87.

3K 192 54
                                    

Yeni bölüm için vote ve yorum lütfen ❤

Derin

Merih arabanın arka kapısına adeta yapıştığında panikle arabadan indim ve görüş açıma Hazar'ın öfkeden gözü dönmüş heybetli bedeni girdi.
Ben daha yanlarına varamadan Merih ikinci yumruğu da yemişti.
Ani bir çığlıkla Hazar'ın koluna yapıştım.

" Hazar dur! "

Fakat ne sesim ne dokunuşum Hazar'ın algılarına ulaşmıyor gibiydi.
Merih'i yakalarından tutup doğrulttu.

" Lan orospu çocuğu! Gücün bu kıza mı yetiyor?! Lan sen onun kılına bile dokunamazsın şerefsiz! "

Merih dudaklarına toplanan kanları diliyle aşağı iterken öksürdü.
Hazar onu bir kez daha sarstığında yeniden çığlık attım.

" Hazar dur! Bana bir şey yapmadı! "

Fakat Hazar hiç de oralı değildi. Sağ yumruğunu hırsla havaya kaldırıp yüzüne indirdiğinde Merih'in acı dolu inlemesi doldurmuştu sokağı.

" Götveren! "

Merih ise öylece duruyor tek bir karşılık dahi vermiyordu.
Hazar bu kez dizini karnına geçirdiğinde Merih'in öğürmesi yüzümü buruşturmama neden oldu.
Her yer kan olmuştu ve Merih'in gözleri istemsizce kapanıyordu.
Hazar bir yumruğa daha niyetlendiğinde elini tuttum.
Nihayet varlığımı fark ettirebilmiştim.
Dipsiz bir kuyuyu andıran koyu gözleri benimkileri bulduğunda acıyla tısladım.

" Ne olur dur. Bana zarar vermedi, dur..."

Yüzündeki sert ifadede bir tek mimik bile yumuşamamıştı fakat artık aklının başında olduğunu hissedebiliyordum.
Yutkundum.

" Hazar.. " diye fısıldadım titreyen sesimle " Bırak onu. "

Derin gürültülü bir nefes almadan önce arabayla arasına sıkıştırdığı bedene baktı ve sonra aniden ellerini çekti.

" Siktir git. "

Ben daha Merih'e dönüp bakamadan kolumu kavramış ve beni sürüklemeye başlamıştı.
Peşinde, evlerine doğru sürüklenirken omzumun üstünden son kez baktım ona.
Acı dolu yüz ifadesindeki kırgınlığı fark etmemek mümkün değildi.

***

Beni eve sokar sokmaz daha anneannesinin karşısına bile çıkartmadan odasına sürüklemişti.
Kolumu bıraktığında kapıyı ardımızdan kapattı ve öfkeli bir tavırla yeniden bana döndü yüzünü.
Kısa bir duraksamadan sonra dudağını yaladı ve sakin tutmaya çalıştığı fakat beceremediği ses tonuyla konuştu.

" Ne bok yiyorsunuz siz? "

Gözlerimi kaçırırken mırıldandım.

" Müzik.. "

Tüm nefesini gürültülü bir şekilde dışarı üflediğinde irkildim ve bakışlarımız bir kez daha buluştu.

" Yok müzik falan. Bir daha kapına gelmeyecek bu hayvan. "

Kaşlarım çatılırken itiraz etmiştim.

" Bana zarar vermedi ki.. "

Bu defa onun da kaşları çatıldı.

" Ulan illa zarar mı vermesi gerek? "

Sakin kalmaya çalışarak derin bir nefes aldım.

" Bak.. aramızda ne olduğunu merak ediyor. Ve ben söyleyemedikçe de kıskançlıktan çıldırıyor. Artık söylemem gerek. "

AYRIKOTUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin