SEKSEN YEDİNCİ BÖLÜM

6.2K 760 135
                                    

"Ayyyy!"

Kendimi hızla geriye doğru çekerken bir an dengemi kaybedip düşecek gibi olsam da, ayaklarımın üzerinde durmayı başardım ve yumuşak kumlara saplanıp kalmalarına rağmen onları sabitleyip dik durabildim.

Fakat ne yazık ki Deick benim kadar şanslı değildi. Daha o hareket bile edemeden, dev bir dalga arkasından yükselip onu içine almıştı.

Sular geri çekildiğindeyse, ardında sırılsıklam olmuş genç bir adamı bırakmıştı.

Uzun saçları yanaklarına ve omuzlarına yapışıp kalmışlardı. Gözlerini yumduğu için ne düşündüğünü anlamak zordu ama sıkılan yumruklarından hayli sinirlenmiş olduğu anlamını çıkarabilmiştim.

Dudaklarımı dişlerken yüzümde beliren mahcubiyetle ona bakmayı sürdürdüm.

"Şey, özür dilerim," diye gevelediğim esnada gözlerini açtı.

"Bu kadar kısa sürede, böylesine ilerlemiş olmana inanamıyorum! Sadece iki haftada suyu kontrol altına almayı başardın!"

Bir dakika, hiç de sinirli gibi konuşmuyordu... Hatta sesinde hayranlık barındıran bir tını bile sezmiştim.

"Ya," dedim hâlen nasıl davranmam gerektiğine karar veremeyerek. "Muhteşem genlerimden kaynaklanıyor olsa gerek."

Deick de güldü ve ıslak saçlarını parmaklarına dolayıp suyun süzülmesini sağladı.

"Kesinlikle. Buna başka bir anlam veremiyorum çünkü. Bu gidişle çok yakında Pirokinezi yapmaya da başlarsın sen."

"O da ne?"

Islak kıyafetlerinin el verdiği ölçüde bir çabuklukla yanıma yaklaştı.

"Zihin gücü vasıtasıyla ateş yaratma," parmakları düşünceli bir edayla çenesinde gezinirken gözleri kısıldı. "Sanırım tam da şu anda diz çöküp bu işe kalkışmadığın için şükranlarımı dile getirmeliyim. Düşünsene, ya bu denemende suyu değil de, alevleri harekete geçirmeye çalışsaydın? Beni bir pirzola gibi pişirecektin."

Kıkırdarken üzerimdeki tanımlanamaz gerginliği attım.

"Gerçekten de pirzolaya benzerdin," dedim onu baştan aşağı süzerken. "Beden yapın buna çok müsait."

"Bak sen şuna! Beni kızartma fikri majestelerinin çok hoşuna gitti. Cani ve kutsal, tatlı kadın!"

Gülümsemem büyürken tüm bu süre boyunca az ileride bizi izlemekte olan Raiden'ın bakışlarını üzerimizde hissettim. Sol tarafıma doğru döndüğümde, tahminlerimde yanılmadığımı gördüm. İkizim yine ne düşündüğünü hiçbir şekilde açık etmiyordu. Öylece bize bakıyordu.

"Hadi devam edelim, yoksa sevgili kardeşin ipin ucunu gevşek tuttuğumuzu düşünüp senin yapamadığını bana yapacak. Üstelik o beni önce haşlayıp yumuşatır, sonra pişirmeye kalkışır."

Başımı sallayıp yönümü yeniden kıyıya çevirdim. Havada toz pembesi ve leylâk rengi bir görüntü vardı. Akşam olmak üzereydi. Bodrum katındaki çalışmamızdan sonra açık havada çalışmak için Raiden buraya gelmemiz konusunda ısrar etmişti.

Bir süredir Hidrokinezi - zihin yoluyla suyu kontrol etme - üzerine çalışmalar yapıyorduk. İlk olarak bebek adımları denilen, çok küçük şeylerle başlangıç yapmıştık. Küçük bir kabın içerisindeki bir pinpon topunu hareket ettirmek için çabalayıp durmuştum.

Çalışmalarımızın ilk günü, gece yarısına yakın bir zamanda bunu başarmıştım da. Pinpon topu elektriğe verilmiş bir madde gibi, suyun içerisinde devinip durmuştu.

KUSURSUZ #1- Yeniden Doğuş  (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now