🌚 BEŞİNCİ BÖLÜM 🌝 (Düzenlendi)

16.7K 1.1K 66
                                    

Brais köyün çıkışındaki fabrikanın az ötesinde bekliyordu. Kimse tarafından görülmek istemediğimiz için, normalde on-on beş dakikamızı alacak yolu, köyün diğer tarafındaki orman yolunu kullanarak yarım saatte yürüdük. Bu süre boyunca kimsenin ağzını bıçak açmamıştı.

Gece, zifiri karanlıktı ama nöbetçi Tasarımlar uyumazdı; hudutlarını korudukları bölgede insanların dolaşmalarına, birbirleriyle iletişim kurmalarına, bazen de kavga etmelerine izin verirlerdi, ta ki sıkılıp olaya el atana kadar...

Onlar için yalnızca köle değildik, bir çocuğun bağımlısı olduğu oyuncaktan bir farkımız yoktu. İstedikleri zaman, istedikleri şekilde bizlerle oyun oynuyorlardı, galiba eğlence anlayışları biz sıradanlardan biraz farklıydı.

Ama hiçbiri, kaçışımıza göz yummazdı.

Ertesi sabah sekiz kişinin birden firar ettiğini öğrendiklerinde tepkileri ne olacaktı? Bir yanım feci şekilde kalıp o tarihi ana şahitlik etmek istiyordu. Öfkeden köpüreceklerdi.

"Geçen gece kullandığımız yoldan gideceğiz," dedi Brais. "Asfalt yolda daha hızlı gidebilirim. Uthia sınırına girdiğimiz anda aracı bırakmamız gerek. Sabaha kayıp olduğumuz köyümüz Esteva dâhil tüm Andhalin'de ilân edilecektir. Uthialılar'ın da duyması çok sürmez. Böyle bir durumda sadakatlerinin kime karşı olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz."

Biliyorduk. Ne yazık ki günümüz dünyasında insanlar genellikle birbirine güvenmekten çok, düşmanla iş birliği yapıyorlardı.

Oturduğum cam kenarında bakışlarımı yer yer çatlamış olan koltuğun kahverengi, deri döşemesine çevirdim. Evet, takas için yola düşmüşlüğüm vardı ama kaçmak, bu tamamen farklıydı. Özgürlüğü daha önce hiç bu kadar derinden tatmamıştım.

Bu gece yolda bize engel olacak hiçbir şeyle karşılaşmadık. Ne yalan söyleyeyim, sağda solda birkaç mutanta rastlarız diyordum ama beni bir kez daha şaşırttılar. Yol oldukça tenhaydı, arabanın motorundan çıkan ses sinir bozucu olsa da, göründüğü kadarıyla bizi kimseye karşı ele verdiği yoktu.

Beş saatlik yolculuğun ardından, gün doğumunda Uthia sınırına ulaştık.

Dünyada kötülüğün kol gezmesi bir kenara bırakılırsa, karanlığın ardından gelen aydınlık umudumu içimde büyütüyordu. Ufka baktığımda, o incecik çizgi gibiydi belki içimdeki ümit ama onu büyütecektim, tıpkı bir annenin bebeğine olan şefkati gibi, yavaş adımlarla olacaktı fakat sonuca ulaşacaktım. Bunu yapmak zorundaydım. Onlardan, ailemden vazgeçemezdim.

"Ben derim ki, Uthia'nın şehir merkezine gidelim. Oradan limanların olduğu Cunn Kasabası’na ulaşmak daha kolay olur. Şanslıysak, yeni bir araç bile bulabiliriz."

Herkes baş sallayarak Daiwyn'i onayladı. Zaten şehir merkezine çok uzak sayılmazdık. Araçtan çantalarımızı aldıktan sonra yürümeye başladık.

Bunu nasıl yaptıklarını bilmiyorduk ama Tasarımlar, Yeniden Doğuş'tan hemen önce, dünyayı değiştirmeye başlamışlardı; hem de her açıdan. Bir rivayete göre, gezegenimizde önceden tam yedi kıta varmış. Bu zeki yaratıklar, her ne yaptılarsa günümüz dünyasında sadece bunlardan üçü yer alıyor.

Ayrıca bütün bu yerlerde iklim ve bitki örtüsü de değişmiş durumda. Bu yüzden, tam da şu anda sokaklarına giriş yaptığımız Uthia'nın aslında geçmişte nasıl bir yer olduğunu kimse bilmiyor.

Bizim yeşille kaplı Andhalin ve artık topraklarında hiçbir canlının yaşamadığı Andhalath Kıtası arasındaki köprü görevi gören Uthia, beton binalarla çevrilmiş, kenarına köşesine az miktarda yeşilliğin bulaştığı tam bir ticaret şehri. Burada popülasyon daha fazla. Dünya’da toplasan bir avuç olan sıradan insan nüfusunun en varlıklı olanlarının da ikamet ettiği yer.

KUSURSUZ #1- Yeniden Doğuş  (Düzenleniyor)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant