Bölüm 39

7.7K 718 52
                                    

''Akira, kızımı savaşa neden getirdin ?''

Elfward bunu sorarken bir baba olarak endişelenmişti. 200.000 lik ordu bir gündür yavaşça ilerliyordu ve yarın düşman ile karşılaşacaklardı.

''Çok ısrar etti. Ne kadar itiraz etsemde sonunda karşı koyamadım.''

Helena, bu konuşmalar olurken arkadaki bir at arabasında uyuyordu. 

''Savaşta en arkada durursa iyi olur. Daha önce hiç bir insanın canını almadı. Bu savaş onu etkileyecektir.''

Akira ise sadece kafasını sallayarak onayladı ve

''Evet efendim. İzin verirseniz generallerimle konuşmam gerekiyor.''

dedikten sonra Elfward'ın yanından ayrıldı ve önde ilerleyen dörtlüye doğru gitti. 

''Savaşta herkes ne yapacağını anladı mı?''

Hepsi sessizce onayladı. Bu savaştan ya mutlak zaferle ayrılacaklardı ya da Akira onların hayatını alacaktı. Ordu yavaş yavaş yürürken Atum ise Ra ile tartışıyordu.

''Prensin adamları çok güçlüydü. Sadece 24 adamını getirmiş olmasına rağmen dört generalide Jigoku aleminde! Baba, ne yapacağız?''

Ra ise sadece içini çekti. Bu aptal oğlu, Akira'nın kendisini aşağılamasına dayanamamıştı ve ona karşı kin doluydu.

''Atum, ona karşı nefretle dolduğunu biliyorum. Fakat sen onu yenemezsin, hatta benim bile yeneceğim şüpheli. Daha 2 ay önce ona karşı seni korumayacağımı söyledim. Eğer ona karşı bir hamle yapacaksan, kalleşlik yapma ve kimin güçlü olduğunu görmek için savaştan sonra düello teklif et. O zaman her şeyi fark edeceksindir.'' 

Ra, Akira'nın bu aptalı öldüreceğini umuyordu. Bu sayede veliahtlık konumuna Afrodit'i yükseltebilirdi. Atum ise bu fikrin gerçek amacını anlamamış bir halde kabul edecek şekilde kafasını salladı.

Tüm gece yürürken sonunda iki ordu sınırda karşı karşıya geldi. Hızlıca kendi savaş düzenlerine giren ordular, tetikte beklemeye başladılar. En ufak bir emirle burası kıyamete dönecekti. Krallar eski zamanlardaki savaş geleneğine uyarak, ortada buluşmak için yavaş yavaş karşılıklı yürümeye başladılar. 

''Demek bana savaş açtın ha Elfward? Damadının olması senin kibrini arttırmış. Bakalım seni öldürdüğümde krallığını kim koruyacak?''

''Bu savaşa neden olan sensin Göyük. Seni yenme ihtimalim olduğunu da biliyorsun!''

dedikten sonra, 

''Alev Zırhı''

diyerek kendisini korumaya aldı ve Si-Hia Kralı Göyük'ü beklemeye başladı. Göyük ise sadece gülümseyerek,

''Biz savaşırsak sence de iki tarafta büyük zarar görmez mi? Eğer damadına çok güveniyorsan, Kubilay ile savaşmasına izin ver. Zaten Akira'ya karşı büyük bir kini var. Ne dersin?''

Elfward bunun üzerine düşünmeye başladı. Damadı hala Daichi Alemi 3. seviyedeydi ve Kubilay ise öğrendiği kadarıyla Daichi Alemi 4. seviyeye ulaşmıştı. 

''Kabul ediyorum.''

İki tarafta kendileri için savaşacak olan Akira ve Kubilay'ı yanlarına çağırdı. İkili ne olacağını anlamıştı. Krallar bunu söyledikten sonra ise ortada yalnız başlarına kalmışlardı.

''Turnuvada yaptığım şeyler için kızgın değilsin değil mi? Herkesin içinde seni ağlatmak zorundaydım. Hahaha..''

Kubilay ise geçmişi hatırladıkça içindeki nefreti artıyordu. O günden beri gece gündüz kendini geliştirmeye uğraşmıştı. Şuan ise Akira'dan daha üstün olduğunu düşünüyordu. 

Kaos'un Varisi 1-2Where stories live. Discover now