93.

3K 167 44
                                    

Derin

Sessizlik.
Yarım saattir içerisinde bulunduğumuz derin kuyunun ta kendisiydi.
Dudaklarından dökülen kelimeler kulaklarımda çınlıyor beynimin içini turluyordu. Kollarımı kendime daha da sardım. Fakat bunu yaparken dikkat çekmemeye çabaladım.
Kafamın içerisinde bir ses sürekli o cümleyi düşünmemi söylüyordu fakat inatla reddediyordum.
Onun düşünülecek bir tarafı yoktu.
Olamazdı.
Gözlerimi kapadım.
Ah sen ne anlarsın ki Derin? Kim bilir ne demek istedi? Bunu böyle farklı yerlere çekmene gerek yok.
Ki o da söyler söylemez tüm dikkatini benden alıp yola çevirmemiş miydi zaten?
Bomboş bir cümle.
Hepsi bu.
Gözlerimi açmama neden olan şey durduğumuzu hissetmem oldu. Kollarımı bir çırpıda çözerken gelmiş olduğumuzu fark etmiştim.
Ve bir şey daha.. Gözlerim tedirginlikle Merih'in uzun yapılı bedenini algıladığında kemerimi çözüp arabadan hızla çıktım. Yeni bir kargaşayı kaldıracak güçte değildim. Olabildiğince uzun tuttuğum adımlarımla yanına vardığımda bahçeden çıkmak üzereydi. Beni görünce gülümsedi.

" Seni merak ettim. "

Yutkundum.

" Önceki geceyi hastanede.."

Başını sallarken bana biraz daha yaklaştı.

" Fırat söyledi. "

Sıkılgan bir tavırla başımı kaldırıp yüzüne baktım.

" Bugün de provalara katılabileceğimi sanmıyorum. " sona doğru sesim iyice güçsüzleşmişti " Uzun bir yoldan geliyoruz. "

Bakışları sorarcasına arkama çevrildiğinde Hazar'ın geldiğini anladım. Açlıktan guruldayan karnım ikisi arasındaki gerginliğe sağlam bir tekme savurduğunda alt dudağımı dişledim. Merih bakışlarını üzerimde gezdirirken konuştu bir kez daha.

" Kahvaltı yaptın mı? "

Başımı iki yana salladım kısaca.

" Bak ne diyeceğim, annem bu saatlerde kalkıyor güzel bir sofra kurduğuna eminim. Gelmek ister misin? "

Gözlerimi onun sıcak kahvelerinden güçlükle ayırırken Hazar'ın kıpırdandığını işitir gibi olmuştum. Boğazım kururken geveledim.

" Ben.. emin değilim.. rahatsız olur.. "

Merih kararsız çırpınışlarımı elini omzuma koymak suretiyle böldü.

" Annem seni çok sevecek. "

Onun gülümseyen yüzü içimi ısıtmaya yeterken ben de gülümsedim.

" Pekala. "

Ve bu cevabım üzerine Hazar ikimizin yanından hışımla geçip gitti.
Açık konuşalım. Bu kahvaltı işini kabul etmemin en büyük nedeni elbette ki açlığım değildi. Sadece, o evde O'nunla yalnız kalmak istemiyordum.
Gözlerimi onun sırtından ayırdığımda ürperdiğimi hissettim. Her şey benim için daha da karmaşıklaşıyordu ve ben bunun olmasından nefret ediyordum. Gözlerimi Merih'inkilere kaldırdım.

" Hadi gidelim. "

***

Bir kez daha bir arabanın yolcu koltuğundaydım. Ve bir kez daha yeterince gergindim. Fakat bu defaki başkaydı. Karnımda bir şeylerin kımıldandığını hissettiğim esnada Merih de annesiyle olan telefon görüşmesini bitirmişti. Telefonu kapatıp bana döndü.

" Ee anlat nereden geliyorsunuz? "

Bakışlarımı yoldan ayırmadan kısaca yanıtladım.

" Mersin. "

AYRIKOTUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin