32.

5.8K 327 3
                                    

(Teknik bir arızadan dolayı önceki bölüm yarım yayımlandı devamını yeniden yazmak durumunda kaldım. Bugün başka bir bölüm daha paylaşacağım. Tam olacak. )

Merih
Sınıfından çıkarken ikisinin de yine hangi cehenneme kaybolduklarını merak ediyordum. Koridoru hızla geçtim ve merdivenleri inmeye başladım. Hazar'ın söyledikleri beynimin içinde dolanıp duruyordu. Yalan söyledim demişti ama Hazar'ın asla yapmayacağı bir şey varsa o da yalan söylemekti. Fakat bu durumda hoşlandığını söylüyor olması yalan olurdu. Yani öyle veya böyle bir şekilde o Sosyal Fobili kız için yalan söylemişti. Bu kız onun en ücra köşelerine tıktığı tabularından birini daha kırmıştı. İlk söylediğini doğru sayarsak yani gerçekten hoşlandığını varsayarsak onun bu kızla neden bu kadar ilgilendiği açıklanmış olurdu. Ama bu da başka bir kafa karışıklığına sebep oluyordu: Hazar hiç bir kıza değer vermeyecek kadar soğuk ve kibirli biridir. Titrek öyle inanılmaz güzel falan değildi. Sevimli ya da tatlı hiç değildi. Çekici olması mümkün bile değildi. Tamam fiziği fena sayılmazdı fakat suratını kapatan siyah saçlarıyla hiçbir erkeğin ilgisini çektiği söylenemezdi. Suratsız bir gölge gibiydi resmen. Uyuz bir gölge. İkisi çıkıyor bile olabilirdi. Gece kulubüne birlikte gelmemişler miydi? Ama araştırdığıma göre onun gibi bir kızın bir erkekle bu kadar kısa sürede duygusal bağ kurması imkansızdı. En azından uzun süredir tanıdığı ve güvendiği biri olmalıydı fakat Hazar'ın şu şarkı olayına kadar Titrek'in farkında olduğunu bile sanmıyordum. Ama bu kızın neden onun yanında bu kadar rahat olduğu sorusunun cevabını da hala çözebilmiş değildim. Çıkış kapısına doğru ilerlerken onları gördüm. Hazar kolunu Titrek'in beline sarmış arabadan inmesine yardımcı oluyordu. Başka bir tuhaflık daha! Hazar kızlara değer vermezdi evet fakat onun da iki üç günlük ilişkileri olurdu. Ama hiçbiriyle okul bahçesi gibi uluorta yerlerde sarmaş dolaş yürümezdi. Bu kız Hazar'ın tabularını sırayla kıracaktı anlaşılan. Okula doğru ilerlemeye başladıklarında kendimi yandaki koltukların arkasına attım ve emekleme pozisyonunda koltukların arasından onları izlemeye başladım. Binaya girdiklerinde Titrek ona bir şeyler diyordu. Duymak için biraz daha yaklaştım.
" Sinirlerimi bozuyorsun. "
Onu ilk defa elleri ve sesi titremeden bu kadar yüksek perdeden bir cümle kurarken görüyordum. Hazar umursamaz bir tavırla durdu ve ona döndü.
" Neden seni Merih'ten kurtardığım için teşekkür edip minnet duymakla yetinmiyorsun? Anlatmak istesem anlatırdım zaten. Demek ki istemiyorum. "
Kavga mı ediyorlar onlar? Bir dakika Merih'ten kurtarmak mı dedi o?!
" Haklısın. Yaptığın şey her ne kadar hoşuma gitmese de sağol. "
Önüne döndüğünde kırıldığını buradan bile fark edebilmiştim. Ki sesi de apaçık kırgınım diye bağıracak cinste boğuktu.
" Özür dilerim tamam mı? Ama tüm okul sizi konuşuyorken daha fazla yan yana gelmeniz işleri daha da kolaylaştırmayacaktı. Ben de yapmam gerekeni yaptım. "
Derin ses çıkartmayınca belindeki kolunu sıkarak onu kendine çevirdi.
" Derin. Seni düşünüyordum. "
" Biliyorum. "
Sesi yok denecek kadar az çıkmıştı. Evet. Okuldaki dedikodular benim de kulağıma gelmişti fakat aptal birkaç sözdü işte. Zamanla unutulur giderdi. Ama Sosyal Fobili bir kız için aptal birkaç sözden fazlası olduğunu düşünememiştim. Boyunu aşacak ve altında kalmasına sebep olacak devasa bir dert yığınıydı. Ve yine Hazar mantıklı davrananımız olmuştu. Onlar gözden kaybolduğunda arkamı döndüm ve sırtımı koltuğun yanına yaslayıp dizlerimi de kendime çektim. Hazar'ın bu kızdan ne istediğini hala bilmiyordum. İnsan hoşlanmadığı biriyle ne diye bu kadar ilgilenirdi ki? Ah.. Tamam benim ondan ne istediğin belliydi. Bu defa yarışmaya yalnız katılmayacaktım. Hayır bu kez değil...

AYRIKOTUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin