Bölüm 59

7.1K 699 68
                                    

Sonunda sur inşaatı bitmişti. Bu çatlakların grubuna girdiğinde onlar hakkında duyduğu şeyler ile heyecanlanmıştı. Fakat her sıkıldıklarında ki bu sıkılma 5 dakikada bir oluyordu, yeni yöntemler ile taşları yerleştiriyorlardı. İlk sıkıldıklarında aralarında bir yarış düzenlemişlerdi. 10 dakika içinde kimin en fazla taş yerleştireceği konusunda. Bu Akira'nın tuhafına gitmemişti fakat daha sonraki eğlenceler oldukça tuhaftı. Taşlarını birbirlerine fırlatarak yerleştirmeye çalışmışlardı. Daha sonra kadınlar çalışırken erkekler uyumuşlardı. Bir süre sonra tam tersi olmuştu. Her sıkıldıkları anda yeni yeni yöntemlerle çalışmaya devam etmişlerdi. Bu grubun çatlaklardan oluştuğunu katıldığı anda duymuştu fakat bu kadar da olmalarını beklemiyordu. Her şeye rağmen bir günde bu suru bitirebilmişlerdi.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

''Ne dedin sen?''

Sora karşısında eğildiği kadının sorusu ile yeniden aynı cümleleri söyledi.

''25 Yaşında Chiji Alemi 1. Seviyede Dört element ve Evren elementine sahip, üstelik savaşçı büyücü olup 5 unvana sahip kişi loncaya katıldı.''

Kraliçe Silvia için bu gün mutlu başlamıştı. Lejyonerlerin yaptığı aptallığı onlara ödetmek için suru kendilerinin yapmasını sağlamıştı. Bu sayede en azından 2 gün boyunca başının ağrımayacağını düşünmüştü. Fakat karşısındaki çavuşun getirdiği haberle resmen günü kabusa dönüşmüştü. Lanet olasıca lejyonerlere bir kişi daha katılmıştı. Üstelik bu kişi sıradan biri değildi. Diğer kıtadaki Pendragon İmparatorluğunu kuran 25 yaşındaki çocuktu. Bunun üstüne birde evren elementine sahipti. Eğer diğer lejyonerler gibi çatlaksa artık daha büyük belalar krallığın üzerinde geziniyor demekti. Büyük ihtimallede çatlaktı. Çünkü tarihteki hiç bir savaşçı/büyücü asla normal olmamıştı. Hepsi en tehlikeli maceraları ararlar ve kafalarına ne eserlerse onu yaparlardı. Tahtında resmen hayatından nefret ediyormuş gibi çökük bir halde oturdu. İçinden ağlamak geliyordu. Zaten 20 lejyonerle uğraşmak çok zorken birde üstüne 21. lejyoner gelmişti.

''LANET OLSUN!''

Kraliçe Silvia En Unvanlı Tengoku Alemi 9. seviye sesiyle bağırdı. Tüm şehir bu cümleyi duymuştu. İnsanların bir çoğu ne olduğunu anlayamazken lonca üyelerinin kahkahaları havada yankılanıyordu. 

''Sonunda öğrendi o yaşlı kaçık. Çocuk, artık resmen bir lejyonersin! Hahaha..''

Akira bu lanet okuyan sese anlam vermeye çalışırken yanında beliren Leo'nun dedikleri ile neler olduğunu anlamıştı. Bu ses Kraliçe Silvia'nın olmalıydı. 

''Efendim, Kraliçe madem bu kadar sizden rahatsız oluyor, neden sizi engellemeye çalışmıyor ki?''

Akira en çok bu sorunun cevabını merak ediyordu. Sonuçta Kraliçe, kendi krallığının en güçlüsüydü. Fakat lejyonerlere hiç bir yaptırımda bulunmuyor, aksine onları olabildiğince serbest bırakıyordu.

''Hahaha.. Artık bana efendim demene gerek yok Akira. Leo diye hitap edebilirsin. Sorunun yanıtına gelince, bizim grubumuz çatlaklardan oluşuyor diye bilinse bile, savaş alanında aynı senin Ölüm Lordu ünvanın gibi bir çok ünvanımız vardır. Hem bizi engellemeye çalışırsa daha bir çok krallık var. Onlara katılmamamız için bizi rahat bırakıyor. Bu anlaşmada iki tarafında çıkarları mevcut.''

Leo bunları derken kendisine birden su dalgası çarptı. Akira neler olduğunu anlamaya çalışırken,

''Lanet olası fahişe! Seni öldüreceğim!''

Akira bunu kime dediğini anında anladı. Sürekli kavga ettiği Rhea'ya diyordu. Rhea kendisine fahişe denildiğini duyunca altta kalmayarak,

''Beni o lanet annenle karıştırma! Suru bitirdik. Şimdi Kraliçeye gidip istediğini yaptığımızı söylememiz lazım.''

Kaos'un Varisi 1-2Where stories live. Discover now