🌚 OTUZUNCU BÖLÜM 🌝 (Düzenlendi)

8.9K 895 72
                                    

Gökkuşağı renkleriyle bezenmiş bir caddede ilerliyorduk. Andhalath'da görüp görebileceğiniz en tuhaf ama aynı zamanda en dikkat çekici cadde burasıydı. Her türden Rhilin'e rastlamak mümkündü. Malikânedekilerin aksine oldukça da şen bir görüntü çiziyorlardı.

"Buraya Eski Dünya'nın New York şehrindeki Beşinci Cadde gözüyle bakabilirsin," Deick eliyle sağ ve sol tarafımızda uzanan mağaza vitrinlerini gösterdi. "Fiyatlar konusunda birbirleriyle yarışırlar ama caddenin ruhu yine aynen Eski Dünya'daki Camden Town'a benziyor. Uçuk kaçık herkes buradadır, kimse bir başkasına çıldırmış gözüyle bakmaz. Dolayısıyla benim de en sevdiğim yer burası."

Dümdüz uzanan yolda ilerledikten sonra, Deick beni sola doğru kıvrılan bir yan sokağa götürdü. Ana caddeye kıyasla burası biraz daha karanlıktı. Bütün mağazaların ahşap bölmeleri siyahtı.

"İşte buraya gidiyoruz," parmağıyla hemen ilerimizdeki mağazayı işaret etti. Küçük bir yere benziyordu. "Genelde buradan giyinirim."

İçeri girdiğimizde yüksek sesli bir müzik bizi karşıladı. Bu sesin nasıl olup da sokağa taşmadığına şaşırmıştım doğrusu.

"Ne haber Migen?" Deick bölmelerin arasından çıkıp gelen birine doğru el salladı. Bu Rhilin'in de en az Deick kadar uzun saçları vardı.

"Vay, Deick Bey demek dönüp dolaşıp çöplüğüne geri döndü, ha?"

İki erkek Rhilin birbirlerini samimiyetle kucakladılar.

"Öyle oldu. Tatlı Vhalaxlardan sıkılmaya başlamıştım, anlarsın ya?" Elinin tersiyle Migen denen Rhilin'in omzuna vurdu. "Neyse, şimdi boş ver bunları, daha sonra uzun uzun konuşuruz. Şimdi benim ve bu güzellik için kıyafet bulmamıza yardım etmen lazım," bakışlarını bana çevirdiğinde dişlerini gösteren sırıtması vardı. "İnanılmaz derece soyluların katılacağı bir partiye davetliyiz de."

Dakikalar önce kıyafet seçmekten bu kadar zevk alacağım aklımın ucundan dahi geçmezdi. Jasen'le de Uthia'da buna benzer bir anımız olmuştu ama o zaman bu işi hiç de sevmemiştim. Zaten her şeyi Jasen'e bırakıp geçmiştim.

Fakat Deick'le kıyafet seçmek, son derece eğlenceliydi. Çünkü asla o geceleri bana kâbus görmemi sağlayacak türden kıyafetlerin olduğu bir yere getirmemişti beni. Buradaki her şey tişört ve pantolondan ibaretti. Hepsi de siyah renktelerdi.

"Bence bu olsun," Deick eline aldığı tişörtü bana gösterdi. Sade, siyah bir tişörttü, tam bana göreydi yani. "Bunun büyük bedeninden de kendim için alırım. Aynı giyinmeliyiz bence, bunu gören Haileen'ın yüzüne bakmak için sabırsızlanıyorum."

Başımı sallayıp uzattığı tişörtü aldım. Siyah renkteki pantolonlardan ve yine aynı renkteki converse ayakkabılardan da birer çift aldık.

"Bence burada giyinip gidelim, ekstra zaman harcamaya gerek yok."

Beş dakika sonra, ikimiz de mağazanın dev aynasının karşısında duruyorduk, tıpa tıp aynıydık.

"Şu saçlarımızı da hallettik mi, tamamdır."

Islık çalmasıyla birlikte, Migen yanımıza geldi, Deick hiçbir şey söylemeden elindeki lastik tokaları bize uzattı; tokaların da siyah renkte olmasına hiç şaşırmadım.

İkimiz de saçımızı atkuyruğu şeklinde topladık. Birbirimize baktığımızda gülmeden edemedik.

"Hoş olduk galiba," dedim hâlen gülümserken.

"Hoş mu? Cyra, bize bir bak. Muazzam kelimesi daha önce hiç bu kadar iyi temsil edilmemiştir bence."

Migen'e ücreti ödedikten sonra -bu noktada ne kadar rahatsızlık duysam da Deick bana aldırmadı, param olmadığı gerçeği bir kez daha yüzüme vurulmuştu dolaylı bir şekilde- hızla sokakları arkamızda bırakarak malikânenin bahçesine geldik.

KUSURSUZ #1- Yeniden Doğuş  (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin