ALTMIŞINCI BÖLÜM

7.7K 829 159
                                    


"Gerçekten de orada mı kalması gerekiyor?"

Kaen hücrenin kapısından içeriye hoşnutsuz bir edayla baktı. Nihayet ayaklarımı yere basar hâle gelmiştim ve Rhilinler de hiç vakit kaybetmeden beni yeniden hücreye kapatmak için kaledeki zindanlara getirmişlerdi. Hâlâ yavaş olan hareketlerime aldırmadan parmaklıklara tutundum. Ağabeyim arkamda tetikteydi, bana bir şey olacak diye sürekli tedirgindi.

"Üzgünüm ama evet, burada kalması gerekiyor. Cyra'yı tanımayan kesim ona hâlen şüpheyle bakıyor ve bu durumda onu gözetim altında tutmaktan başka bir çaremiz yok."

Lexan kapıyı iyice araladı ve benim geçmem için bekledi.

"Beni merak etme," Kaen'e dönüp elimden geldiğince tebessüm etmeye çalıştım ama artık tüm duygularım hissettiğim acı, hüzün ve daha adını koyamadığım birçok olumsuz duygudan bozma olduğu için ne kadar inandırıcı olmuştum, emin değildim. "İyi olacağım."

Bana inanmadığını gözlerinden anlayabiliyordum, ağabeyimin parlak bakışları üzerine sis bulutu çökmüş bir kent gibi ruhsuz ve bomboş görünüyordu. Küçüklükten beri hep yaptığım şeyi yaptım ben de, uzanıp bir çocuğu sever gibi yanaklarını okşadım.

"Orada olanların hiçbiri Cyra'nın suçu değil. Kimsenin yaralanmasına o neden olmadı. Bunu hepiniz bilmelisiniz. Bu yüzden kardeşimi suçlayanlar artık seslerini kessinler. Onlara anlat. Eminim Jasen de benimle aynı şeyi söyleyecektir."

Ağabeyim Lexan'a bakarken beni yanına çekti ve sıkıca sarıldı. Yüzümü avuçlarının arasına alarak kendince hasar tespitinde bulunmaya başladı. Lâkin yüzeyde göreceği hiçbir şey, kalbimde ve ruhumda taşıdığım yaralarla boy ölçüşemezdi.

Bana; sanki beni hiç unutmak istemiyormuş gibi bakıyordu. Onu ilk defa bu kadar çaresiz görüyordum. Kendimi bildim bileli Kaen benim gözümde tanıdığım en güçlü insandı. Asla kibir duyan bir insan olmamıştım ama eğer bu duyguyu bir kez bile hissedecek olsam ya da bilmeden hissetmişsem, bu kesinlikle onun kardeşi olmanın verdiği gururdan kaynaklı olurdu.

"Biliyorum, diğerleri de seninle aynı şeyi anlattı. Zaten Cyra'nın bilerek böyle bir şey yapacağını zannetmiyorum, en azından bunun öyle olmayacağını umuyorum. Jasen bir - iki kez bir şeyler söylemeye çalıştı ama kendisini yormasın diye konuşturmadık. Bir şeyler anlatabilecek kadar iyi hissettiğinde, elbette onu da dinleyeceğim."

"O, o iyi mi?"

Güçsüz ve yorgundu sesim ama yine de Lexan'ın bana bakmasını sağlamıştı.

"Hâlâ hastane kanadındaki odada. Dün sabah gözlerini açtı," umutla baktığımı ve ağzından çıkan her kelimeyi can kulağıyla dinlediğimi görünce yüz ifadesi biraz yumuşadı. "Jasen güçlü bir adam. Bunu da atlatacaktır."

Başımı salladım ve Kaen'e bir kez daha sarıldıktan sonra hücreden içeri girdim. Bu kez sert zeminde yatmam gerekmeyecekti anlaşılan. Birileri hücrenin en uç köşesine küçük bir yatak koymuştu. Her kim yaptıysa bana acıdığı belli oluyordu.

"Birazdan Deick buraya gelecek. Seni birilerinin gözlemesi lâzım. Muhafızlar zaten hep burada ama bir de bizden biri olsun istedik."

"Ben neden kardeşimin başında duramıyorum?"

Ağabeyimin Lexan'a meydan okuyan tavırları karşısında sadece iç çekmekle yetindim.

"Çünkü Cyra'nın senin zaafın olduğunu biliyoruz. En zayıf noktan o. Onun için her şeyi yapacağından hiç kuşkum yok. Buna onu buradan çıkarmaya kalkışmak da dâhil. Bu yüzden sen bizimle malikânede kalmaya devam edeceksin. İstediğin zaman gelip onu görebilirsin, buna izin veriyorum."

KUSURSUZ #1- Yeniden Doğuş  (Düzenleniyor)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora