18.

7.7K 435 17
                                    

( Multimediada Pera -Affet var dinleyebilirsiniz. )

Hazar

Uzun zamandır böylesine rahatlamamıştım. Derin'le yamacın kıyısında kollarımı iki yana açmış avazım çıktığı kadar bağırırken onunla yalnızca doktor istedi diye konuşmadığımı fark ettim. Bu kız bana anlamsız bir şekilde iyi geliyordu. Konuşmasa bile yanındayken iyi hissediyordum. En önemlisi ilk defa iyi biri gibi hissediyordum. Gerçekten iyi biriymişim gibi...

Derin

Sesim kısılmıştı ve boğazım inanılmaz derecede acıyordu ama değmişti. Kendimi hiç bu kadar özgür hissetmemiştim daha önce. Gözlerimi sıkıca yumdum ve uykuya dalmadan önce zihnimin o anı tekrar tekrar yaşamasına izin verdim...

Merih

Öğle arasının zili çaldığında hızlı adımlarla sınıftan çıktım ve Müzik Odasına girip beklemeye başladım. Kendi ayaklarıyla gelmesini istiyordum. Kendi iradesiyle. İsteyerek. Burada bulunmasının kendi seçimi olmasını. Ama gelmedi. Bir saat boyunca bir umut kapıya baktım ama o gelmedi. Belki okula bile gelmemişti. Onu girerken görmemiştim. Aslında hiçbir zaman girerken görmüyordum. Ders zili çaldığında yerden kalktım ve derse girmek üzere Müzik Odasından çıktım...

Derin

Zil çaldığında irkildim. Gelmemişti. Bu defa gelmemişti. Bunun içimi rahatlatması gerekiyordu belki ama içimde bir yerlerde küçük bir burukluk hissediyordum. Evet. Beni sürükleye sürükleye Müzik Odasına götürmesi ve üstelik kapıyı da kilitlemesi beni oldukça geriyor hatta tedirgin ediyordu. Ve bugün aynı şeyleri yaşamamış olmak beni rahatlatmıştı. Ama merak ediyordum işte. Bıkmış mıydı benden? Belki de sıkılmıştı. Kim sıkılmazdı ki? Çok sıkıcıyım. Derin bir iç geçirdim. Ama dün öyle bağırdığında pes edeceğini düşünmemiştim. Ah ne aptalım! Bağırmasından hem ürküyor hem de umutlanıyorum...

Merih

Çıkış zili çaldığında çantamı omzuma takıp sınıftan çıktım ve merdivenleri hızla inmeye başladım. Çıkış kapısının yanındaki koltuklara vardığımda oturup beklemeye başladım. Yaklaşık yarım saat sonra okulda kimse kalmadığında onu gördüm. Merdivenlerden iniyordu. Beni henüz görmemiş olmasından mıdır bilmiyorum fakat oldukça rahat gözüküyordu. En azından ağlamıyor ya da titremiyordu. Sonra göz göze geldik. Elimle gelmesini işaret ettiğimde uzun süre hareketsizce durdu. Sonra çıkışa doğru hızlı adımlarla ilerlemeye devam etti. Çantamı koltuktan aldığım gibi onu kapıdan çıkacakken yakaladım.
" Gelmedin. "
Ses çıkartmadı. Başını eğmiş öylece duruyordu. Kolundaki elimi sıktım.
" Geleceksin dedim Derin! Nesini anlamadın?! "
Bağırdığımda irkildi. Nefes alış verişinin hızlandığını görebiliyordum.
" Neden gelmedin? "
Dedim bu defa sakin bir sesle. Ama cevap vermeyince yine hiddetlendim.
" Geleceksin dediysem geleceksin Derin! Anladın mı?! "
" Anlamadı. Bana anlat bir de. "
Sesini duyunca ona döndüm. Derin de başını kaldırmıştı. Birkaç adım ötemizde durmuş bize bakıyordu.
" Evet. Bekliyorum? "
Yeniden Derin'e döndüm.
" Seni ilgilendirmiyor. "
" Derin'i ilgilendiren her şey beni de ilgilendiriyor. "
Kaşlarımı çatarak ona döndüğümde Derin'in yeniden titremeye başladığını fark ettim. Ama umursamadım.
" Hangi sıfatla? "

Hazar

Sorusunu duyduğumda sakinliğimi korumaya çalıştım. Lanet olası sıfatın çok mu önemi vardı?! Hayır. Kimse kardeş olmak üzere olduğumuzu bilmeyecekti. Bok herif. Eskiden de böyleydi bu. Üstüne vazife olmayan her şeye burnunu sokar, ilgisi olmayan konulara balıklama dalardı. Bunun yüzünden az mı yumruk yedim zamanında? Her işime burnunu sokmasaydı onun da başını belaya sokmamış olurdum ama dinlemedi piç.
" Hangi sıfatla? "
Dedi bir kez daha. Ben de onu duymazlıktan gelip Derin'e döndüm.
" Hadi gidelim. Randevuyu kaçıracağız. "
Bu kez ona döndü.
" Ne randevusu? "
Derin ses çıkartmadan alt dudağını dişlediğinde bağırdı yeniden.
" Derin! "
Derin başını kaldırıp ürkek bir şekilde bana baktığında bu saçmalığa bir son vermeye karar verdim. Bunun derdi neydi yine böyle?
" Merih. Bırak. "
Merih beni umursamadan bağırdı bir kez daha.
" Ne randevusu! "
Derin irkilince hızla yanlarına gidip diğer kolunu da ben kavradım.
" Gidiyoruz. "
Dedim Merih'e ters ters bakarak. Ama izin vermedi baş belası.
" Derin! "
Anlaşmamızı bozmam için ne diye zorluyordu ki beni it?! Çok öfkelenmiştim bu defa. Derin' in kolundaki elimi çektim ve hiddetle Merih'in yakasına yapıştım.
" Merih! Siktir git başımı belaya sokma benim! "
Merih de Derin' in kolunu bıraktı ve var gücüyle beni ittirdi. Ellerimi yakasından çekerken geriye doğru sendeledim. Kaşlarını çatmış yumruklarını sıkıyordu. Onunla daha önce çok kez itişmiştik. Hepsi de lanet işlerime lanet burnunu sokmasından dolayı! Şimdi ise uzun zaman sonra yine aptallığından hiç ödün vermiyor olması beni duygulandırdı. Ona ne zaman işlerime karışma başına bela alırsın desem dinlemeyip öyle veya böyle dahil olurdu. Sonra da ben kendimi mi korusam onu mu korusam derdinden birkaç gün yürüyemez hale gelecek kadar dayak yerdim. Ona göre o gelmese beni iyice linç edeceklerdi. Fakat ben onun da o pisliklere bulaşmasını istemiyordum işte bunu anlamak neden bu kadar zorsa?! Angutluğundan asla vaz geçmeyecek miydi bu çocuk? Bir anlaşma yapmıştık. Bir daha birbirmizin karşısına çıkmayacaktık. Ama o anlaşma az önce bozulmuştu.
" Merih defol git bizi de rahat bırak hadi. "
Dedim sakin denilebilecek bir sesle. Ama inatla sözümü dinlemiyordu. Her zamanki gibi. Yumruğunun tekini kaldırıp çeneme indirdiğinde acıyla sola doğru savruldum. Tabi bendeki sakinlik de o yumrukla beraber kayboldu. Tam bir öfke patlaması yaşarken başımı yeniden ona çevirdim ve adeta üstüne uçtum. Sağ elimi boğazına dayayıp tüm gücümle sıkarken biranda onun sesini duydum.
" Hazar!!! "
İncecik kollarını belime dolamış başını da sırtıma yaslamıştı. Bedeninin nasıl titrediğini iliklerime kadar hissediyordum. Aptallaşmıştım. Tamam benimleyken biraz daha rahat olduğunu ben de fark ediyordum ama sarılmak? Uzun zamandır kimseye sarılmış mıydım? Ya da kimse bana sarılmış mıydı? Afallayarak Merih' in boğazındaki elimi gevşettiğimde onun şaşkın ve öfkeli bakışlarına takıldım. Bir kez daha birbirimize karşı düşman kesilecektik anlaşılan. Ve bu defa anlaşma yapıp aradan sıyrılmam mümkün değildi. Çünkü bu defa söz konusu kız herhangi biri değildi. Üvey kardeşimdi. Olmasını hiç istemediğim üvey kardeşim.

AYRIKOTUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin