102*

2.7K 159 34
                                    

Hazar

İçimde bir şeyler ellerini ağzına kapatmış dehşetle onun saçlarına bakarken Derin telaşla kendini geri çekmiş ve odasına girmişti. Aniden öne atıldım.

" Hey!" dedim aceleyle. Ve kapatmaya kalkıştığı kapıyı tuttum.

" Saçların çok hoş görünüyor. " diye eklediğimde gözleri hızla dolmaya başlamıştı. İlgiyle saçlarını incelerken ekledim.

" Fakat biraz düzenlemek gerek. "

O, dolu gözleriyle şaşkınca bana bakarken içeriye girdim ve aynasını kırdığı masasına doğru ilerledim.

" Makasın var mı? " masanın çekmecelerini karıştırırken devam ettim " Bu arada bir ara şuraya yeni ayna taktıralım. "

Ağır ve sersem birkaç adım attığını duydum. Fakat hala susuyordu. Ve ben de nihayet aradığım şeyi bulmuştum. Onu çekmeceden çıkarttım ve sıkıca kavrayıp yeniden Derin'e döndüm. Gözyaşları her an güzel kirpiklerinin ucundan damlayacak gibi parıldıyordu. Yutkundum.

" Hadi gel. " dedim boy aynasına doğru ilerlerken.

Olduğu yerde durup benim boy aynasının önüne çöküşümü izledi. Omzumun üzerinden bir kez daha ona baktım.

" Hadi. "

Gözleri kafası karışık bir şekilde odanın içinde gezindi ve sonra yeniden benimkileri buldu. Gülümsedim. Yutkundu. Ve sonra kararsız adımlarıyla sersemce bana doğru gelmeye başladı. Tam önümde durup aynayla arama bağdaş kurduğunda aynadan o güzel gözlerine baktım bir kez daha. Hüzünlü bakışları korkusuzca gözlerime bakıyordu. Fakat ben korkusuz değildim. Gözlerimi istemeden de olsa kaçırdım ve siyah saçlarına uzandım.

Ben babamın yönlendirmesiyle doktor olacaktım.

Ben bu ellerle gerektiğinde şırınga gerektiğinde neşter tutacaktım.

Benim ellerim titremezdi.

Ben vücudumu kontrol edebilen biriydim.

Ben makası en doğru şekilde kullanmasını küçük yaşta öğrenmiştim.

Ben dikiş atmayı bile küçük yaşta öğrenmiştim.

Fakat şu an makası kavrayan parmaklarım öylesine titriyordu ki...

Yutkundum.
Kendimi toparlamaya çalıştım.
Ona bunu borçluydum.
Ona iyi hissetmesini borçluydum.
Ben güçlü olandım.
Makası aralayıp saçlarının biçimsiz kesilen uçlarına uzattığımda içim titredi. Alt dudağımı dişledim.
Saçlarını makasın arasına aldığımda beni darmadağın eden o sesi işitti kulaklarım bir kez daha.
Hıçkırık sesi. Derin'in hıçkırığının sesi.
Peşi sıra havada yer eden hıçkırıkları güçlendiğinde ne yapacağımı bilemez halde kalakalmıştım. Başını hafifçe önüne eğdi ve içli içli ağlamaya başladı.
O an fark ettim. Ben güçlü olan mıydım bilinmez fakat o güçlüydü. Çok güçlüydü. Yutkundum. Gözlerim dolmaya başladığında boş elimle hızla sildim ve dikkatimi bir kez daha saçlarına verdim. Bunu yapacaktım. Onu iyileştirecektim. Ben de buna, saç uçlarından başladım...

***

Kahvaltı sofrasına oturduğumuzda herkes suspus vaziyetteydi. Babam sabah vakitlerinde gelmiş olduğundan yorgun görünüyordu.
Derin ise zaten perişan haldeydi. Yüzü gece boyu ağlamaktan şişmiş ve görünüşe göre iştahı da kapanmıştı. Elindeki çatalı tabağındaki peynire saplayıp çıkartıyordu.
Bakışlarımı hemen karşımda oturan Aydan'a diktim. Gözleri yediği zeytindeydi. Hiçbir şey olmamış gibi göstermeyi çok iyi biliyordu. Bu kadın gerçekten de korkunç bir kadındı. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar planlıyor ve temkinli adımlarla avına yaklaşıyordu. İşi bittiğinde ise olay yerine ikinci kez dönmüyordu.
Bakışlarımız buluştuğunda hızla kaçırıp masanın diğer ucunda sessizce oturan Rüzgar'a çevirdim. Elindeki çatalına taktığı salamı minik ısırıklar halinde yerken huzursuz görünüyordu. Kaşlarım refleksle çatıldı.
Ortamdaki gerginlikten mi etkileniyordu?
Yutkundum. Benim bir şeyler yapmam gerekiyordu. Bu durumu elime yüzüme bulaştırmadan çözmem gerekiyordu. Elim sakallarıma gittiğinde tıraş olmam gerektiğini fark ederek sıvazladım.
Onu ne durdururdu?
Gözlerim yavaşça yan çaprazımda oturan babama kaydı.
Babama söylemek onu durdurur muydu?
Babam böyle bir şeyi öğrendiğinde bana inanır mıydı?
İnanmaması ihtimali beni çıkmaza sürüklüyordu.
İnanırsa ne tepki verirdi?
İşte burası çok kritikti. Aydan'dan uzaklaşabilirdi. Ve bu durumda Derin'i asla koruyamazdım.
Aydan'ı tedavi ettirebilir miydi?
Buna ikna edebilir miydi?
Gözlerim usulca Aydan'ın gergin yüzüne tırmandı. Ağzındaki zeytini hırsla çiğniyordu. Beden dilini çok fazla kullanan bir kadındı. Kaşlarım istemsizce çatıldı. Üstelik fazla zekiydi. Tehlikeli derecede zeki. Ben kendi içimde onu analiz etmekle meşgulken babamın adımı telaffuz edişiyle dikkatimi toparlayıp ona döndüm.

AYRIKOTUWhere stories live. Discover now