Elza bir süre ilerledikten sonra ilk zorluğuyla karşılaştı. Daha doğrusu yanı demek olur. Sakince ve etrafına dikkatini vererek yürüdüğünden dolayı, her şeye hazır olduğunu düşündü.
Fakat bir anda sağ tarafında patlayan gayzer onu gafil avlamıştı. Yeterince hızlı tepki veremediği için sıcak hava dalgası, onun sağ kolunu tamamen yakmıştı! Elza çığlık atmanın ona bir fayda getirmeyeceğini öğrendiğinden sadece dişlerini sıkmakla yetinmişti. Bu yarayı nasıl iyileştireceğini Kyo ona öğretmişti. Yıldız enerjisini yaranın olduğu yere yönlendirmeliydi. Bunu ilk başta yaptığında zorlanmıştı. Fakat Kyo'nun yıldız bölgesinde sürekli olarak yaptığı için artık nefes alır gibi yapıveriyordu. Kısa sürede kolunu iyileştirmişti. Tabii bir anda ondan uzakta bir gayzer daha patladığında, bu sahanın oldukça tehlikeli olduğunu hissetti. Gayzerler ansızın patladığına göre tedbir alması gerektiğini biliyordu. Ellerini birbirine vurup,
''Yıldız Zemini!''
dedi. Bu büyü onun toprak ile arasında 5 santim olmasını sağlayacaktı. Üstelik menzili tam 10 metreydi! Yani artık gayzerlerden zarar göremezdi. En azından kendi düşüncesi bu yöndeydi. Bilmediği şeyse bu gayzerleri patlatan kişinin Kyo olduğuydu.
''Demek kendine zemin yaptın. Ama bu senin için çok kötü bir sonuç yaratacak Elza. Şimdi ne yapacaksın?''
Kyo bunu söylediğinde, Elza'ya baktı.
Elza zeminin üzerine çıkıp ilerlerken, altındaki zeminde aynı şekilde kendisiyle ilerliyordu. Bir kaç gayzer patladığında, kendisine zarar gelmediğini görünce kendisi ile gurur duydu. Zeminin altında patlayan bir gayzer bile kendisine zarar vermemişti üstelik!
Fakat gurur duyması bir anda bitmişti. Yıldız zemini altındaki bölge bir anda patlayarak, büyük bir itme kuvveti oluşturdu. Elza böyle bir durum olacağını düşünmediğinden dolayı hazırlıksızdı. Zemin bir anda havaya fırlamıştı. Dolayısıyla Elza'da havadaydı. Fakat bulunduğu alemin gücünü kullanamadığından dolayı bir süre yukarıya savrulduktan sonra, tüm uçan insanların lanet ettiği şeyin etkisi kendisini gösterdi. Elbette bu Yer çekimiydi! ( Newton, mekanın cennet olsun. Ama aga senin yüzünden lise hayatım kararmıştı.)
Elza hızla yere gökyüzünden düşerken, korkuya kapılmaması gerektiğini bilse de, yine de kendisine engel olamıyordu. 1 dakika sonra vücudu dağılacaktı! Hemen bir şeyler düşünmeye çalışsa da, rüzgarın nefesini kesmesi ve düşme korkusundan dolayı, çokta iyi düşünemiyordu hani.. Bir süre kendisini toplamaya çalıştı. Bu süre boyunca tabii ki son hızıyla yeryüzüne düşüyordu. Aklına bir fikir geldi. Daha önce hiç kimsenin yapmadığı bir büyü yaratacaktı. En azından kendisi öyle umuyordu. Hızlıca ellerinde yıldız enerjisi biriktirip, bir anda birbirine vurduğu anda bağırarak,
''YILDIZ KANATLARI!''
dedi. Tam düşündüğü gibi düşerken, sırtında oluşan kanatlar onun uçmasını sağlamıştı. Aynı bir kuş gibi! Bu çok hoşuna gitmişti. Ve kendisini tutamadan kahkaha atmaya başladı.
''HAHAHA..''
------------------------------------------------------------
''Hükümdarım, karınıza bilgiyi verdim. Düşüneceğini söyledi. Büyük ihtimalle sorun etmeyecektir, sonuçta Ölümsüzlerin ne kadar pis bir ırk olduğunu biliyorsunuz. Büyüdükleri zaman aralarındaki aile bağları yok oluyormuş gibi gözüküyor. Karınız da böyle düşünecektir ve onun annesi size karşı aşık olursa bir sorun çıkarmayacaktır.''
( Yunanlılar ile Tanrıları arasındaki ahlak ilişkisi. Araştırdığım bir konu. Bu bizim yargılarımıza göre oldukça iğrenç olsa da, lütfen bu kitabı ciddiye almayınız. Adamlar çok değişik, okudukça daha da iğrençleşiyor ama yapacağım bir şey yok. Makalemi yazmak zorundayım. Bir yandan makalemi yazarken, bir yandan da bu konu üzerinden kitabı devam ettireceğim.)
Akira, duyduğu şey karşısında iğrense de, kendisinin de yapabileceği bir şey yoktu. Karısı annesini istemişti, fakat Kaos'un böyle şerefsiz olacağını tahmin etmemişti ki! Mührü neredeyse silecek kadar bitirmişti. Hemera'nın kendisine inanmasından da çekinmiyor değildi. Fakat bir anda nasıl çözeceğini anladı.
''Gyo, Hemera'yı hemen buraya getir. Mührü onun yanında sileceğim. Bu mührün etkisini bozamam. Lanet olasıca, büyünün etkisi için topladığı yıldız enerjisini aktarmış gibi gözüküyor.''
''Emredersiniz efendim!''
-------------------------------------------------------
''Kraliçem, Hükümdarımız sizi yanına götürmem için emir verdi. Yanınızda mührü silecek ve Nyx'e ne olduğunu göreceksiniz.''
Hemera, yatağında uzanarak düşünürken, Gyo'nun sesi ile doğruldu. Akira onu yanına çağırdığına göre oldukça ciddi bir durumdu. Eğer Nyx, kocasına aşık olursa annesi olmaktan çıkacaktı. Fakat böyle olmamasını ummaktan başka bir şey gelmiyordu.
''P-Peki, Gyo. Hazırım!''
--------------------------------------------------
Hemera bir anda mağarada belirmişti. Annesi diz çökmüş bir şekilde dururken, Akira onun başında durmuş alnına dokunuyordu. Yüzündeki dikkatli ifadeye bakılırsa, oldukça zor bir işti.
''Hemera, sen geldiğine göre mührü silebilirim. Bunun benim suçum olmadığını bilmelisin. Eğer Nyx bana karşı duygular beslerse, ikinci eşim olur. Çünkü Kaos, bu mührün etkisine yıldız enerjisi karıştırmış. Yani bu etkiyi asla silemem. Hazır mısın?''
Hemera, içinden dua ederek,
''Ha-hazırım.''
Bunu dediğinde beklemeye başladı. Akira'nın elinden çıkan beyaz ışık, Nyx'in alnına girdikten kısa bir süre sonra Akira elini çekip, karısının yanına geldi.
''Seni çok özledim.''
Akira bunu söyledikten sonra Hemera'nın dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. Şimdi ne yeri ne zamanıydı, ama olsun. Sonuçta karsından çok uzak kalmıştı. Nyx gözlerini açtığında, Akira'yı gördü ve yüzünde bir gülümseme belirdi.
''Akira?''
Hemera nefesini tutmuştu. Bu kader anıydı. Eğer düşündüğü şey olursa, bu kadın annesi olmayacaktı.
''Efendim?''
Akira sakin bir şekilde cevapladı. Nyx'in yanına geldiğini gördüğünde, düşündüğü şeyin olduğunu anlamıştı. Nyx ona abayı yakmıştı. Hemera'nın orada olduğunu umursamadan, Akira'ya sarıldı.
''Seni seviyorum.''
derken Hemera'nın gözleri faltaşı gibi açılsa da, bir anda bedeninde parlayan ışıltı ile gözleri düzeldi. Akira bunun ne olduğuu biliyordu. Ölümsüzlerin sapıklığından dolayı aile bağlarını silen kadim bir büyüydü. Yani Nyx artık Hemera'nın annesi değilken, Hemera'da Nyxiçin anne sevgisi hissetmiyordu. Çok garip bir durum olsa da, Akira için artık önemli değildi. Hemera'nın üzülmesini izleyeceğine, annesi ile olan bağının kopmasını yeğlerdi.
Nyx, Akira'nın tepki vermemesine kızmış gibi geri çekilerek,
''Neyi bekliyorsun?''
dedi. Beyaz yüzü hafiften kızarmıştı. Daha önceki durumu hiç hatırlamıyordu. Tartarus'u, Kaos'u yanındaki Hemera'yı umursamıyordu bile. Akira'nın şaşkın bir biçimde kendisine baktığını görünce,
''Hemera'dan mı utanıyorsun? Senin birden fazla eşin olabilir, Akira. Ve ben ikinci eşin olmaya kararlıyım.''
Akira bunları duyduğunda, endişeli bir yüzle Hemera'ya baktı. Karısıın yüzü tehlikeli bir şekilde kızarıyordu. Aralarındaki kadim bağdan dolayı kendisini kıskandığını - çok fazla kıskandığını- biliyordu. Ve bu kıskançlığın sonucunun ne olacağını da fark etmişti.
Hemera bir anda ileriye atılarak, Nyx'in göğsüne elini soktu. Bu kadın kocasını çalmaya çalışıyordu!
''Hemera! Sakin ol!''
Akira, onu tuttuğunda, Nyx çoktan ölü bir halde ayaklarının dibine yığılmıştı.
''GYO, GÖTÜR ONU BURADAN!''
Hemera daha ağzını açamadan ortadan yok oldu. Akira yerde atan kalbe baktığında, bu kalbi ne yapacağını düşündü. Şimdi elinde 4 tane kalp vardı. Yani bacağını güçlendirebilirdi. Fakat Hemera ne yaptığının farkına vardığında, yıkılacağı kesindi. Bu yüzden hiç istemese de, onu mutlu etmek için bu kalpten feragat etmeliydi.
''Ölüm buraya gel.''
---------------------------------------------------------------
Gelecek bölümde ne olacağını anlamışsınızdır. Bu Kaos'ta ne namussuz çıktı be. Neyse bu durumu düzeltecek olan kişi yine bizim Akira olacak. Gelecek bölümlerde Grey'in savaşını bitireceğim. Zaman atlamaları olacak. Akira'nın bedenini tamamlayacağız. Sonraysa Allah Kerim. Artık ne gelirse.