YÜZ ON BİRİNCİ BÖLÜM

7K 780 216
                                    

Ne kadar süre uyuduğum hakkında kesin bir şey söyleyemiyordum, zira ne gün ışığını görüyordum ne de saatten haberim vardı. Fakat uyanıp da yanı başımda hâlen uykuda olan Jasen'i gördüğümde her şey anlamını yitirmiş gibi gelmişti bana.

Konuşmamızın ardından ikimiz de bitap bir hâlde uykuya teslim olmuştuk. Zaten günlerdir doğru düzgün dinlendiğimiz söylenemezdi. Her şey o kadar hızlı ve beklenmedik bir şekilde gerçekleşiyordu ki, bazen olaylara ayak uydurma noktasında ciddi sorunlar yaşıyordum.

Bedenimin verdiği tepkiler bunu açıklamak için en güzel örnekti.

Sessizce dirseğime dayanarak doğruldum ve Jasen'i izlemeye devam ettim. Anlaşılan o benden de kötü bir durumdaydı. Uykudayken bile kaşlarını çatmıştı ama fark ettim ki, bu hâliyle; tamamen savunmasız ve duygulardan arınmış yüzüyle olduğundan çok daha genç görünüyordu.

Bir yanım onu uyandırmamak için çabalarken, diğer yanım ona dokunma isteğimi kamçılayacak türde hareketler sergiliyordu. İç çekip elimi uzattım ve yan döndüğü için alnına dökülen saçlarını geriye doğru çektim.

Hafifçe kıpırdandı, bunun üzerine küçük bir telaşa düştüm ama uyanmadığını görünce rahat bir nefes aldım. Belki de tahmin ettiğimden de yorgundu, o an onu tutup sertçe sarsmadığım takdirde uyanacak gibi görünmüyordu.

Ellerimi dizime yaslayıp öylece onu seyrederken bu genç adam için tuhaf ama son derece içten bir üzüntü duydum. Evet, etrafı hep kalabalıktı. Her zaman onunla ilgilenen insanlar vardı fakat şimdi olduğu gibi kendi köşesine çekildiğinde yapayalnızdı. Aslında kimsesi yoktu. Şu hayatta tek başınaydı.

Ve bunun sorumlusu da yine benim soyumdu.

Hep olduğu gibi...

Vhalaxlar kendileri hariç herkese bu dünyayı zehir etmeyi başarmışlardı. Eminim ki bu kapının dışındaki herkesin ırkıma dair anlatacağı ve düşmanlık beslemelerine yol açan binlerce farklı hikâyesi vardı.

Jasen de onlardan biriydi. Bana anlatılanlar insanı dehşete düşüren türdendi ama bunlar hakikaten de yaşanmış olan gerçeklerdi. Jasen de bunu gencecik yaşında tecrübe etmek zorunda kalmıştı.

Ve yaşanan tüm bu tatsız hadiselere rağmen, onca acıyı ona tattıranların Vhalaxlar olduğunu bilmesine karşın benden bir an olsun vazgeçmemişti. Kim olduğumu biliyordu, kimin kardeşi olduğumu öğrenmişti lâkin bu onun beni kalbinden söküp atması için yeterli bir neden olmamıştı görünen o ki.

Bir kez daha ona hayran kalmakta haklı olduğumu anladım. Yerindeki kişi ben olsam, acaba aynı şekilde davranabilir miydim?

O arsız, kafa bulandıran sorular bir girdap gibi başımın içerisinde dönüp dururken birden Kaen gözlerimin önüne geldi. Anlatılanlara göre Jasen ağabeyi Jasiri'yi ve onun ailesini benim ırkım yüzünden kaybetmişti. Gözlerinin önünde hem de!

Aynı şey Kaen'in başına gelmiş olsaydı ve ben bunu Jasen'in halkından birinin yaptığını bilseydim, onun gibi kontrollü davranıp kendisini yanımda istemeye devam edebilir miydim?

Sessizce yutkunurken kardeş olarak Raiden'ı değil de Kaen'i düşündüğümü fark edince bir an donup kaldım. İkizimle aramızdaki kopukluk bu kadar büyümüştü belli ki. Kaen ondan da önce gelmişti benim için.

Kaen zaten her zaman bizim önceliğimiz...

Duygusal yanım ve mantığım aynı anda bundan başka bir şey mümkün olamazmış gibi fısıldadılar bana. Bir bakıma haklıydılar da. Geçmişi anımsamamakla birlikte, bundan böyle Kaen'i kendimden de çok düşüneceğimi ve onun üzerine titreyeceğimi biliyordum.

KUSURSUZ #1- Yeniden Doğuş  (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin