Bölüm 125

5.2K 472 24
                                    

Koruyucuların hepsi - meditasyonda olanlar dahil - Akira'nın kükreyen sesini duymuştu. İçlerinde Tot ile olan bağlantıları yok olmuş ve orada bir boşluk oluşmuştu. Fakat hiçbiri efendilerine karşı çıkamazdı. Akira gerçek karakterini kazansa da, hala normal bir insan gibi davranıyordu. Ta ki Tot'un onun verdiği emre karşı çıkarak.

Ra, Tot'u susturduğunda amacı tam olarak buydu. Akira'yı tüm Koruyuculardan daha iyi tanıyordu. Odin'den bile 10 bin yıl önce yaratılan kendisiydi. Akira kendisini bir çok konuda eğitmiş ve dört elementi nasıl kullanacağını anlatmış, kendisinin sahip olduğu en güçlü büyüyü bizzat ondan öğrenmişti. Bir nevi onun için baba gibiydi. Bu yüzden o kaybolduğunda bile onun geleceği gün için güçlenmeye devam etmişti.

Şuan Labirent Evreninde tam bir kıyım vardı. Tüm Koruyucular Labirent Evrenini dolaşıyor ve Tot'un çocuklarını avlıyordu. Daha önce Koruyucular ortaya neredeyse hiç çıkmamıştı. Yarı tanrılardan sadece bir kaç kişi bir Koruyucu görmüştü o kadar. Fakat bugün tüm Koruyucular dehşet verici yaratıklar gibi her yeri geziyor ve Tot'un çocuklarını öldürüp kayboluyorlardı. Bu işte en önemli görev ise Geb'e düşüyordu.

Kendisi toprağın efendisiydi. Akira tarafından özenle yaratılan bir Koruyucu da oydu. Toprak Elementinde o kadar iyiydi ki, vücudu kahverengiye dönüşmüş, yer yer çatlaklar bulunmaktaydı. Gözleri ise resmen kurumuş toprak gibiydi. Dehşet verici bir gücü vardı. Özellikle yeryüzünde!

Koruyucular öldürdükleri yarı tanrıların vücutlarını Akira'ya getiriyorlardı. Yaklaşık 20 dakika sonra Labirent Evrenindeki Tot'un çocukları mevta olmuştu. 

''Kafalarını girişe asın. Ve bu soykırımı neden yaptığınızı belirten bir bildiri yayınlayın! BAŞKA KARŞI ÇIKACAK OLAN BİRİSİ VAR MI!?''

Akira öfkesine hakim olamıyordu. Normalde onlardan çok güçsüz olsa da, onların üzerinde kurduğu özel büyüler ile sadece Koruyuculara karşı çok daha güçlü oluyordu.

Tot'u yok ettiğinde seviye atlamamıştı. Bunun nedeniyse şuydu. Tot'un enerji düzeyi şuan onun özümseyebileceği miktardan çok daha fazla olduğu için havaya karışmıştı. Yani herhangi bir güçlenme durumu olmasa da, Koruyuculara gerçek efendilerinin kim olduğunu bu olay ile hatırlattığı için aslında pekte zararlı çıkmış sayılmazdı. Yere bakan Koruyucuları teker teker izleyen Akira, hiçbirinin cevap vermeyeceğini anladığında yeniden labirente girdi. 

-----------------------------------------------------------

Tüm yarı tanrılar meditasyonu bırakmışlardı. Bir nesil tamamen yok edilmişti. Üstelik babalarının yaptığı saygısızlık yüzünden. Fakat bu saygısızlığı kime yaptığını söylememişlerdi. Sadece çok önemli biri olduğunu ve ona karşı geldiğini belirten bir bildiri zihinlerine doluşmuştu. Tam bir soykırımdı. Bildiride öldürülen yarı tanrılarının asıldığı yer bile belirtilmişti. Başka bir önemli olay ise şuydu. Labirent Evreni yarı yarıya boşaldı. Koruyucuların çocukları ilk başta bu boşluğun farkına varmasalar da, Ölümsüzlerin çocuklarının etrafta olmadıklarını yavaşça fark etmeye başladılar. Fakat bunun nedenini iki yarı tanrı dışında hiçbiri bilmiyordu. Grey ve Michi, Loki ve Frey tarafından bilgilendirilmişti. Bu iki yarı tanrı asker olacağı için bu tür konularda bilgilendirilmelerinde sakınca görülmemişti. 

İki yarı tanrıda şaşkın bir biçimde odada duruyorlardı. Akira'nın zalim olduğunu ikisi de, savaşırken anlamıştı. Fakat kendi Koruyucusunu sadece bir emrini sorguladığı için yok etmek, işte bu zalimlikten çok daha fazlasıydı. Fakat iki yarı tanrıda bu olaydan kendilerine göre bir ders çıkarmıştı. 

-Akira'nın emirlerini sorgulama!

Üstelik sadece Koruyucusunu değil, onun soyunu da yok etmişti ki, neden bunu yaptığını pek anlayamamışlardı. Grey'in düşündüğü şeyse, Ölümsüzlerin soyundan gelen yarı tanrılarını da nasıl yok edeceğiydi. Karısı Minerva'nın çocuğuydu. Akira emri ilk verdiğinde neredeyse kalbi duracak gibi olmuşsa da, Akira onun ailesini dokunulmaz ilan ettiğinde içinin rahatladığını hala net bir şekilde hissediyordu. Ama şimdi düşünme sırası değildi. Tamamen kendilerini meditasyona vermeleri gerektiğini ikisi de bildiği için kısa sürede zihinlerini boşaltıp, meditasyona kaldıkları yerden devam ettiler.

-----------------------------------------------------------

Elza hissettiği baskı yüzünden az kalsın ölecekti. Akira'yı sanki yanındaymış gibi duymuştu ki, bu onun dikkatinin dağılmasına neden oldu. Meditasyonunda son evrede olmasaydı, anında yıldız enerjisi tarafından yok edileceğini oda biliyordu. Talihine şükretti. Eğer bir kaç saniye öncesinde bağırsaydı kesinlikle yok olurdu. 

Elza yanında açılan geçidi gördüğünde, Odin'in söyledikleri aklına geldi. Meditasyonu tamamıyla bitirdiğinde yanında bir geçit açılıp onu Akira'ya götürecekti.

Elza geçitten girmeden önce odanın kapısının açıldığını gördü. İçeriye giren kişi Odin'den başkası değildi. İçeriye girdiğindeyse kasvetli bir görüntüsü vardı. Elinde tuttuğu küpü gören Elza, aynı Akira'nın kendisine verdiği küpe benzediğini fark etti.

''Efendi O..''

''Sessiz ol. Bunu Efendi Akira gönderdi. Geçitten geçmene gerek yok.''

Odin, Elza'nın konuşmasına izin bile vermemişti. Şuan durum oldukça karışıktı. Bu yüzden Akira Odin'i çağırarak küpü Elza'ya vermesini emretmiş ve labirentte ilerlemeye devam etmişti. 

''Neler oldu?''

Elza kendisine verilen küpü umursamadan, neler olduğunu merak etmişti. Yarı tanrıların aksine ona bir bildiri gelmemişti, bu yüzden neler olduğu hakkında herhangi bir fikri yoktu. Odin'in kasvetli bakışını görünce, ''Keşke sormasaydım.'' diye düşündü.

''Efendi Akira, Tot'u yok etti. Bizde onun soyunu yok ettik. Sen neden diye sormadan açıklayayım, Tot emirlerini sorguladı. Efendi Akira'nın en sevmediği şey kendisini sorgulayan astlarıdır. Daha önce hiçbir Koruyucuya zarar vermemişti, fakat ilk defa buğun Tot yok edildi. Tamamen tarihten silindi, çocuklarının ruhu ise Hell'e verildi. Hiçbir şekilde geri getirilemez. Şimdi bu küpü tamamen özümsemen için 10 günün var. Efendi Akira son katta bulunmakta.  Seni L-U alemlerin zirvesine taşıyacak kadar yıldız enerjisi toplamaya başladı bile. Haberin olsun 10 gün sonra ilk sınavına gireceksin.''

------------------------------------------------------------

''Demek bir Koruyucunu yok ettin.''

Kaos, hissettiği şeyin bu olduğuna emindi. Çok önemli olaylar bu ikili tarafından hissedilebiliyordu. Bunun nedeniyse Yaratıcının, Kaos ve Akira arasına koyduğu o muazzam bağdı. İkili birbirlerini tamamen yok edemezdi. Her ne olursa olsun sonsuz kadar yaşamakla ve birbirlerini karşı mücadele etmekle lanetlenmiş gibiydiler. Kaos her zaman bunu düşünmüştü. Neden birbirlerine bağlıydılar ki? Yaratıcının amacı neydi? Bunu bilyonlarca yıldır düşünmesine rağmen, asla kesin bir cevap bulamamıştı. Hatta Yaratıcıya ait bir kanıt bile bulamamıştı. Ama kalbinde bunun doğru olduğunu her zaman hissetmişti. Elle tutulur bir kanıtı olmamasına rağmen, kesinlikle ondan ve Akira'dan çok daha üstün bir varlığın olduğunu biliyordu. Daha doğrusu hissediyordu. 

Kaos evrenindeki tüm canlıların meditasyona girdiğini görebiliyordu. Bir anda her yer sakinleşmişti. Canavarlar bile yuvalarına çekilerek meditasyon yapıyorlardı. Fakat şuan çok daha önemli bir konu vardı. Akira ile olan savaşında dezavantajlı durumda olacağını biliyordu. Eğer ki hasat protokolü olmasaydı, Kaos bunu yapmayacaktı. Fakat kazanmasının tek yolunun bu olacağından da emindi. Ölümsüzleri bir araya getirmişti. 

Canavar Kıtasında toplanan Ölümsüzler, düşmanca birbirlerine bakıyorlardı. Kaos resmen ateş ve barutu bir araya getirmişti. Fakat yapabileceği hiçbir şey yoktu. Bu iki taraf onun komutasındaydı. Aynı Akira'nın Koruyucuları olması gibi Kaos'un da Ölümsüzleri bulunmaktaydı. Kaos ortalarında belirdiğinde hepsi diz çöküp beklemeye başladılar. Her ne kadar birbirlerine düşmanda olsalar, efendileri ortaya çıkınca sanki kardeşmiş gibi davranıyorlardı.

''Ma'at ortaya çıktı. Ve bu çıkışını bir Koruyucusunu yok ederek belli etti. Son savaş yaklaşıyor. Ve siz iki taraf arasında ki düşmanlığı bundan sonra yasaklıyorum. Artık birlik olacaksınız. Her şeye karşı birlikte karşı koyacaksınız. Ve son savaşta bana katılıp, Koruyucuları oyalayacaksınız.''

Kaos'un Varisi 1-2Where stories live. Discover now