Kaos'un Varisi 1-2

2. Kitabın Finali Kısım 1

Sonunda asıl savaşın gerçekleşmesi için tüm uygun koşullar oluşmuştu. İki taraf karşı karşıya geldiklerinde gözlerinden tek bir duygu yansıyordu. Nefret...

Ma'at bembeyaz haliyle kendi tarafını aydınlatırken, Kaos gece gibi karanlıktı. İki zıt varlık, birbirlerini yok etmeye sabırsızlanıyor gibi gözüküyor, adeta fiziksel savaş başlamadan önce aura savaşı başlamıştı.

Karanlık ve Aydınlık birbirini bastırmaya çalışırken, iki tarafta bu konuda başarılı değildi. Tamamıyla dengede olan bu olayda, tarafsız bir kişi bu iki ezeli düşmanın tam ortasında olsaydı vücudunun yarısı siyah olurken, yarısı bembeyaz olurdu. Bir tarafta hiçlik varken diğer tarafta varlık vardı.

Evrenleri fethetmeye meraklı olan bu iki düşmanın tam geçmişini kendileri bile unutmuşlardı. İkisi de neden birbirlerinden nefret ettiklerini, neden sürekli savaştıklarının temel sebebini unutmuşlardı. Bildikleri tek şey bunun böyle olması gerektiğiydi.

"İntikam!"

Ma'at'ın aklından sadece bu kelime vardı. Karşısındaki ka*pe kendisini aşağılık bir tuzağa düşürmüş, binlerce yıl kendisiyle oynamıştı. Tüm gücüyle aurasını ortaya çıkarırken gözleri öfkeyle parlıyordu.

Kaos ise sıkılan bir ifadeyle karşısında duran eski düşmanına bakıyordu. Aurasını desteklerken, olağanüstü bir fenomen hala gözler önündeydi. İki tarafta birbirlerine üstün gelemiyor, sadece baskı uyguluyorlardı.

Ma'at bir anda bir kaç yüz metre geriye çekilirken, daha bir saniye önce durduğu yerde büyük bir patlama oldu.

"Algın hala eski haline gelmemiş olduğu halde karşıma çıktığın için hala akıllanmamışsın. Bu yüzden yenildiğin zaman ağlama."

Ma'at daha bir saniye önce durduğu yerdeki çukuru gördüğünde, Kaos'un düşündüğünden daha güçlü olduğunu anlasa da, artık geri çekilemezdi. Bu işi düşündüğünden de fazla ciddiye alması gerektiğini fark ettiği için ellerini birbirine vurup,

''6 Element!''

diye bağırırken, arkasında bir anda farklı renklerde 6 tane küre oluştu. Her biri 5 metre çapında olan bu küreler sırtında bir halka şeklinde dizilirken, dönmeye başladılar. Her biri elementlerin özünü oluşturuyordu. Bu büyü onun daha önce elde etmediği bir güçtü ki, bunu elde etmeyi Kaos'a borçluydu.

Kaos karşısında gördüğü büyü karşısında yüzü sertleşirken, kendi büyüsünü kullanmaya başladı. Aynı Ma'at'ın yaptığı gibi ellerin birbirine vururken, ondan daha yüksek bir ses çıkarmıştı.

''Element Ruhları!''

Bu büyüyü uzun zamandır kullanmıyordu. Etrafında farklı farklı renklerden 6 beden ortaya çıkarken iki düşman birbirlerine bakıyordu.

''Yok edin!''

Kaos verdiği emirle birlikte 6 beden hızlı bir şekilde saldırıya geçerken, Ma'at'ta elini ileriye savurduğu anda arkasında dönen küreler bu bedenlere doğru yol almıştı bile.

Kaos ve Ma'at ise bir anda gökyüzünde buluşarak yumruklarını çarpıştırdılar. İki yumruğun çarpışmasıyla birlikte şok dalgası ortaya çıkarken iki rakip bir anda boş kalan ellerini de harekete geçirirlerken, aynı şok dalgası yeniden ortaya çıktı. İkisi de eşit güçteydi. Birbirlerine karşı üstünlük kuramıyorlardı. Tek bir yanlış hareket, birisinin ölümüne yol açacağı bariz bir gerçekti. Bu yüzden ikisi de dikkatli bir şekilde savaşırlarken, darbeleri her buluştuğunda şok dalgaları havaya yayılıyordu. İkisi farklı farklı şekillerde birbirlerine saldırırlarken, etrafta büyüler uçuşuyor, resmen fizik kurallarını hiçe sayarcasına havayı yarıyorlardı.

Ma'at ellerini birbirine vurduğunda, yüzünde oluşan gülümseme Kaos'a dikkatli olma ihtiyacını hissettirdi. Etrafını Nefret ile kaplarken, Ma'at bir anda böğürüp,

"Birleşik Element! Nefret Yıldırımı!"

Bir anda önünde avucundan çıkan devasa bir Yıldırım, Kaos'a doğru ilerlerken etrafındaki havayı yakıyordu. Bu Ma'at'ın buraya gelmeden önce yaptığı bir büyüydü. Kaos bu saldırıya sadece vücudu ile dayanamayacağını bildiğinden dolayı, uzun zamandır kullanmadığı bir yeteneğini kullanacaktı. Yıldırım kendisine geldiğinde onu engellemeden vücuduna aldığında, Ma'at'ın gözleri heyecanla açılmıştı.

"Büyü Yansıtma. Seni esir ettiğim zaman bu günün geleceğini biliyordum. İşte sana karşı koymak için yaptığım en büyük plan! Şimdi kendi saldırınla yok ol!"

Bunu dediği anda bir elini Ma'at'a kaldırdığı anda avucundan fırlayan Yıldırım, önceki halinden daha dehşet vericiydi.

Bunun tek bir nedeni vardı. Oda Nefret'in aslında Kaos'a ait olmasıydı. Her ne kadar Ma'at şuan Nefret'i kullanabilse de, tamamını kullanamıyordu. Fakat esir olduğu yıllarda, Kaos bir çok araştırma yapmıştı. Çünkü dediği gibi bu günün geleceğinden emin olduğu için kendi gücünü arttırmak üzere harekete geçmiş ve bir çok veri elde etmişti. Bu veriler içindeyse en büyüğü işte bu Orijin Büyü hakkında öğrendikleriydi.

Ma'at kendisine kükreyerek gelen büyüsü karşısında yapabileceği tek şeyi gerçekleştirdi.

"YOK OL!"

---------------------------------------------------------

Günler günleri kovaladı. Aylar yıllara dönüştü. Yıllar yüzyıllara dönüşürken, iki kadim varlık hala savaşıyordu. Bazen bir büyücü savaşı gerçekleşirken, bazende iki savaşçı savaşıyormuş gibi gökyüzüne çarpışan silah sesleri geliyordu. İki varlıkta ailelerini unutmuştu. İki varlıkta sadece önlerinde duran savaşa odaklanmıştı. Onların bu güçlü savaşını ise dışarıdan tek bir kişi izliyordu. Fakat hala karışmamaya kararlı olsa da, uzayan savaştan sıkıldığını belli edercesine bir yandan çekirdek çitliyordu.
(Çeviri yaparken vazgeçilmezim. Fakat ağzımda yara oluşturduğundan şimdilik bu yesin.)

Aşağıda olan savaş hızlanırken ne yapacağını düşünüyor, fakat her düşündüğü şeyi bir müddet sonra beğenmiyordu.

Hiç bir ismi yoktu
Ne ailesi, ne de tanıdığı tek bir kişi. Fakat bunlar onun için önemli değildi. Zaten canı sıkıldığı için bu Evrenleri yaratmış ve simülasyonları hazırlamıştı. Ma'at ile Kaos onun için Aydınlık ve Karanlıktı. Kimin en güçlü olduğuna karar vermek için bu simülasyonu hazırladığı zamanı hatırladı birden...

İlk hazırladığında, çok kolay bir şekilde biteceğini düşünmüştü. Fakat kendisinin dahi aklına gelmeyecek kadar sinsi bir şekilde Karanlık, aydınlığa üstün gelse de, onu öldürememişti. Şimdi ise iki tarafta birbiri ile savaşırken, artık bu işi sonlandırmak istediğine karar verdiği anda, yıldızların arasından kendisini bırakarak iki tarafının yanına inmek için hareketlendi...