Bölüm 99

6.6K 674 50
                                    

Akira yeni gücünü denemek için bir anda saldırıya geçti. Büyü yeteneği olmamasına raümen, hava büyücüsü kadar hızlı hareket ediyordu. Linda'nın uzun yapısı sayesinde sola doğru savurduğu Linda, gittiği yöndeki 5 askeri ikiye ayırmıştı bile.

''Akira, eğer istersen şimdilik öldürdüklerinin yıldız enerjilerini sana aktarmayayım. Kabzamdaki mücevherde biriktirirsem, savaş bittiğinde çok daha yoğun hale gelecektir. Ne dersin?''

''Tamam.''

Akira, hissettiği heyecan yüzünden bir kelime ile cevaplamıştı. Uzun yıllardır seviye atlayamadığı için çok küçükte olsa kalbinde hep bir huzursuzluk vardı. Fakat o uzun yılların sonucunda bir anda ardı ardına seviye atlamak için bir yol belirmişti. Fakat Akira'yı bundan da fazla heyecanlandıran şey, sonunda istediği gibi savaşmasıydı. Hemera ile evlendikten sonra bir türlü onu doyuracak kadar kan akıtamamıştı. Çocukluğundan beri ustası tarafından kanlı eğitimlere sokulduğu için uzun süre savaşmadığında her zaman bir durgunluk hissediyordu. Ustası ona bu savaşı söylediğinde zaten heyecanlıydı. Üstüne üstlük seviye atlayacağını duyunca iyice heyecana gelmişti. 25 milyonluk bir ordu.. Kan ihtiyacını kesinlikle karşılayabilirdi.

''LANET OLASI CANAVAR!''

Akira, ordunun ortasında olduğu için etrafı askerlerle çevriliydi. Arkadaşlarının ikiye ayrıldıklarını gören askerlerden birisi, hızla öylece duran Akira'ya doğru kılıcını savurdu.

Çınn...

Askerin elleri bir anda titredi. Kılıcı ile sanki metale vurmuştu. Akira, kendisine doğru savrulan kılıcın yavaşça kendisine yaklaştığını gördüğü için çekilmek istemişti. Fakat Linda'nın durmasını istemesiyle sakince beklemişti. Bu askerin kendisine zarar verememesi ile iyice havaya giren Akira, Linda'yı ileriye doğru hızla çıkararak önündeki askerin tam olarak göğüs kafesine sapladı.

''Hadi eğlendirin beni!''

-----------------------------------------------------------------------------------------------

Linda'nın kırmızı mücevheri sanki küçük bir güneşmiş gibi parlaklık saçıyordu. Akira'nın karşısında sadece bir kişi kalmıştı. Xac Kurt..

"10 bin yıllık klanım..."

Etrafında milyonlarca cesetten oluşan bir deniz vardı. Toprak akan kana o kadar doymuştu ki, cesetler sanki kan denizinde yüzüyormuş gibi bir görüntü vardı.

"Yok oldu. Evet. Senin gibi aptal bir lideri takip ettikleri için ruhları bizim oldu. Fakat bunu unutma, onları ben yok etmedim. Sen ettin. Sen ve senin aptal kararlarının sonucu."

Akira bunları söylerken yüzünde ciddi bir ifade vardı. Şuan En Unvanlı Chiji Aleminin zirvesindeydi. Bu adamı sona bırakmasının tek sebebi vardı. Oda onu Linda ile öldürmeyecek olmasıydı. Kendisine belkide binlerce kez saldırmıştı. Fakat Akira için bu saldırılar, sineklerin ısırmasından farksız gibiydi.

Xac ise gözlerindeki nefretin her saniye arttığı bir şekilde karşısındaki düşmanına baktı. 10 bin yıl.. Koskoca 10 bin yıllık klanı yok edilmişti. Üstelik sadece 3 saatte! Daha önce hiç kullanmadığı, fakat ailesinin gizli büyüsü olan büyüyü kullanmaya karar verdi. Hayatta sadece bir kere kullanabilecek bir büyüydü. Bu büyüyü kullanan kişi, ruhunu satarak düşmanı olan kişiyi yok ediyordu.

''Ben Beyaz Kurt Klanının Lideri Xac Kurt! Eğer karşımdaki bu düşmanı yok edersen, ruhum senin olsun. Yeter ki yok et!''

Xac, bunları gökyüzüne bakarken resmen haykırdı. Akira, şaşkınlık ile bu aptala baktı. Tanrılara yalvarınca dileğinin kabul olacağını düşünmek saçmaydı. Fakat hiç beklemediği bir olay gerçekleşti.

Kaos'un Varisi 1-2Donde viven las historias. Descúbrelo ahora