Bölüm 140

4.8K 405 48
                                    

Hemera bahçede yürürken, gözlerinin önünde beliren 4 tüye baktı. Daha önce hiç böyle güzel tüyler görmemişti. Fakat tüylerden gelen sesler ile şaşkınlığı kat be kat arttı.

''Kraliçem, ben Hükümdarımız Ma'at'ın iki ortağından birisi olan Griffon Gyo'yum. Hapsedildiğim için sizin ve Hükümdarımızın muhteşem hayatlarınızı birleştiren evlilik töreninize hediye gönderemediğim için özür dilerim. Bu dört tüy, bizzat bana ait olmakla birlikte, size hediye olarak vermek isterim.''

Ses bunu söyledikten sonra tüyler bir anda birleşerek, bilezik şeklini aldılar.

''Bu bilezik sadece süs amaçlı değildir. Hiç zannetmiyorum, fakat sizden güçlü kişiler ile savaşırsanız ve zor bir durumda kalırsanız, ilk tüyü çektiğiniz anda bana özel olan mutlak bir bariyer etrafınızda belirecektir. Bu bariyeri sadece iki kişi yıkabilir. Kaos ve Hükümdarımız Ma'at. Bariyer kendisine gelen tüm darbeleri misliyle veren kişiye veya kişilere yollayacaktır. Eğer bu yeterli gelmezse, ikinci tüyü çekin. Bu tüyle birlikte bulunduğunuz alanda istediğiniz herkesi baskılayan bir aura etrafa yayılacaktır. Üçüncü tüyü çektiğinizdeyse benim ve dolayısıyla sizin komutanız altında olan askerlerim belirecektir. Son tüyü çektiğinizdeyse bizzat ben oraya gelecek ve size karşı gelenleri yok edeceğim. Umarım beğenmişsinizdir, Kraliçem. Hükümdarımızın kalbini çaldığınıza göre oldukça iyi bir kişi olmalısınız.''

diyerek, bilezik Hemera'nın sol koluna yerleşti. Hemera şaşırmıştı. Gyo'nun ne olduğunu biliyordu. Ölüm ona 3 general ve 2 ortak hakkında bilgi vermişti. Hepsi kendisine saygı duysa da, asıl bağlı oldukları kişinin Akira olduğunu her zaman belirtmişti. Fakat Gyo onun için hem çok güzel, hemde oldukça güçlü bir bilezik yollamıştı. 

''Teşekkür ederim.''

Hemera bunu söyledikten sonra bahçede çok daha mutlu bir yürüyüşe devam etti.

----------------------------------------------------------

''Ne dedin sen?''

Ölüm'ün sesi fısıltı gibi çıkmıştı. Karşısındaki tüyü gördüğünde ne olduğunu bilmese de, söyledikleri ile sinirlenmişti. 

''Beni duydun. Hükümdarımız senin ve Afrodit arasında kadim bağ olduğunu söyledi. Ve onu ikna edip evleneceksin. Bu Hükümdarımızın emridir.''

Hükümdarının verdiği emri asla çiğnemeyeceğini biliyordu. Fakat ilk defa kendisine direk olarak bir emir vermişti efendisi. Onu düşünerek bu emri verdiğini bilse de, bu sapık kadınla evlenmek istediğini de zannetmiyordu.

''Bu kadın ile evlenmek istemiyorsam?''

''HAHAHA.. Evlenmek istemiyormuş! Ölüm, ben Griffon'um. Bunu unutmuş olabilirsin ama ben yalanı anlayabilirim. O kadından hoşlanıyorsun. O ise sana bağlanmış durumda. Daha bugün onun göğüslerini öptün! Nasıl bir sapıksın bilmiyorum. Ama ikiniz evleneceksiniz. Elza'nın ne diyeceği önemli değil. Afrodit'i kendine iyice aşık et ve evlenin. Eğer bunu 93 gün içinde başaramazsan, bizzat ben gelip seni cezalandırırım. Hükümdarımız seni ne kadar üstün tutsa da, benim haksız yere öfkelenmeyeceğimi bilir. Şimdi söyle bakalım, bu durumda seni mi korur, benim önümü mü açar? Afrodit Anka'yı 93 gün içinde aşık et ve evlenin!''

Basit bir tüyden çıkan aura bile Ölüm'ün aurasına eşitti. Gyo ve Kyo, dört generalden bile üstündü. 

''Pe-peki!''

''O kadın senin hayat eşin. Evlendiğiniz de, onu bizzat efendi Akira eğitecek ve sana yakışır bir eş yapacak. Bu sayede Elza'nın da gitmesi önlenmiş olacaktır. Onu kendine BAĞLA!''

Kaos'un Varisi 1-2Where stories live. Discover now