Bölüm 47

7.7K 694 16
                                    

Arenadaki herkes sus pus olmuştu. İorveth kılıcını nasıl ne kadar savurursa savursun toprak kurduna hala zarar verememişti. Bununla kalmamıştı vücudunun neredeyse her yeri pençe izleriyle kaplıydı. Herkes bu savaşın böyle olacağını düşünmemişti bile. Fakat olay karşılarında gerçekleşiyordu. İorveth ise aldığı darbelerde kan kaybı yaşadığı için görüşü bulanıklaşıyordu. 

''Sanırım buraya kadarmış. Özür dilerim usta.''

Ağzından zorlukla bu kelimeleri çıkarabilmişti. Lamalas'ın verdiği eğitimlerde bir çok canavarı öldürmüşlerdi fakat hiç bir zaman teke tek savaşmamıştı. Tüm arena İorveth'e tezahürat yapıyordu. Durumunun çok kötü olduğunu biliyorlardı fakat yine de manevi destek sağlamak için tezahürat yapıyorlardı. Akira'ya bakanlar ise onun yüzündeki sıkılgan ifadeyi görünce şaşırıyorlardı. 9 yaşındaki bir çocuk ölmek üzereydi fakat o hiç üzülme belirtisi göstermiyordu. Lamalas ise elleri ile kolçakları kavramıştı. Öğrencileri ile bir yılda çok yakın ilişkiler kurmuştu. Fakat İorveth bu durumdayken hiç bir şey yapamıyordu. Arenadaki bir çok yıldız enerjisi kullanan kişi İorveth'in dediğini duymuştu. 

''Usta, sence ölmesine izin vermelimiyiz?''

''Güçsüzün bu dünyada yeri yok Akira. Kral olarak ölümüne dövüş yapılmasını istedin,''

Akira ustasının cevabını tahmin etmişti. Fakat yine de bunu sorma ihtiyacı duymuştu.

''Efendi Kaos, çok katı birisiniz! 9 yaşındaki çocuğun ölmesine nasıl müsaade ediyorsunuz!''

Akira, Linda'nın söylediklerinden sonra nefesini tutmuştu. Kaos'un saygısızlığa tahammülü olmadığını onu tanıyan herkes çok iyi biliyordu. Fakat Linda bunu o anda unutmuş gibi ona bağırmıştı.

''Linda sessiz ol! Ustama saygısızlık yapma.''

Akira bunları söylerken amacı tamamen Linda'yı kurtarmak içindi. Kaos ve Linda bunu zaten çoktan anlamıştı bile.

''Linda, sen daha yaşın ufak olduğu için böyle düşünüyorsun. Bu öğrenciler öldürmekten korkuyorlar. Sırf Akira'nın tehditi yüzünden onun emirlerini uyguluyorlar. Karar senin Akira. Benim düşünceme göre onu bu dünyaya getiren ailesi ile birlikte yok edilmeli.''

Akira, Kaos'un gıcık olduğunu anlamıştı. Daha az önce çocuk ölmeli derken Linda'nın çıkışından sonra işin içine ailesinide katmıştı.

''Bence yaşamalı! Daha 9 yaşında bir çocuk.''

Akira kararın kendisine kaldığını anlamıştı. Daha cevap veremeden Ra'nın yanına yaklaştığını gördü. Ra elindeki mesajı ona verip yerine geri oturdu. Akira, elindeki kağıdı açıp okuyunca sevincinden haykırmamak için kendisini zor tuttu. 

''Ra, bundan sonra ki turnuva mücadelelerini sen sun. Benim Taht Salonuna gitmem lazım. Çocuğun hayatı umurumda değil, yeterince güçlüyse yaşamaya devam edecektir.''

dedikten sonra hızla taht salonuna gitti. Salonda kendisini bekleyen Şeytan'ı görünce dosdoğru tahtına oturdu ve 

''Şeytan, mesajda yazan şeylerin doğru olduğuna emin misin?''

''Kesinlikle eminim kralım. Krallıklardaki tüm casuslarımız aynı bilgiyi verdiler. Tapınağın bilgisi şöyle. Tam olarak 10 adet kattan oluşuyormuş ve her alem için ayrı bir katın olduğu söyleniyor. Kara-kitay Krallığının oraya 1000 adet Daichi aleminde asker göndermiş. Fakat sadece 100 tanesi sağ çıkabilmiş. Onlarda büyük hazinelerle çıktıkları için şuan Krallığın hazinesine büyük meblağ girmiştir.''

''Usta, sen bunlar hakkında bir şey biliyor musun?''

Akira bu tapınağı ustasına sormaya karar vermişti. Sonuçta çok fazla şey biliyordu. 

Kaos'un Varisi 1-2Where stories live. Discover now