YETMİŞ DOKUZUNCU BÖLÜM

7.2K 785 97
                                    

Güneş ışıklarının biraz cimrice davrandığı, puslu bir öğle vakti Deick'le birlikte deniz kenarında, kayalık bir yerde oturuyorduk. Dalgalar öfkeyle köpürüp, acımasızca kıyıya vururken sessizlik içerisindeydik. Arada bir bana kaçamak bakışlar atarken yakalıyordum onu lâkin hemen gözlerini kaçırıyor ve hiçbir şey olmamış gibi yine sessizce izlemeye devam ediyordu.

"Neyi merak ediyorsan sor," dedim nice sonra. Ona bakmıyordum, gözlerim çok uzaklara kilitlenmişti. "Eminim Raiden sana bir şeyler anlatmıştır şu parapsikoloji ile ilgili."

"Evet, anlattı."

"Ee," derken kendimi sakin ve biraz da umursamaz göstermek için çabalıyordum. "Sen ne düşünüyorsun bu konuda?" Aslında cevabını deli gibi merak ediyordum. "Tüm bunlar gerçek olabilir mi? Rüyalarımın aslında yaşamın bazı kesitlerinden oluşuyor olması normal mi?"

"Çoğu insan bu tür rüyalar görür Raine. Bunun farkında olmadan. Kendilerini derinden etkileyen olayları tekrar tekrar yaşarlar düşlerinde. Çok fazla abartılacak bir şey değil bu. Ama seninki farklı. Raiden'ın anlattığına göre, sen hiç tanımadığın ve bilmediğin birinin belki de kısa bir süre önce yaşadığı bir ana tanık oldun. O zamana gittin, bu muazzam bir şey olmalı."

Öyleydi. O sarışın adamı ve diğerlerini bir türlü unutamıyordum. İki gündür sürekli aynı şeyi düşünüyordum. Sanki onlara ait olan bütün duyguları ben de hissetmiştim. Öfke, kırgınlık, kızgınlık ve en sonunda da umut...

"Peki, hiçbir fikrin var mı bu konuda? Yani, sence gördüğün tüm o şeyler ne olabilir? Ne ifade ediyor?"

Parmaklarımı şakaklarıma bastırıp gözlerimi yumdum. Sürekli düşünmekten başıma ağrılar giriyordu artık. Üstelik Raiden rüyamı ona anlattığım andan itibaren daha fazla benimle ilgilenir olmuştu. İsyan edip ona bağırdığımda ve artık ağzımdan tek kelime bile alamayacağını söyleyerek tehdit ettiğimde bir müddet sessiz kalsa da, sonrasında yine aynı şeyleri yapmaya devam etmişti.

"Bilmiyorum," dedim dürüstçe. "İnan bilmiyorum. Benim için hiçbir anlamı yok. Sıradan bir düş gibi gelmişti bana."

"O rüyadaki kimseyi tanımıyorsun, öyle değil mi?"

"Hayır. Hepsini de ilk kez gördüm. O sarışın genç adamı, diğer kalabalığı, hiç birini tanımıyorum. Nasıl tanıyabilirim ki?"

Fakat içten içe tanıyor olabilmeyi dilemiştim. Çünkü hepsinden de etkilenmiştim.

"Doğru, nereden bileceksin ki? Muhtemelen dünyanın bilmem hangi ucunda yaşayan kişiler? Onların da senden haberi yoktur. Düşünsene, bir kız yaşadığın bütün anılara şahit oluyor. Seninle birlikte her şeyi izliyor. Bu biraz sıkıntılı bir durum. Onların yerinde olmak istemezdim."

"Öyle mi, neden?"

"Raine, ya yanlış zamanlama yapıp kimsenin görmesini istemediği anları görürsen? Sence bu hoş olur mu? Şahsen ben bunu asla istemem. Hele ki bunu görecek kişi sen olunca."

Tüm huzursuzluğuma rağmen gülümsemeyi başardım.

"Merak etme, öyle bir şey olursa bile sana anlatmam."

"Bu beni rahatlatmıyor ama."

Yeniden bakışlarımı kıyıya çevirdim. Bunun böyle olmasını ben istememiştim. Hepsi bana sonradan kazandırılan özelliklerdi. Yapabileceğim bir şey yoktu.

"Rüyanda sonradan gelen kalabalık, onlar da diğerleri gibi mi görünüyorlardı?"

Demek Raiden her şeyi en ince ayrıntısıyla Deick'e anlatmıştı. Acaba bana ayıracakları bir özel alan çizgisi hiç mi olmayacaktı?

KUSURSUZ #1- Yeniden Doğuş  (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now