KIRK DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

8.5K 888 89
                                    

Kaia'yla birlikte gölün kenarına kurduğumuz portatif sandalyelerimizde oturuyorduk. Hava biraz serinlemişti ama biz de tedbirliydik, hırkalarımızı yanımızda getirmiştik. Kaen ve Gaton yeniden Mepis'in merkezine gitmişlerdi, burada ne kadar kalacağımız kesin olmadığından ve seralarda yaşanan bahtsız olaydan sonra, yiyecek sıkıntısı çekileceğini bildiklerinden hazır yiyecekler alıp saklamanın en doğru şey olduğunu söylemişlerdi. Jasen ve diğerleri gelene kadar ne yazık ki durum böyleydi.

Kremalı kahvesini yudumlayan Kaia'ya baktığımda yüzünde şimdiye dek görmediğim bir ışıltıya rastladım. Göz bebeklerine değin ulaşan bir gülümsemesi vardı. Mutluluğu her hâlinden belli oluyordu. Bu duruşu beni de gülümsetmeye yetmişti.

"Ee, nasılsın bakalım?" kahvemi yudumlarken göz kırptım. "Her şey yolunda mı?"

İnci gibi görünen dişlerini sergileyerek bana gülümsedi. Yüzüne doğru düşen bir tutam bukleyi kulağının arkasına sıkıştırırken yanakları pembeleşmeye başlamıştı bile.

"Ah Cyra, evet, her şey yolunda. Hem de oldukça güzel gidiyor. Sanki bir düşün içerisindeymişim gibi hissediyorum. Hâlâ Gaton'la evlendiğimize inanamıyorum."

"Ben hiç şaşırmadım oysa," dedim kıkırdarken. "Yani, demek istediğim, siz ikiniz o kadar mükemmelsiniz ki, aslında bu zamana kadar nasıl olup da evlenmemiş olurlar diye hayrete düşmüştüm. En sonunda, en doğru olan şeyi yaptığınız için çok sevindim sizin adınıza. İkiniz de mutlu olmayı hak ediyorsunuz."

"Teşekkür ederim tatlım. Gaton benim her şeyim; tam dokuz yıldır yitirdiğim ailemin yerine koydum onu, aynı şekilde o da beni öyle kabullendi. Birbirimizden başka kimsemiz yoktu buraya gelene dek. O yüzden onsuz tek bir anımın bile geçmesini istemiyorum. Zamanı geldi diye düşündük ve şimdi bakıyorum da, çok doğru bir karar vermişiz."

"Kesinlikle. Gerçi Deick Gaton bekârlığa veda ediyor diye bayağı üzüldü ama..."

İkimiz de kahkahalarla güldük. İçtiğim kahve neredeyse burnumdan fışkıracaktı.

"O türümüzün tek örneği. Deick'i Koruma ve Yaşatma Derneği falan kurmalıyız bence. Kendisinin hiç böyle şeylerde gözü olmadığı için teker teker arkadaşlarını evlenirken görünce yalnız kalacağı için dertleniyor olsa gerek."

"Hiç kız arkadaşı falan olmadı mı yani? Farklı tarzından dolayı etrafında kul köle olacak çok dişi Rhilin olsa gerek." Gerçekten de böyle düşünüyordum. Deick diğerlerinden tamamen farklı görünse de, bir Tasarım'ın tüm özelliklerini fazlasıyla bünyesinde barındırıyordu. Bebek gibi güzel bir yüz, muhteşem bir fizik ve olağanüstü bir güç...

"Ah, oldu elbette," diyen Kaia elini umursamazca salladı. "Ama hep öylesine işte. Deick birine ciddî anlamda bağlanacak bir tip değil. Özgürlüğüne fazlasıyla düşkün."

Anlayışla başımı salladım. Herkesin düşüncesi farklıydı tâbii ki...

Kaia'nın suratındaki şeytanî gülümsemeyi görünce şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım.

"Ne oldu?"

"Sen ne zaman anlatmayı düşünüyorsun acaba?"

"Neyi anlatacağım?"

Sabırsızca başını salladı. Bunu yaparken bukleleri ahenkle havalandılar.

"Jasen'le ilgili gelişmeleri tâbii ki. Sonunda biriniz kuma, diğeriniz işte tam da kıyısında durduğumuz şu göle gömdüğünüz kafanızı çıkarmayı akıl edip birbirinize itirafta bulunmuşsunuz."

Kanım yüzüme doğru hücum ederken birden terlemeye başladım. Kaia'ya bakarken dudağımı dişliyordum.

"Nasıl haberin oldu senin? Burada bile değildin ki?"

KUSURSUZ #1- Yeniden Doğuş  (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now