34.

5.4K 322 17
                                    

Merih
Telefonumu cebimden çıkarttım ve hızlı hareketlerle numarayı tuşladım.
" Fırat? ... Arabam okulda kaldı. Sumak mahallesinin girişinde Baycanlar market var. Oraya gel. ... Dön oradan gel işte. Acelem var hadi. ... "
Telefonu kapatıp cebime sokarken adımlarımı markete yönlendirdim. Nereye gittiklerini bilmiyordum fakat nedense içimden bir ses Hazarlara bakmamın yeterli olacağını fısıldıyordu. O kadın gerçekten de Derin'in annesiyse ve Hazar Derin'in annesiyle tanışıyorsa Derin'in de Hakan'la tanışıyor olması muhtemeldi. Ve bu durumda aklıma gelecek ilk yer elbetteki Hazar'ın evi olacaktı. Ellerimi ceplerime soktum ve düşüncelerimin beni sarmalamasına izin verdim...

Hazar
Hep birlikte salondaki yemek masasının etrafına oturduğumuzda babamın biraz gergin olduğunu fark ettim. Nedenini öğrenecektik elbet fakat nedense içimden bir ses hoşlanmayacağımı söylüyordu. Sakinliğimi korumaya çalışarak göz ucuyla Derin'e baktım. Yine kendi kabuğuna çekilmiş ellerini inceliyordu. Bir sene diye hatırlattım kendime maximum bir sene daha var. Sonra iyileşecek. Babamın sesi dikkatimin ona kaymasına sebep oldu.
" Çocuklar. Pek iyi bir başlangıç yapamadık belki bu konuya fakat. Zamanla bu fikre sizin de alışacağınızı biliyorum. Aranızda bir problem olmadığını umuyorum. "
Derin duymazlıktan gelmeyi tercih edince ben de aynısını yapmaya karar verdim.
" Bir süredir hastaneye de birlikte geldiğinizi biliyorum. Aslında iyi arkadaş olabilirsiniz. Hem Semih'ten haberlerini de alıyorum Derin'cim. Hazar'la diğerlerimize nazaran daha iyi iletişim kuruyormuşsun. Aslında bu bizi cesaretlendiren bi başka nokta oldu. "
Biranda kaşlarım istemsiz bir şekilde çatıldı. Cesaretlendirmek? Neye? Babam boğazını temizledi ve Aydan'a bakıp devam etti.
" Bu yaz evleniyoruz. "
Ben öfkeden yanan kulaklarımı umursamadan ayağa kalktığımda Derin'in de titremelerinin arttığını görebiliyordum.
" Bize danışsaydınız keşke baba. "
Babam sakin kalmaya çalışarak eliyle sandalyemi işaret etti.
" Otur da sakince konuşalım. "
Belli ki düğün öncesi gerginlik çıksın istemiyordu.
" Ben razı değilim. "
Kollarımı göğsümde kavuşturmuş öfkeli bakışlarımı da Aydan'a yönlendirmiştim. O da sinirli gözüküyordu. Benden hoşlanmadığı apaçık ortadaydı, ben bu kadınla aynı evde nasıl yaşayabilirdim ki Allah aşkına?!
" Hazar. Otur. "
Babam sakin kalmayı buraya kadar başarabilmişti. Delici bakışlarını üzerimde hissettiğimde ona döndüm. Kollarımı çözmüştüm.
" Baba evlenemezsiniz! "
Derin'in ellerini dizlerinin arasına sıkıştırdığını fark ettim.
" Artık çok geç. Gün aldık bile. "
" Hıh. Bu kadar yani öyle mi? Bu kadar değerliyim gözünde? Öyle mi! "
Ellerimi masaya dayayıp ona doğru eğilmiştim.
" Hazar haddini aşma. "
" Baba. Ben-bu-kadınla-aynı-evde-oturmuyorum. Kendinize bir ev bakın. Ya da ben yokum. "
Babam biranda öfkeyle doğruldu ve sağ elini suratıma öyle şiddetli geçirdi ki dişlerimin uyuştuğunu hissediyordum. Arkaya doğru yalpalarken sağ kulağım çınlıyordu ve başım deli gibi dönüyordu. Görmüyordum fakat sağ yanağımın kulağıma kadar kızardığını hissediyordum. Ben arkadaki sehpanın üstüne devrildiğimde zilin sesi beynimde tepinmeye başladı. Gözlerimi yummadan önce gördüğüm son şey Derin'in bana doğru gelen titrek ve ürkmüş bedeniydi. Bilincim açıktı ama gözlerimi açmama engel olacak kadar dönüyordu her şey. Etrafımdaki her şeyin deli gibi dömesi yetmezmiş gibi, kulağımdaki uğultuya bir de zilin sesi karışmıştı. Aydan'ın bana seslendiğini duydum birkaç kez. Sonra bir çift el kolumu kavradı. Güçsüz bir çift el. Ve onun titrek sesini duydum.
" Hazar. Hazar kalk. "
Paniklemişti. Korktuğunu buradan bile fark edebiliyordum.
" Hazar lütfen aç gözlerini kalk! "
Gözlerimi açmaya zorladım ama hala hiçbir şeyin sabit olmadığını fark edip zorlamayı bıraktım. Ta ki kulaklarım onun endişeli sesiyle dolana kadar.
" Hazar?! "
Merih?

Merih
Biranda öne atıldım ve koltukaltlarından kavrayıp ayağa kaldırdım. Gözlerini aralamış bana bakıyordu.
" Hazar?! İyi misin! "
Hazar'ın konuşmasına kalmadan Hakan'ın sesi geldi.
" Yatıralım şu koltuğa. "
Ben Hazar'ı gösterdikleri koltuğa doğru sürüklerken Hazar direndi. Dikişlerimi zorladığımı hissediyordum ki duyduğum keskin acı da bunu kanıtlar nitelikteydi.
" Hayır. Bırak! "
Derin'in tiz ve titrek sesini duydum sonra.
" Hazar! Yapma! "
Ona döndüğümde gözlerinin dolu olduğunu fark ettim. Neler oluyor burada?
" Hazar hadi. "
Onu direnmeye çalışmasına rağmen koltuğa yatırdığımda Hakan önüne diz çöktü ve parmaklarıyla göz kapaklarını açtı.
" Parmağımı takip et. "
Hazar denileni yapmayınca Hakan bağırdı.
" Hazar! Durum ciddi olabilir! Böyle yaparsan nasıl anlayacağım! "
Hazar'ın dudaklarından bir küfür kaçtığında Hakan ayağa kalktı ve onu da omzundan tutup doğrulttu.
" Siktir git lan! Git birkaç gün gözükme gözüme! "
Hazar kaşları çatık bir şekilde doğrulunca biranlık bir denge kaybı yaşasa da sonradan adımlarını düzene soktu ve hızla salondan çıktı. Ben afallamış bir şekilde orta yerde dururken Derin'in de koşarak peşine takıldığını gördüm. Sonra arkamdaki kadının kontrollü sesi çınladı salonda.
" Derin! Buraya gel! Hemen! "

Derin
Arabadan indiğimizde hala panik içerisindeydim.
" Hazar? İyi misin? "
Başını hafifçe salladı.
" Kısa süreli denge kaybı yaşadım yalnızca sorun yok. "
Rahatlamaya çalıştım ama bir türlü başaramıyordum.
" Şimdi ne yapacaksın? "
Gözlerini benimkilere çevirdi bu defa.
" Sen ne yapacaksın? "
Kirpiklerimi kırpıştırdım.
" Anlamadım? "
Durdu. O durunca ben de durdum.
" Evlenmelerini istiyor musun? "
Başımı iki yana salladım. Kıyıya vuran dalgaların sesi içimi birazcık bile olsun rahatlatamıyordu bugün.
" Aynı evde yaşamak istiyor musun? "
Bu defa daha hızlı salladım başımı. Kendi evimde bile rahat değilken başka birinin evinde nasıl rahat olabilirdim ki? Hayır. Kesinlikle olmaz.
" E benim istemediğim de ortada. Bu durumda bu evliliği engellememiz gerekecek. "
Birbirlerine aşıklar mıydı bilmiyordum fakat annemin o adamı sevdiğini biliyordum. Bunu ona yapmak beni iyi hissettirir miydi?
" Derin. Ne düşünüyorsun? "
Yutkunurken gözlerimi yeniden onunkilere diktim.
" Mutsuz olacaklar. "
" Bu şekilde de bizi mutsuz edecekler. Hadi ben bu senenin sonunda üniversiteye gidiyorum. Sen tek başına bir yılını onlarla geçirebilecek misin? Geçiririm dersen bir şey demem tabi. "
Derken yeniden sahile döndü.
" Hayır. Hazar? "
Başını yeniden bana çevirdiğinde yutkundum.
" Seneye nereye gidersen.. Beni de götürür müsün? "

AYRIKOTUKde žijí příběhy. Začni objevovat