YÜZ YİRMİNCİ BÖLÜM

Start from the beginning
                                    

İkisi arasında kısa bir bakışma yaşandı fakat ben bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamıştım.

"Ne oldu? Lütfen bana anlatın."

Jasen bana daha da yaklaştı ve kollarını omuzlarıma doladı. Mecalsiz bir hâlde olsam da, ben de iyice ona sarıldım.

"Sen bayıldığın esnada bizim birlik Vhalax askerlerinin ve Mutasyonların üzerine gitti. Zaten sayende tarumar olmuşlardı ama bu olayı nihai bir sonuca bağlamak istediğimizden peşlerinden gittik, yani gittiler. Ben ve Kaen senin yanında kaldık.

Kısa bir süre sonra geri döndüler ve düşman ordusunu tamamen bitirdiklerini söylediler. Fakat Raiden'ın bundan haberi olmuştu..."

İkizimin adını duyunca rahatsızca kıpırdandım ve başımı kaldırıp Jasen'le göz göze geldim. Kaşları hâlâ çatık bir hâldeydi.

"Xosalica'daki Hava Kuvvetleri'ne bağlı birliğini Tumma'ya gönderdi. Biz göz açıp kapayana dek bir bombardıman altında kaldık. Kaçıp mağaranın derinlerindeki sığınaklara saklandık ama kayıplarımız da oldu maalesef," sıkıntıyla iç geçirdi. "Artık orada kalamazdık Cyra. Tumma halkı evlerinden oldu. Mağaraların üst kısımları büyük zarara uğradı.

Biz de Lymnlerin otobüsleriyle bu küçük kasabaya geldik. Galiba savaş nedeniyle şu an olduğumuz doğu yakası boşaltılmış. Site olarak kurulmuş bir bölgedeyiz."

"Raiden'ın bunu bilerek yaptığını anlamış olmanız lazım, eminim sinirden köpürmüştür. Üzerimize saldığı orduyu her ne kadar gözden çıkarmış olsa da, o kaybetmeyi asla kabullenemeyen biri.

Bu yüzden Tumma'yı bombalamış olmalı. Sizi ve beni köşeyi sıkıştırmak için.

Orada kalamayacağımızı bildiği için böyle hain bir plan kurmuştur o. Şimdi kendi ayaklarımızla onun burnunun dibine kadar geldik," yutkundum ve bakışlarımı Kaen'e çevirdim. "Asıl kıyamet şimdi kopacak. Bizi avuçlarının içine aldığını düşünüyordur mutlaka. Hiç vakit kaybetmeden saldırıya başlayacaklar."

"Aynen dediğin gibi güzelim. Evet, hayatta kalmayı başardık ve buraya kadar gelip saklandık ama bir açıdan da köşeye sıkıştırılmış olduk. Raiden'ın istediği oldu.

Artık tek seçeneğimiz, onun karşısına çıkmak olacak. Bu son yenilgisinin acısını çıkarmak için akılları zorlayan yöntemlere başvurabilir. Ama bundan da çok, yani bizi alt etmekten çok, o seni istiyor Cyra. Senin ona kafa tutarak muhalif olmandan dolayı duyduğu öfkeyi yüzüne vurmaya çalışacak. Bence en büyük isteği bu."

Kaen haklıydı, Raiden'ın en büyük emeli buydu ve Jasen'le ikisi bilmeseler de, ikizim çoktan bana karşı hissettiği nefretini ve öç alma isteğini kamçılayan bir işe kalkışmıştı. Hiç olmadığım kadar ona bağımlı bir hayat yaşıyordum şimdi. İstese, şu anda beni yok edebilecek bir imkâna sahipti.

Fakat bunu hemen yapmıyordu. Raiden'ın tuhaf kaçan türde işkence yöntemleri vardı. Beni sonuna kadar süründürmeyi diliyordu. Ölürken onu göreyim istiyordu. Deick'e söylediği gibi, pişman olup af dileneceğimi düşünüyordu.

Ne var ki, ben bunu yapmayacaktım. Asla! Çünkü ona yalvarsam ve olur da beni bağışlayıp yeniden yanına kabul ederse bile yaşamıma son vermekten geri durmayacaktı. Bunu kendi ağzından duymuştum. Ben ikizimin elindeki bir piyondum. Satranç tahtasında ustaca hamlelerle kareler arasında taşıdığı, belki küçük ama oyunun kaderini belirlemede büyük pay sahibi olan o taştım.

Lâkin işim bitince, tıpkı diğerleri gibi, beni de karanlık bir kutunun içine atıp üzerimi kapatacaktı. Hatta o zaman geldiğinde, bununla da yetinmeyip, diğer taşların arasından beni seçip ayıracak ve bir daha kimsenin bulamayacağı bir köşeye fırlatıp atacaktı.

KUSURSUZ #1- Yeniden Doğuş  (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now