Bölüm 49

7K 694 20
                                    

Aşil, Akira'nın dört elementi kullanabildiğini görünce çok şaşırdı. Daha önce böyle bir rakiple karşılaşmamıştı. Kendisi sadece su elementini kullanabiliyordu ve ufak bir birliği vardı. Myrmidon diye anılan efsanevi birlik. Yine kalkanıyla savunmaya geçti. Beklediği gibide oldu. Kılıç ve kalkan çarpışınca yine aynı ses çıktı. Fakat bu sefer ikisi de geri çekilmemişti. Aşil hızla mızrağını Akira'ya karşı uzattı. Kendisine dehşet verici bir hızla gelen mızrağı görünce Akira'nın iç güdüleri vücudunu ele geçirdi ve hemen yana doğru çekildi. Aşil ise bunu bekliyordu. Kalkanının önüne geçen Akira'ya doğru kalkanı ile büyük bir darbe vurdu. Akira aldığı darbeden dolayı hızla havalandı ve bir saniye sonra duvara yapışmıştı bile. Daha önceden kendisine uyguladığı dört element zırhı olmasa kesinlikle ölmüştü. Daha önce bu kadar büyük bir darbe yediğini hatırlamıyordu. Ustasının canavar ortakları bile direk böyle bir darbe vurmamışlardı. Aşil ise beklemeden direk saldırıya geçti ve duvara yapışmış olan Akira'yı şişkebaba çevirmek için mızrağını hızla ileriye doğru savurdu. Akira başının dertte olduğunu anlamıştı. Mızrak kendisine doğru gelirken tam ortasında bir toprak duvar çıkardı. Mızrağın başı karnına saplanırken gövdesini kaplayan toprak duvar daha ileri gitmesine izin vermiyordu. Buna rağmen üstündeki zırhın toprak ve ateş katmanını geçmiş, üçüncü katman olan hava elementinide sivri yeri geçecek hale gelmişti.

''Sence de bu kadar çok elemente sahip olman haksızlık değil mi?''

''Daha başlangıçta mızmızlanıyorsun. Birde kendine en iyi savaşçı diyorsun hahaha..''

Akira blöf yapıyordu. O toprak duvarını yapmasaydı büyük ihtimalle mızrak asıl zırhına kadar gelecekti. Fakat her zaman olduğu gibi Evren Elementi ile nefret ini unutmuştu bile. Kaos ve Linda'da bunun farkındaydı. Linda daha ilk başta bunu hatırlatacak olsa da Kaos onu engellemişti ve varisinin aptallığını izlemeye devam ediyorlardı. 

Aşil ise şuan mızrağını çıkarmaya uğraşıyordu. Fakat bilmediği bir sebepten dolayı bir türlü çıkaramıyordu. Bunun sebei ise Akira'nın dört elementten oluşan zırhı ve çıkardığı toprak duvardı. Mızrak 2 katmanı geçtiği halde bu zırh sürekli kendisini yenileyen bir büyüydü. Bunun anlamı ise mızrağın zırh içinden çıkamamasıydı. Akira hala duvara yapışmışken elini sallaması ile Aşil'in ayaklarını toprak ile kapladı. Aşil bunu fark ettiğinde hemen su elementini kullanarak ayaklarını kaplayan toprağı yumuşatıp kendisini kurtardı. Fakat Akira'nın daha yapacakları bitmemişti. Mızrağı tutan toprak duvarından ve tabandan Aşil'e doğru bir tür dikenler çıkardı ve onu mızrağını bırakmaya zorladı. Aşil, önünden gelen dikenleri kalkanı ile engellese bile altından çıkan dikenlere karşı bir şey yapamazdı. Bunun için mızrağını bırakıp 25 metre geriye zıpladı. Akira, Aşil'in mızrağını bırakmasından sonra mızrağı çıkaracağı şekilde zırhında ufak bir açıklık yarattı ve kolayca onu çıkardı. Daha sonra ise içine girdiği duvardan çıkıp, toprak duvarın önüne geçti ve kendisine bakan Aşile'e,

''Silahsız mı kaldın? Hahaha..''

diyerek mızrağın olduğu alanı tamamiyle toprağa gömdü ve üstünü elementler ile çevirdi. Bu sayede Aşil mızrağını alamayacaktı ve kendisinin işi kolaylaşacaktı. En azından Akira öyle zannediyordu. Fakat binlerce yıldır savaşmış bir kişinin tecrübesini hafife aldığını az sonra anlayacaktı. Aşil sadece gülümseyerek,

''Su Elementi: Keskin Dalga''

Aşil bu büyüyü yaptıktan sonra elinde su elementi oluşmaya başladı. Tuhaf bir şekilde akmıyordu ve bir kılıç görünümüne giriyordu. Aşil, büyüsünü yaptıktan sonra önceki halinden daha hızlı bir şekilde Akira'ya doğru hücum etti. Akira artık şaşırmıyordu. Aşil'in git gide gücünü daha fazla kullanacağını biliyordu. Fakat şu an hala baş edebilirdi. Su dalgası ile saldıran Aşil'e doğru sadece Linda'yı savurdu. Aşil, kılıçlarının çarpışacağını düşünüyordu fakat Linda'nın özellikleri olabileceğini düşünmemişti. Linda, keskin dalga ile karşılaştığında onu dağıttı ve yoluna devam etmişti. Güzergahında ise Aşil'in tam olarak kolu vardı. Aşil, bu beklenmedik olay karşısında sadece bir saniyeliğine şaşkınlık geçirdi ve bu en büyük hatası oldu. Hatasının sonucu ise sağ kolunun kopmasıydı.

''Ahhhhh...''

Akira, Aşil'in sadece dişini sıkacağını düşünmüştü fakat Aşil şu an acıdan dolayı çığlık atmıştı bile.

''Aşil, o kadar savaşmışsın ama hala beni hafife alıyorsun. Neyse ki artık bu koluna ihtiyacın olmayacak.''

dedikten sonra Akira, yerde duran kesik kolu yüzüğüne koydu. Bunu yapmasının nedeni ise Aşil'in su elementine sahip olmasıydı. Kesilen kolunu yeniden birleştirebilirdi. Akira'nın da tüm yaptıkları boşa giderdi. Hem tek kollu bir rakip kendisi için daha avantajlıydı. Aşil, artık tüm kozlarını kullanmak zorunda olduğunu anlamıştı. Kalkanını yere sapladı ve sol eliyle önüne üç kere vurarak,

''Çağrıma kulak verin. Efendinize gelin. Myrmidon!''

Bunu söyledikten sonra kalkanın üstündeki yüzler sanki kalkandan ayrılmak istiyorlarmış gibi ayrılmaya başladılar. Her yüz ayrıldığında yere konuyor ve topraktan bir siluet çıkıyordu. Daha sonra bu çıkan siluetler yavaşça şekillenmeye başlayıp insan görünümünü aldılar. Bu olaydan sonra ise üstlerinde zırh ve silahları belirmişti. Bu kadar olay sadece bir kaç saniyede gerçekleşmişti. Ortaya çıkan insan sayısı ise tam olarak 1000 kişiydi. Akira bu askerlerin seviyesine baktığında gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Kendisinden güçsüz olduklarını anlamıştı fakat ilk defa Jigoku Alemi 7. seviyede 1000 kişiyi bir arada görmüştü. Ortakları bu askerlerden daha güçlü olabilirdi ama krallığında çok az Jigoku Aleminde insan vardı. 

''Demek bunlar senin kozun ha? Ama biliyorsun ki, ben Chiji Alemi 1. seviyedeyim. Bunlardan 10.000 kişi gelse belki bana ufak bir zarar verebilirler. Hahaha..''

Aşil cevap vermeye tenezzül bile etmemişti. Bunun en büyük nedeni kesilen kolunun acısıydı. Diğer neden ise bu askerlerin seviyelerine göre çok fazla tecrübe sahibi olduklarını bildiği içindi. 

''Efendiniz olarak size emrediyorum. Düşmanımın kellesini bana getirin!''

Aşil bunları büyük bir öfkeyle söyledi. Askerler efendilerinin emri üzerine aynı anda sağ ellerini yumruk yapıp kalplerinin üzerine şiddetle vurdular. Daha sonra ise Akira'ya saldırmaya başladılar. Akira kendisine sürekli gelen saldırılar ile dikkatini Myrmidon askerlerine vermek zorunda kaldı. Her tarafından saldırı geliyordu. 3 tarafını kontrol etse dahi bir tarafı her zaman kontrol edemiyordu. İlk önce durmadan savaşan Akira, daha sonra aklına gelen bir fikiri uyguladı. Arkasını yıldız enerjisi ile kapladı. Bu sayede oradan saldırsalar dahi kendisinden güçsüz oldukları için bu enerjiyi aşmaları mümkün değildi. Aşil ise bu arada kendisini iyileştirmeye başlamıştı. Su elementini kullanarak sağ tarafından akan kanları durdurmuştu ve kesiğin olduğu bölgede derisi yeniden çıkmaya başladı. 

Akira'nın bu orduyu yenmesi tam 1 saat sürmüştü. Bu süre zarfında olabildiğince az yıldız enerjisi harcadığı için çok fazla yorulduğu söylenemezdi. Aşil ise kendi kolunu iyileştirmişti. Sol elinde kalkanı ile bekliyordu. Akira,

''Aşil sonunda kendini iyileştirdin. Artık senin ruhunu yok etmeliyim. Bu sayede o güzel kalkanı alacağım.''

dedikten sonra Aşil'in taktiğini uyguladı. Ellerini birbirine çarptı ve 

''Ortaya çıkın. Kaos'un çocukları!''

Aşil neye uğradığını şaşırmıştı. Bu büyüyü daha önce hiç görmemişti. Ne yaşarken, ne de burada hapis hayatı sürerken. Akira bu büyüyü kullanırken hem Evren elementini hem de nefreti kullanmıştı. 






Kaos'un Varisi 1-2Where stories live. Discover now