113.

1.4K 98 57
                                    

Merhaba ben döndüm, sizi özlemişim. 

Yorumlarda buluşalım ve yeni bölüm 100 vote olunca gelecek. 

Hazar

Elimdeki telefonu sabırsızca çevirirken bir yandan da dudağımı kemiriyordum. İşe yarayacak mı bilmediğim bu plan elimdeki tek seçenekti. Bir yandan haklı çıkmak istiyor bir yandan da haklı çıkarsam olacaklardan korkuyordum. Düşüncelerimi avcumun içinde titreşen telefonum böldüğünde telaşla tuş kilidini açtım.

Olur görüşürüz.

Tuttuğum nefesi gergince bırakırken gelen rahatlama yerini hızla endişeye bırakmaya başladığında oturduğum banktan kalkmıştım. Kardeşim bildiğim çocuğun arkasından iş çeviriyor sayılır mıydım? Kesinlikle sayılırdım. Fakat buna mecburdum. Hem testi geçebilirse sorun olmazdı. Uzun adımlarımı okul binasına doğru atmaya başladığımda zil sesi de tüm bahçeyi doldurmuştu.

Derin

Öğretmenler zili de çaldığında Merih yüzünde kocaman bir sırıtışla koşarak sınıfa girdi.

" Derin! Harika bir haberim var. "

Gözümün önüne düşen kısa tutamı kulağımın arkasına sıkıştırmaya çalışırken gözlerimi sıcak kahvelerinde dolaştırdım.

" Ne oldu? "

Nefes nefese yanımda durdu.

" Müdürün yanından geliyorum. Yarışmada birinci olan grup talep ederse Devlet Konservatuvarlarına mülakatsız girebilecekmiş! "

Bu haberin o ve gruptaki diğerleri için ne kadar harika olduğunu anlamamak mümkün değildi. Fakat benim için bir şey ifade etmiyordu. Annem daha yeni, üniversiteye gidemeyeceğimi söylemişti. Hem üniversiteye gitmeme müsaade etse bile konservatuvara gitmeme razı olmayacağına emindim. Hevesini kırmamak için gülümsedim.

" Çok iyi bir haber. "

Yanıma otururken heyecanla konuştu.

" Aynı üniversiteye gittiğimizi düşünsene. "

Keyifsizliğimi anlamaması için kendimi zorlayarak yanıtladım.

" Aslında ben hala ne okumak istediğime karar veremedim. "

Arkasına yaslanırken bana baktı.

" Klasik müzik? Bale? Bir sürü yeteneğin var onları ziyan etmene izin vermem. "

Gülümsedim.

" Pekala düşüneceğim. "

Düşünecek bir şey yoktu. Kendi hayatımı nasıl yaşayacağıma ben karar vermiyordum. O an hayal bile kurmaktan çekindiğimi fark ettim. Annem henüz kafamın içindekilere erişebiliyor değildi. Fakat nedense kendi kendimeyken bile isteklerimi dile getiremiyordum. Açıkçası ne istediğimi de bildiğimden emin değildim. Çünkü daha önce kimse bana herhangi bir şey isteyebilme özgürlüğü tanımamıştı. Hayal kurup kendimi kaptırmaktan korkuyordum belki de. Hayal kırıklığına uğramaktan. 

Sıkıntıyla solurken göz ucuyla bir kez daha Merih'e baktım. Aşırı keyifliydi. Hayalleri ve hedefleri vardı. Ve o hayaller için gerçekleştirilmesi gereken planları. O yaşıyordu. Bense sadece nefes alıp veriyordum. Annem beni nereye koyarsa orada. Nasıl koyarsa o şekilde. Ben bir kuklaydım. Fakat acıklı olan kısım kukla olmam değil, kukla olduğumu bilmemdi. 

Gözlerimin yaşardığını fark ettiğimde dikkatimi, sınıfa ne zaman girdiğini bile fark etmediğim öğretmene çevirdim. Sonrasında ise benim için artık hiçbir anlamı olmayan Geometri dersini dinlemeye koyuldum. Bu hafta mezuniyet projemiz için seçim yapacaktık ve Hasan hoca da isteyenlerin isimlerini yazıyordu. Geometri notum yeterince yüksek olduğundan hakkımı Kimya'ya saklamaya karar vermiştim.

AYRIKOTUWhere stories live. Discover now