63.

3.5K 202 12
                                    

Multimediada Deniz Tekin- Ikiyi geçti adlı parca var.

Merih

Tüm gün Derin' i konusturmaya çalısmıs fakat bir türlü başaramamıstım. Dakikalar gectikce daha da icine kapanıyor ve nedenini anlayamadıgım bir sekilde modu düşüyordu. Ona her dönüşümde bir yere odaklanmış ve dalıp gitmis halde buluyordum. Belli ki kafasını kurcalayan bir seyler vardı. Kafasının icinde dönenlerin ne oldugunu merak ettim. Acaba ben de düsüncelerinde yer alıyor muydum? O an almak istedigimi fark ettim ve bu beni ürpertti. Akdeniz diye hitap etmem kafasını mı karıstırmıstı? Peki neden öyle demistim? Yalnızca icimden o an öyle demek gelmisti ve demistim iste. Bir nedeni yoktu. Yok muydu? Sıkıntıyla sisirdigim yanaklarımı verdigim derin nefesle serbest bıraktım. Bu kız benim icin ne anlam ifade ediyordu? Bunu ögrenmem gerekiyordu.

Derin

Çıkış zili calıp sınıf hızla bosaldıgında Merih' in hala yanımda oturuyor olması canımı sıkmıstı. Yutkundum ve ağır agır esyalarımı toplamaya başladım. O da benimle toparlanmaya başladıgında daha da oyalandım. Ne kadar ağırdan alırsam o kadar yalnız kalırdım. Ama o toparlandıktan sonra sınıftan cıkmadı. Ben de el mecbur cantamı toparlamayı bitirdigimde ikimiz de sanki birinden komut bekliyormuşçasına yanyana oturuyorduk. Acaba Hazar aşagıda mıydı? Biran icimde bir seyler kıpırdadı ama bunun nedeni bugunku bakıslarından duydugum panik miydi yoksa beni beklemesi dusuncesinin heyecanı mı kestiremedim. Beni bekliyor olmasını istiyordum. Ama ona ne diyecegimi de bilemiyordum. O bana izin verme demisti. Ama bugün gördüğü görüntü.. Elimde miydi ki? Sıkıntılı bir iç geçirdigimde konustu.
" 20 dakika oldu. Okul bosalmıstır cıkalım mı? "
Gözlerim panikle ona döndüğünde ellerim titremeye başlamıstı ve ensemden asagı birkac ter damlasının indigini hissetmistim. Evet hem de bu sogukta. Dudaklarım aralandıgında hicbir sey diyemeden agzımı geri kapattım. O da bir sey dememi beklemeden ayaga kalktı.
" Hadi randevuna gec kalmadan bırakayım seni. "
Dudaklarım yeniden aralandıgında kekeledim.
" Be-ben gi-giderim. "
" Bundan sonra ben bırakacagım seni. Hadi ama arkadas olmayacak mıydık?"
Gözlerim panikle irilesirken onunkilere dikmistim. Agzimi bir kez daha actıgımda benim bir sey dememe gerek kalmadan onun sesi tüm sınıfı doldurdu.
" Derin kalk. "
Bakıslarımı Merih' in kahvelerinden ayırıp arkasındaki cocuga diktigimde icimde bir seyler kıpırdadı ve ben ikiletmeden ayaga kalktım. Merih Hazar'ın sesini isittiginde dislerini sıkmaya baslamıstı. Basını omzunun üstünden ona çevirdi ve sonra paytak ama aceleci adımlarla ona dogru ilerleyen bana baktı.
" Çıkısta seni alırım bir seyler yaparız? "
Ben yine oldugum yerde dona kaldıgımda ikisinin de bakıslarını üzerimde hissetmistim. Hazar bir kez daha bana izin vermeden cevapladı.
" Çıkısta ben seni alır eve bırakırım Derin.
Artık gidelim. "
Gözlerim bu kez onunkilere cevrildiginde bakıslarındaki derinlikten huzursuz oldugumu hissettim ve basımı egdim.

***

Ne hastaneye giderken ne de hastaneden dönerken tek bir kelime bile konusmamıstık. Tek diyebildigim sey beni eve bıraktıgı icin tesekkur etmek olmustu. Sarsak adımlarla evin kapısına vardıgımda kapının aralık oldugunu fark ettim ve biraz merak biraz da huzursuzlukla iceriye girdim.
" Anne!"
Ses yok.
" Anne kapı neden açık?"
Salona yönelmeden önce kapıyı kapattım.
" Ann.."
Annemi salondaki kanepenin önünde yerde oturmus aglarken buldugumda oldugum yere çakıldım kaldım.
" Ne-neden aglıyorsun? "
Annem cevap vermek yerine aglamaya devam ettiginde sırtımdaki cantayı yere fırlatıp yanına koştum.
" Anne noldu?!"
Bugün nikah tarihi alacaklardı. Suan mutlu olması gerekmez miydi?
" Anne!"
Annem gözlerini yavasça benimkilere kaldırdı ve biranda bana sımsıkı sarıldı. O sarsıla sarsıla aglarken sanki yıllardır atmayan kalbimin yeniden atmaya başladıgını hissetmistim. Bu neydi simdi? Beynim sinir hücrelerinden kendisine iletilen bu bilgiyi tanımlamaya çalısırken kollarım ona sarılmak icin havaya kalkmıstı ama yapamadım. Annem bana sarılmıştı. Yıllardır ilk defa. Yutkunmaya çalısırken burnuma kayan minik damla agladımı fark etmemi sagladı. Annem bana sarılmıştı. Yıllardır ilk defa. Yutkundum ve bu büyülü anı bozmamak icin bir kez daha ne oldugunu sormadim. Aglamasına aldırıs etmedim. Yalnizca beni sarmalayan kollarına odaklandım ve ona has sıcak kokusuna. Cocukken kimi zaman dolabından kıyafetlerini alır koklayarak uyurdum. Gözlerimi sıkıca yumdugumda tüm yüzüm ıslanmıstı. Suan neden agladıgımı bilmiyordum. Mutluluk muydu bu, mutsuzluk mu? Kestiremiyordum. Ama sanki bir seyler yanlıs geliyordu. Bir seyler absürttü. Bir seyler ters.. Biranda kollarımı ona sıkıca sardım. Ve sanki o an kalbim yerinden cıkmak pahasına hızla atmaya başladı. Fakat cok gecikmeden kalbimi durduracak o cümleyi isittim ve anneme sarılı olan kollarım biranda kayarak düsüverdi.
" Baban öldü. "
Babam.. babam öldü.

Merhabalar :) Hikayeye devam et diyenler vote verebilir mi lütfen? Elestirisi olan da buraya yazabilir.

AYRIKOTUWhere stories live. Discover now