Bölüm 17

8.7K 780 13
                                    

"O silahı nereden buldun Akira?"
Akira duyduğu soruyla şaşırdı. Daha öncede Linda'yı gördüğü halde şimdi sorması tuhaf gelmişti. Bu yüzden soruya soruyla karşılık verdi.
"Kılıcımı daha öncede gördünüz efendim. Neden şuan soruyorsunuz?"
Ra, Akira'nın soruyla karşılık vereceğini düşündüğü için şaşırmadı, hızlıca cevap verdi.
"Çünkü daha önce kılıcını birisini öldürdüğünde yüzeyinde insan yüzü oluştuğunu görmedim."
Akira fena yakalanmıştı. Tam nasıl cevap vereceğini düşünürken zihninden ustası konuştu.
"Ustanın sana hediyesi olduğunu söyle ve de ki bu silahı benden ve ustamdan başka tutan olursa alem farketmeksizin öleceğini belirt. Efsunu sorarsa direk İlahi eser diye belirt. Hiç bir insan sana bundan sonra karışamaz."
Akira ustasını dinledikten sonra Müdür Ra'ya aynı şekilde iletti. Ra her duyduğu kelimeden sonra daha fazla şaşırmaya başladı. Akira konuşmayı bitirdiğinde Ra'nın kendisine gelmesini bekledi. Ra duyduklarını uzun bir sürede hazmettikten sonra,
"Demek ilahi esere sahipsin Akira! Söylesene kılıcının adı nedir? Alemlere girdi mi? Ustan bu ilahi eseri nasıl bulmuş?" gibi soruları ardı ardına sıralamaya başladı. Bu kadar fazla soru altında ezildiğini hisseden Akira,
"Efendim, kılıcımın adı Ruhkesen'dir. Siz ilahi eserlerin alemi olduğunu nereden biliyorsunuz ki?"
Daha bu sabah Linda'nın alemlere gireceğini öğrenmişti. Ra'nın nasıl bildiğini merak etmişti. Ra, Akira'nın tüm sorularına cevap vermediğini farketmişti fakat bir şey söylemeden Akira'nın sorusunu cevapladı.
"Ben vaktimi sadece eğitime adayan bir aptal değilim! Şimdiki nesil güçlenmeyi sadece alem olarak düşünüyor. Fakat bilginin en büyük güç olduğunu anlamıyorsunuz. Büyük babam bana bilginin en büyük güç olduğunu söylemişti. Bende torunlarıma bunu anlattım ama "Güç kitap okumak değildir!" diye söyleniyorlar."
Akira'da aynı torunları gibi düşünüyordu. Bunu tam söylemek istediğinde Kaos heyecanla,
"Bu çocuğa sorsana, hiç Apep diye birisini duymuş mu?"
Ustasının birden neden bu kadar heyecanlandığını anlayamadı.
"Müdür Ra, size bir soru sorabilir miyim?"
"Tabikide sorabilirsin."
"Efendim daha önce Apep diye birisini duydunuz mu?"
Ra bu soruyu sorduğunda yüzü karardı. Akira yanlış bir şey sorduğunu düşünüp tam özür dileyecekken
"Bu klanı kuran atamın adıda Ra'ymış. O zamanlarda en büyük düşmanı ise Apep olarak bilinen ve Kaos'un birçok ortağından birisi olan Apep'miş. Kaos normalde kendi ortaklarına saldıranın kendisini ve ailesini imha ediyormuş fakat atam ile Apep'in savaşına karışmamış. Hatta ona şöyle bir teklif sunmuş, "Eğer Apep'i yenersen bana zararı dokunamayacak bir isteğini yerine getireceğim." Atam Kaos'un verdiği sözü duyduğunda tam 5 yıl gece gündüz Apep ile Kaos'un yarattığı bir kalkanın içinde durmadan savaşmışlar. Apep'i ne yaparsa yapsın yenemiyor ama denemektende vazgeçmiyormuş. Kaos, atamın bu hırsını ödüllendirmek için istediği şeyi sormuş. Atam ise sadece güç istediğini söylemiş. Kaos, ona tam 5 bin mavi altın vermiş ve Apep'i bir süreliğine ona bırakmış. İşte bu klanın bu kadar güçlü olması bu yüzden. Bizim klanımıza kimse karışamaz, fakat şuan Apep burada değil çünkü klan kurulduktan 100 yıl sonra Kaos'un yanına dönmüş. Atam, Kaos hakkında herşeyi araştırmaya başlamış. Araştırdıkları 10 kitap ediyor fakat yazdıkları bile onun hayatının ufacık bir kısmı olduğunu son kitaba eklemiş."
Ra, bunları anlattıktan sonra düşüncelere daldı. Akira ise zihninde kahkaha atan ustasını dinliyordu.
"Anka ismi nereden tanıdık geliyor diye kaç gündür düşünüyorum. Demek bu çocuk bizim ufaklığın soyundan geliyormuş ha. Aferim ona verdiğim parayı iyi değerlendirmiş. Apep'i tekrar yanlarına almak ister misiniz? diye sor. Hahaha..."
Akira ustasının bu tepkilerine artık dayanamadığı için,
"Usta, neden bu kadar mutlusun ki?"
"Akira, hayatımda ilk kez o kadar hırslı bir insan görmüştüm. Çocuk ne demişti? Ortaklarıma saldırının kendisini ve ailesini imha mı ediyormuşum? Aslında aptallar benim olduğum bölgeye her zaman gelir ve beni öldürmek isterlerdi. Bende o aptalı öldürdükten sonra klanını yok ederdim. Bizim Ra ise zorla gönderilmişti. Beni yok edemezse karısını ve oğlunu öldüreceklerini söyleyerek tehdit etmişler. Çocuk daha Zaidan Aleminin ortasındaydı. Yani düpedüz intihara yollamışlar. Daha bana gelmeden Apep bunu yutup yanıma getirdi. Midesinden önüme çıkardığında Ra'nın nasıl tiksinip kustuğunu hatırlıyorum. Hahaha! Gerçeği öğrendikten sonra onunla birlikte direk yaşadığı şehire gittim ve karısı ve oğlu hariç herkesi haşamat etmiştim. Şehri yöneten valiye Ra'nın ayaklarını öptürdüm ve benim korumam altında olduğunu söylemiştim. Bunu kanıtlamak içinse bizzat Apep'i ona vermiştim. Şimdi dediğim soruyu sor bakalım. Sen Kötei Alemine gelene kadar Apep'in klana dönmesini istermiymiş."
Akira ustasının anlattıklarından sonra kendisini gülmemek için zor tutuyordu. Müdür Ra'nın anlattığı destansı hikâyenin gerçek halini dinlediğinde çok komik gelmişti. Yüzünde ufak bir gülümsemeyle,
"Müdür Ra, size bir teklifim var."
Akira'nın bir teklifi olduğunu duyunca dalgınlığından çıkan Ra,
"Nedir?"
"Bana 9.seviye Daichi Aleminde 500 çekirdek verirseniz size Apep'i getiririm. Yanlız ben Kötei Alemine geçinceye kadar sizde duracak. Eğer bu anlaşmayı kabul ederseniz gizli kalmasını isteyeceğim."
Ra şaşırıp kalmıştı. Karşısındaki velet sanki çok kolay bir şeymiş gibi Apep'i getireceğini söylüyordu. Karşılığında ise 500 Daichi Alemi zirvesinde çekirdek istiyordu. Bulması imkansız değildi Klan deposunda 10.000 adet vardı.
"Akira! Sen dalga geç diye anlatmadım bu konuyu!"
diye bağırdı.
"Büyük bir boş alana gidin. Ellerine yıldız enerjisi gönder ve birbirine vurduktan sonra aynı anda altındaki toprağa vur. Vurduktan sonra şöyle de "Kaos'un varisine itaat et. Apep, Karanlığın yılanı, Genç efendine gel." Merak etme seni tanıyacak ve anında ortaya çıkacaktır. Kaç yüzyıldır bana küs, sırf Ra'dan ayırdım diye biraz daha burada kalsın."
Akira ustasının her zaman katı birisi olduğunu düşünürdü. Çünkü zihnindeki eğitimde ve eğer gelişimini yavaşlatırsa arkadaşlarını öldüreceğini söylemişti.
"Usta, ortağına neden ceza vermedin? Sonuçta sen onun efendisisin. Sana küsemez."
"Ortak diyorsun. Ama daha ne anlama geldiğini anlamıyorsun! Sadece savaşlarda kullanabileceğin bir şey değildir. Apep'i ilk bulduğumda senin kadardı ve sırtına bir çok ok saplanmış şekilde ölmeyi bekliyordu. Beni gördüğünde ise sadece sessizce tısladı. Galiba onun acısına son vereceğimi düşündü. Bende onu zorla ortağım yaptım. Yıldız enerjiden verip besledim. Tabi yediğinde ise 100 metreyi aşan bir boya sahip olmuştu ve insan dilini konuşabiliyordu. Akira, Ruin ve Linda senin için herşeyden önemli, ikisininde ruhu var. Onlara saygı ve sevgi gösterdiğin sürece onlarda sana aynı şekilde dönerler."
Akira tam anladım diyecekken zihninde yankılanan sesle şaşkına döndü.
"Evet! Kesinlikle Kaos'a katılıyorum. Bir daha bana ve Ruin'e saygısızlık yaparsan sana gösteririz!"
"Linda, sen ustamı tanıyor musun?"
"Tabikide tanıyorum. Bu arada Apep için 500 çekirdek az olur onu 5000 e çıkar. Ne kadar fazla o kadar iyi. Hi Hi Hi..."
Akira şaşkınlıktan bayılacaktı. Ra ise Akira'nın bu kadar sessiz kalmasına anlam vermemişti. Tam Akira'yı sarsacağı sırada
"Müdür Ra, iddiaya var mısınız? Birlikte büyük bir boş araziye gideceğiz ve ben Apep'i çağıracağım. Çağırırsam 5000 Daichi zirvesinde çekirdek verirsiniz. Eğer gelmezse elimden gelen her istediğinizi yapacağım."
Ra, Akira'nın Apep'i çağıramayacağından emindi. Hemde her istediği şeyi yapacaktı. Yaşlı adam altın fırsat bulduğunu düşünerek hemen kabul etti. Sonuçta Apep gelirse planı oldukça hızlanmış olacaktı. Akira'yı kolundan tuttu ve son gücüyle şehrin dışına koştu.Ra heyecanla koşarken herkesin yanından rüzgar gibi geçmiş ve yaklaşık 10 dakika sonra şehirden baya uzaklaşmışlardı. Akira durduklarında toparlanmak için biraz bekledi ve sonra ustasının dediği gibi ellerine yıldız enerjisi gönderip birbirine vurdu. O kadar büyük bir ses yankılandı ki Ra kulağını kapatmak zorunda kaldı. Akira hiç beklemeden ellerini yere vurup,
"Seni çağırıyorum. Apep, Karanlığın Yılanı. Kaos'un varisine itaat et! Genç efendine gel!"
diye bağırdı. Ra duyduğu sözlerle gözleri fal taşı gibi açıldı. Kısa bir süre sonra büyük bir sarsıntı meydana gelmeye başladı. Akira ve Ra uzaktan gelen toz bulutlarını fark ettiklerinde oraya doğru döndü ve gördükleri şey karşısında yutkunmak zorunda kaldılar.

Kaos'un Varisi 1-2Where stories live. Discover now