ELLİ BİRİNCİ BÖLÜM

7.1K 868 77
                                    

Birkaç muhafız hemen ileri atılıp saniyeler önce ölen Roliath'ın bedenini büyük boydaki bir ceset torbasına koyup alandan uzaklaştırdı. Oturduğu sandalyenin bazı kısımlarına ilâcın kalıntısı ve kan bulaşmıştı. Buna alışkınmış gibi görünen orta yaşlı bir Rhilin sandalyeyi kucaklayıp bir kenara çekti ve yerine tertemiz görünen bir başkasını getirdi.

Sıra bana gelmişti...

Kafese yaklaşan muhafızın elinde yeni bir kelepçe vardı. Ellerime taktıklarından daha ağır ve büyük görünüyordu. Ciddî ifadesiyle birlikte kafesin kilidini açtı ve yanıma yaklaşıp önümde diz çöktü.

Ayak bileklerimi saran metal soğuktu. Tenim ürperiyordu. Ensemdeki tüylerim diken diken olmuştu. Galiba yeni yeni korkmaya başlamıştım.

Çıt çıkmayan alanda muhafızın eşliğinde sandalyeye ulaştım. Görüşüm bulanıktı, her iki tarafımdaki yüksek koltuklarda oturan Rhilinler'i göremiyordum. Gözlerimin önünde sürekli su dalgasına benzer bir görüntü oluşuyordu. Kulaklarımdaki uğuldama da tamamen zihnimin bana oynadığı bir oyun olsa gerekti, çünkü gerçekte ortama ölüm sessizliği hâkimdi.

Konsey başkanı ayağa kalktığında başımı ona doğru çevirmemek için sandalyenin kol kısımlarından sıkıca tuttum.

"Evet, gelelim günün ikinci olayına. Eminim hepiniz Cyra adındaki bu genç kızla ilgili gerçekleri biliyorsunuzdur. Kısa bir süre önce öğrendiğimize göre, sıradan bilinen bu kız, aslında Vhalax soyuna mensup biri. Aslında aynı kararı bu genç kız için de almıştık. Hatta bir kesim Roliath'ın infazıyla birlikte onunkini de aradan çıkarmayı teklif etti fakat son anda ortaya atılan bir fikirle birlikte, hepimiz yeniden düşünme kararı aldık."

Ne fikri? Neden bahsediyordu başkan?

Bir anda meraklanıp oturduğum yerde kelepçelerin el verdiği ölçüde yana dönüp başkana baktım. Onun gözleri ise tamamen başka birinin üzerindeydi. Nereye baktığını büyük bir dikkatle takip ettim; sol taraftaki konsey üyelerinin oturduğu yerde diğer bütün üyelerden biraz daha uzakta duruyordu; Lexan!

Nasıl yani?

"Konseyimizin baş üyelerinden ve malikânenin sorumlusu olan Lexan, bu kızın akıbetiyle ilgili aldığımız kararı bir kez daha düşünmemize neden olacak kadar ilginç bir fikirle çıkıp geldi birkaç saat önce.

Buyurun gerisini kendisi anlatsın."

Eliyle Lexan'ı herkesin onu görebileceği şekilde, tam da benim bulunduğum yere doğru çağırdı. Lexan bordo cübbesinin yakasındaki bağları çözdü ve oturduğu koltuğa bıraktıktan sonra, onu her zaman görmeye alıştığım takım elbisesiyle birlikte yanıma doğru yaklaştı.

Bana kısacık bir an baktı, ne düşündüğünü deli gibi bilmek istiyordum. Lâcivert gözleri bilmediğim bir duygunun etkisiyle pırıl pırıldılar.

"Evet, pekâlâ, uzun uzun konuşup da sizleri sıkmak istemiyorum. Roliath'ın Cyra hakkındaki gerçekleri anlattığı zaman söylediklerini hatırlıyorsunuzdur.

Cyra'nın bir ikizi olduğundan bahsetmişti. Olağanüstü güçlere sahip bir kardeş. İkisinin bir araya geldiği takdirde, deyim yerindeyse yerin yerinden oynayacağını söylemişti. Ama tekken bile diğer Vhalax'ın Andhoras'taki herkesten daha güçlü olduğunu anlatmıştı.

Şimdi biz Cyra'nın infazını gerçekleştirsek bile, günü geldiğinde ikizinin başımıza belâ olmayacağı ne malûm? Üstelik elinde bizimle ilgili bilgiler de olabilir. Her yerde Cyra'yı aradığını söylemişti Roliath. Bir şekilde yer altındaki dünyamızı öğrenir ve kardeşini öldürenin biz olduğumuzu anlarsa, korkarım ki onların teknolojileriyle ve öfkeli bir kardeşin gazabıyla uğraşmaya gücümüz yetmez.

KUSURSUZ #1- Yeniden Doğuş  (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now