KIRK ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

9.2K 867 78
                                    

Saatlerdir mutfaktaki tabureye tünemiş bir hâlde oturuyordum. Jasen gittiğinden beri anlam veremediğim bir boşluk vardı kalbimde. Daha şimdiden onu çok özlemiştim, günlerce nasıl bekleyecektim? Ondan hiçbir haber alamadan, nerede ve nasıl olduğunu bilmeden, ben burada nasıl duracaktım?

"Cyra biraz daha düşünmeye devam edersen aklını kaçıracaksın," Kaen elinde tuttuğu bıçağı bıraktıktan sonra bana doğru dönüp kalçasını tezgâha yasladı. "Ona da, diğerlerine de bir şey olmayacak. Yani, onlara bir baksana! Adamlar savaşçı gibiler, üstelik oldukça da zekiler. Bir tehlike anında ne yapmaları gerektiğini senden benden iyi bilir onlar. Boş yere kendini üzüyorsun. Jasen senin böyle davranmanı istemezdi."

"Kaen sen ben fark etmeden sarhoş falan mı oldun?"

Ağabeyimin kaşları havaya kalktı.

"Hayır, neden?"

"İlk defa Jasen hakkında kötü konuşmuyorsun, farkında mısın?"

Dudakları hafifçe kıvrılırken yeniden işine kaldığı yerden devam etmek için tezgâha doğru döndü. İkimiz için öğle yemeği hazırlıyordu. Bu konuda benden de becerikli olduğunu kabul etmek zorundaydım. Hatta Kaen yemek yapmaktan ciddi anlamda hoşlanıyordu.

"Ona gıcık olmam hakkında kötü şeyler düşünüyorum demek değil. Kaldı ki aramızdaki soğukluğun sebebi de sensin."

"Ben mi? Ben ne yaptım ki?"

"Sen benim kardeşimsin, benim küçük bebeğimsin. Bugüne dek hep etrafındaydım, seni koruyup kollamak benim görevimdi. Şimdi Jasen ortaya çıktı ve benim yerine getirmekten büyük bir zevk aldığım görevimi elimden alıyor. Bunu zorla yaptığı falan yok, elbette farkındayım ama yine de endişeleniyorum Cyra. Kimsenin ve hiçbir şeyin seni incitmesini, yaralamasını istemiyorum. Ona güvenip güvenemeyeceğimden emin değilim. Biliyorum, o benden çok daha güçlü ve zeki. Çok daha fazla şey görmüş geçirmiş. Fakat, bilmiyorum işte. Sanırım ne olursa olsun bu ağabeylik vasfımdan dolayı aynı düşünmeye ve hissetmeye devam edeceğim."

Ayağa kalkıp yanına gittim ve arkasından kollarımı beline doladım.

"Seni çok iyi anlıyorum," dedim başımı sırtına yaslarken. "Senin yerinde ben olsam, ben de aynı şekilde davranırdım, bundan hiç kuşkum yok ama sen biraz daha fazla evhamlısın bu konuda. Küçüklüğümden beri beni kendi kanatlarının altına aldın ve her türlü tehlikeye karşı beni korudun. Sana öyle çok güveniyordum ki, ne olursa olsun, başımıza ne gelirse gelsin, sonunda bana bir şey olmayacağını hep biliyordum. Çünkü her zaman önceliğin ben oluyordum. Bunu çoğu zaman hak etmiyordum bile!"

Ağabeyim ellerini yıkadıktan sonra kuruladı ve bana doğru dönüp beni kollarının arasına aldı.

"Öyle söyleme. Her zaman bunu hak ettin Cyra. Kardeşiz biz, aynı kanı paylaşıyoruz. Seni kendimden ayrı düşünmem mümkün değil. Bu öyle farklı bir his ki sanırım bunu gerektiği gibi sana anlatamam. Tek söyleyebileceğim, her zaman önceliğimin sen olacağı. Senin iyiliğin, mutluluğun için ne gerekiyorsa yaparım. Hatta Jasen'e bile katlanmayı göze aldım. Bence bu çok büyük bir şey!"

Yarım gülümsememle başımı kaldırıp baktığımda o da tebessüm ediyordu.

"Kaen abartma, Jasen katlanılmaz biri değil. Bunu biliyorsun."

"Evet katlanılmaz. O ırklarının alâmetifarikası olan çarpıcı güzelliklerinin pastadaki en büyük dilimine sahip olmasının verdiği avantajı çok iyi kullanıyor. Adam bildiğin sanat eseri, her adımından özgüveni ve bunun beraberinde getirdiği ukalalığı fışkırıyor. Benim anlamadığım, nasıl senin aklını çelmeyi becerdi? Sen bu tür ayrıntılara takılıp kalacak bir kız değilsin. Sırf büyüleyici bir güzelliği var diye ondan hoşlanıyor olamazsın."

KUSURSUZ #1- Yeniden Doğuş  (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin