DOKSAN BEŞİNCİ BÖLÜM

6.8K 793 96
                                    

Kardeşim benden bir parça taşır,
Başka hiç kimsenin göremeyeceği bir parça...
Ve günler ve uzaklıklar bizi ayırdığında,
Sahip olduğumuz bağ içimizde yaşayacak.
Hayalleri, sevgiyi ve gülümsemeyi birlikte paylaşarak...
Kardeşim; her zaman için benim arkadaşım... Sonsuza dek...

ANONİM


Ellerim Jasen'in avuçlarında, bakışlarım Kaen ve annesinin yüzünde gidip gelirken başımın dönmeye başladığını hissettim. Jasen'in söyledikleri gerçek olamazdı, bu mümkün değildi. Ben Cyra olamazdım. Bir yanlışlık olmalıydı mutlaka, kesinlikle onların gözden kaçırdıkları ve bu nedenle çaresiz bir umutla benim Cyra olduğum düşüncesine kapıldıkları gibi bir durum söz konusuydu.

Bir yanımın fena hâlde karşı çıkmasına rağmen, ellerimi Jasen'in avuçlarından çektim.

"Yanılıyorsunuz, bu dedikleriniz, düşündükleriniz doğru değil. Bunun mümkünatı yok."

"Neden?" Jasen hafifçe kaşlarını çattı. "Bu neden mümkün olmasın? Ortadaki garip benzerlikleri sen de görüyorsun, öyle değil mi? Cyra kaçırılıyor ve şu tesadüfe bakın ki, sen de aynı vakitte bir kaza geçirdiğin için komaya giriyorsun. Uyandığındaysa yaşamının önceki dönemlerine dair hiçbir şeyi hatırlayamıyorsun."

"Sırf bu yüzden ben o olamam. Dünya üzerinde binlerce, belki de milyonlarca insan yaşıyor. Birçok olay, aynı zaman diliminde yaşanabilir dolayısıyla, bu çok normal. Cyra ve ben de belli ki aynı anda birtakım talihsiz olaylar yaşamışız. Bu benim o olduğum anlamına gelmez."

"Aranızdaki benzerliği nasıl açıklayacaksın peki?" Kaen annesinin yanından ayrılıp diğer tarafıma geçti. "Kardeşimi tanıyorum. Onu her ayrıntısıyla biliyorum," parmakları burnuma dokunduğunda gülümsedi, "Kaç tane çile sahip olduğunu söyleyebilirim istersen."

Çillerimden nasıl haberi olabilirdi ki?

Bir Kaen'e, bir Jasen'a bakarken eminim ki fazlasıyla acınası görünüyordum. Her ikisi de kendilerinden emin görünüyorlardı. Aksi bir durumu kabullenmeyecekleri apaçık ortadaydı. Lâkin en güçlü kanıtımı daha öne sürmemiştim.

"Mümkün değil," dedim yeniden başımı sallarken. "Bir düşünün; eğer dediğiniz gibi olsaydı, ben Cyra olsaydım, Kaen kardeşim, bu kadın da annem olurdu. Ama öyle değil. Benim bir kardeşim var, ikizim. Raiden'ın varlığını inkâr edemezsiniz ya? Ayrıca babam da var. Ve inanın, kesinlikle sıradanlarla bir aile oluşturacak türde insanlar değiller."

"Bakıyorum da onu iyice benimsemişsin," Kaen'in gülümsemesi yavaşça soldu. "Eskiden onun adını duymaya dahi tahammül edemezdin."

Biraz kırılmış mıydı, yoksa bana mı öyle geliyordu?

"O benim kardeşim, elbette onu önemseyeceğim. Bundan daha doğal ne olabilir ki?"

"Söz konusu kardeş varlığını öğrendiği andan itibaren yalnızca seni bir araç olarak gördüğünden dolayı, onunla arana mesafe koymanı beklediğimiz için bizi affet."

Kaen yüzünü kırıştırıp arkasına döndü. Ona bir şey söylemek istedim, bu tuhaf davranışına rağmen söylediklerim yüzünden canının sıkılmasını istemiyordum. Ama tam ağzımı araladığım anda sustum. Kendi aklımdaki soru işaretlerini gidermeden bir başkasını teselli etmeye kalkmak doğru olmazdı.

"Biliyorum, bu inanılması zor bir şey. Her şey karmakarışık. Lâkin sana söylediklerimizin hepsi doğru. Sen Cyra'sın ve ne yazık ki o ikizin olacak adam yüzünden bu hâle geldin. Seni bize karşı kullanmak istiyor. En başından beri isteği buydu.

KUSURSUZ #1- Yeniden Doğuş  (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now