Bölüm 50

7.6K 705 41
                                    

Tüm odada zaman durmuş gibiydi. Bir tür kara delik açılarak içeriye bir çok canavar ve insan girmeye başlamıştı bile. Aşil ise bunu dehşetle izliyordu. Bu büyüyü daha hayatta iken okumuştu. Sadece Kaos'un yapabildiği bir büyüydü. Bu büyünün en temel özelliği ise Kaos'un zamanın başından beri öldürdüğü kişileri kendi ordusuna katmasıydı. Yani sayısız denilebilecek bir askere sahipti. Tüm evren birleşse dahi bu ordunun bitmesi için en ufak bir şans bile yoktu. Tanrılar bile Kaos'tan oldukça korkuyorlardı. Odada zaman durmuş gibiydi. Odanın her kesiminden bir asker çıkıyordu. Bazıları canavar şeklindeydi, bazıları ise insandı. Aşil dehşetle bu manzaraya bakarken,

''B-b-bu büyüyü nasıl ya-yapabildin! Sa-sadece Tanrıların Tanrısı Ka-Kaos yapabilir!''

Akira bu duyduğuyla büyük bir şok yaşamıştı. 

''Usta?''

''Daha sonra Akira. Aşil'i etkisiz hale getir.''

Akira ustasını konuşturacaktı. Fakat bunu daha sonra yapacaktı. 

''Seni ilgilendirmiyor Aşil. Saldırın!''

Askerler bunu duyduktan sonra Aşil'e hızlıca atılmaya başladılar. Aşil ise ilahi eser olan kalkanının mutlak savunmasını kullanacaktı. Artık tüm gücünü göstermek zorundaydı. 

''Aşılamayan Kale!''

dedikten sonra kalkanı parlamaya başladı. Bu parlaklığı Aşil'in etrafında şekilleniyor ve onun vücuduna göre şekilleniyordu. Aşil, sadece bunun yetmeyeceğini biliyordu. Kendisine bir kez kullanılması için verilen bir büyüyü yaptı.

''Mars'ın Kutsal Işığı!''

Bu büyü ile sağ kolunda kırmızı bir ışık şekillendi. Bu büyüyü yaparken Akira'nın askerleri durmadan Aşil'e saldırıyorlardı. Hepsi Seishin Aleminden Chiji Alemine kadardı. Jigoku Alemine kadar olan askerler Aşil'i kuşatmış olan beyaz ışığa değdikçe yok oluyorlardı. Fakat asıl sıkıntı bundan sonra başlıyordu. Jigoku Alemindekiler Aşil'in savunmasını geçemeselerde onun hareket etmesini engelliyorlardı. Chiji Alemindekiler ise büyük darbeler vuruyor ve Aşil'in bu darbeleri hissetmesini sağlıyorlardı. Aşil sağ tarafında şekillenen kırmızı ışığı etrafına savurup askerleri öldürmeye başladı. Akira ise en uygun anında nefret ateşini kullanacaktı. Beklediği an uzun bir süre sonra gelmişti. Sürekli savaşan Aşil en sonunda yorulmaya başladı. Öldürdüğünden daha fazla askerler çıkmaya devam ediyordu. Sürekli darbe alan Aşılamayan Kale ise yavaş yavaş parlaklığını kaybediyordu. Kırılması ise bir Kiklop'un yumruğu ile olmuştu. Aşil, Kiklop'un yumruğunu aldığında Aşılamayan Kale cam kırılma sesine benzer bir şekilde parçalanmıştı. Savunması kırılan Aşil ise kutsal ışığı Kiklop'un göğsüne sokup onu öldürdü. Kendisini yeni saldırılara hazırlamıştı fakat nedenini bilmediği bir şekilde canavarlar geri çekiliyordu. Duyduğu ses ile sonunun geldiğini anlamıştı.

''Nefretin Alevi: Ok''

Bu büyü ile Akira, Aşil'e doğru nefret ateşi ile oluşmuş bir ok gönderdi. O kadar hızlı gidiyordu ki Aşil tepki bile veremeden tam olarak belinden darbeyi almıştı. Ok saplanmamıştı fakat Aşil'e değdiği anda onun vücudunda giderek yayılıyor ve ona dayanılmaz acılar veriyordu. 

''Sonunda bitti Aşil!''

Aşil çektiği acıdan dolayı cevap veremiyordu. 

''Usta, ölüme çok yaklaştı. Ruhunu nasıl yok edeceğiz?''

Kaos'a bu soruyu sorduğunda, ustası yanında belirip,

''Bu büyüyü iyi izle Akira. Bu büyü ile kendi ordunu oluşturabilirsin.''

Kaos'un Varisi 1-2Where stories live. Discover now