mi istiyorsun? " dedi sonra. Ses çıkartmadım. Konuşmayacağımı anlayınca müzik çalarımı cebine attı ve arkasını dönüp müzik aletlerinin olduğu yere doğru ilerlemeye başladı. O gitarını eline almış mikrofonun yanına taburesini çekerken ben de titreyen bacaklarımı dinleyip kurbağa oturuşu yaptım. Yine yapıyordu işte. Yine gözlerini benimkilere dikip şarkı söylüyordu. Şunu yapmayı kesmen gerek. Başımı öne düşürdüm ve onun burada olduğunu düşünmemeye çalıştım. Sanki kulaklıkla müzik dinliyormuşum gibi.
" Susma bir şey söyle biraz olsun yardım et
Gelemiyorum üstesinden ben bu aşkın tek başına
Susma sen sustun ya yanlızlık çöktü üstüme
Anladım bu bir rüya anladım bu son veda."

***

AYRIKOTUWhere stories live. Discover now