SEKSEN İKİNCİ BÖLÜM

7.1K 753 140
                                    

Arkamdan gelen ayak seslerine aldırmadan hızla koşmaya devam ettim ve sığındığım yapının üst katlarına doğru tırmanışa geçtim. Bir şeyler yapmam gerekiyordu çünkü onlara yalnız başıma yakalanmıştım. Raiden yanımda değildi. Deick de yoktu. Neden beni bir başıma bırakmışlardı ki?

Kendi kendime sessiz olmam gerektiğini fısıldarken, beni takip edenlerin buna hiç de aldırmadığına şahit oldum. Arkamdan gelirlerken sinsi gülüşlerini ve kendi aralarındaki alçak sesli konuşmalarını duyabiliyordum.

"Bırak gitsin," dedi biri kıkırdayarak. "Önünde sonunda avucumuza düşecek zaten. Hem biraz kovalamaca benim de hoşuma gider doğrusu."

Beni kolay bir lokma olarak görmelerine sinir olsam da, ne yazık ki haklı olduklarını kabul etmek zorundaydım. Gidebileceğim ve saklanabileceğim başka bir yer yoktu. Bu binadan çıkışım neredeyse imkânsızdı. Âdeta kendi ellerimle beni kapana kıstırmalarına yardımcı olmuştum fakat elimden başka bir şey gelmemişti o anda. Gecenin karanlığında bu yer daha iyi bir seçenek gibi görünmüştü gözüme. Birbirine tıpatıp benzeyen binalardan oluşan bir bölgedeydi ve hangisine saklandığımı bulmak için onlar aranıp dururken, ben bir yolunu bulup yeniden kaçabilirdim.

Tâbii ki arkamdan gelen topluluğun bu kadar kalabalık olduğunu bilmeden önceki düşüncelerimdi bunlar.

Katlar arasında koştururken, apartman boşluğuna denk gelen yerden baktığımda, hemen hemen bir düzine Rhilin'in peşimde olduğunu acı bir gerçeklikle görmüştüm. Bu durumda kafese kapatılan bir kuş gibi, çırpınışlarım beyhude olacaktı.

En ıssız, en kuytu noktaya bile saklansam, gelip biri mutlaka beni bulacaktı.

Hiçbir eşyasına dokunulmamış bir daireye girdim ve telâşla oradan oraya bakınarak kendimi gizleyebileceğim bir yer aradım. Dolapları aralayıp içine saklanmak nedense bana ucuz ve basit bir yöntemmiş gibi geliyordu. İlk bakacakları yerler oralar olacaktı zira. Bu yüzden o şıkları eleyip odaların içinde dolanmaya başladım.

Pufff, yatak altına gizlenmek de olsa olsa çizgi filmlerde falan olurdu. Hem sığabileceğimden de kuşkuluydum. Ayakuçlarımın görülmesi ihtimali çok fazlaydı.

O hâlde tek bir seçeneğimiz var...

İçimden yankılanan sese kulak verdiğim esnada, dairenin kapısı büyük bir gürültüyle açıldı.

Panik... Endişe... Korku...

Bir bir içeriye girişlerini duydum. Gruplara ayrılmış olmalıydılar, çünkü üç farklı kişiye ait sesi işitebiliyordum.

Damarlarıma dek zerk eden korkuya rağmen, vahşî ve bir o kadar da ilkel bir nefretle dolup taştım. Onların kazanmasını istemiyordum. Hiçbir zaman istememiştik. Biz Vhalaxlar ve onlar; Rhilinler arasındaki süre gelen sonsuz savaşta her zaman zaferin sahibi olan taraf biz olmalıydık.

Onlara beni yakaladıkları için duyacakları zevki yaşatmayacaktım.

Odanın kapısı gıcırtıyla açıldı ve tam da tahmin ettiğim gibi, üç adet karanlığa boğulmuş beden içeriye girdi.

"Bakın çocuklar burada kimler varmış?" diyen eğlenerek öne doğru bir adım attı ve sahte bir reveransla karşımda eğildi. "Kraliçem, sizi görmek ne büyük bir şeref!"

Başını kaldırıp yüzüme baktığında sırıtıyordu. Açık renkli saçları ve tıpkı Deick'inki gibi, kehribar rengi gözleri vardı.

"Gaton, lütfen geri çekil de ben de hanımefendiye saygılarımı sunayım."

Bu ses bir erkeğe ait değildi. Neşeli ve sıcacık gelen bir kadın sesiydi. Yaklaştığında kıvırcık saçlarını ve aynı kehribar rengi gözlerini görebilme imkânım oldu. Bu ikisi kesinlikle Lymn ırkına mensuptular.

KUSURSUZ #1- Yeniden Doğuş  (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin