Akira duydukları karşısında şaşırmıştı. İki krallığın ittifak olmasını beklemiyordu.
''Gerçekten mi?''
Ra, mutsuz bir şekilde,
''Evet. Diğer ırklara karşı bir ittifak olarak yaptılar. İki taraftan birisi saldırıya uğrarsa, birbirlerine dair yardım edeceklerine anlaştılar.''
Bunun üzerine Akira düşünmeye başlamıştı. Aslında Abra ile çok kolay bir şekilde bu savaşı kazanabilirdi fakat kendisi bir şeyler yapmak istiyordu. Ra, Akira'nın ne söyleyeceğini beklemeye başladı. Bir müddet süren sessizlikten sonra Akira,
''Lamalas, Azog, Samira ve Giges'in gelmesini bekleyeceğim. Daha sonra neler yapacağımızı konuşuruz.''
dedikten sonra Ra'nın yanından ayrıldı ve bir hana gitti. Onların gelmesine daha yaklaşık 3-4 gün vardı. Bu sırada kral Akira'nın şehre geldiğini öğrenmişti. Fikrini öğrenmek için onu yanına çağırtmıştı. Akira, handaki odasında dinlenirken kapısı çalındı. Kapıyı açtığında karşısında Elçi Cebe'yi bulmuştu. Geçen yıl dediği şeyi çoktan unutan Akira,
''Elçi Cebe. Sizi buraya hangi rüzgar attı?''
''Akira, Kralımız Elfward Athelstan senin şehre geldiğini öğrenmiş. Şuan seni görmek istiyor.''
''Hımm.. Peki geliyorum.''
dedikten sonra 6 kişi ile birlikte handan çıktılar. Akira, yürüyeceklerini zannediyordu fakat karşısındaki altın kaplamalı rraha'yı gördü. Daha önce böyle bir araca hiç binmemişti. Bir koruma hızlıca kapıyı açtı ve ikiliyi içeriye buyur etti. İlk önce Akira'ya yolu gösteren Cebe, o bindikten sonra içeriye geçti ve kapıyı kapattılar.
''Akira, bunu sormak kabalık bile olsa merak ediyorum. Ölüm ormanında kaç seviye atladınız?''
Cebe bunları söylerken yüzünü kaplayan merak ifadesi samimiolduğunu gösteriyordu. Akira, tam doğruyu söyleyip Jigoko Alemi 1. seviyede olduğunu söyleyecekken, zihninde
''Daichi Alemi 3. sevie olduğunu söyle.''
diyen ustasını duydu. Akira, ustasının dediğine şaşırsa da yine de dediğini yaparak
''Daichi Alemi 3. seviyedeyim.''
Sadece 2 seviye atladığını söylemesine rağmen Cebe, Akira'nın dahi olduğunu yüzlerce defa tekrarlamıştı. Akira, 2 seviye atlamanın bile bu kadar olay olduğunu unutmuştu. Arabada sessizleşen Akira,
''Usta, Jigoku Aleminde olduğumu neden söylemedim ki?''
''Bu konuyu daha sonra konuşacağız Akira. Zihninde yaptığın meditasyonlarla seviyen çok fazla arttı. En azından bir kaç yıl normal Dünya'da meditasyon yap ve gücün ile vücudunun uyumu artsın. Elinden geldiğince canavar avlayıp enerjilerini vücudunda gezdir.''
Akira, ustasının bu plan değişikliğine çok şaşırmıştı. Daha önce hiç kendisini kısıtlamamasına rağmen şuan burada kısıtlıyordu. Yine de ustasına güvenen Akira, onun bir planı olduğunu anlamıştı. Sessizlik içinde saraya varan grup, doğruca kralın yanına doğru çıkmaya başlamışlardı. Kısa bir yürüyüşten sonra Akira, Kralın önünde hazır bir şekilde bekliyordu. Kral, gözlerinde ki parıltıyla,
''Akira, sonunda buraya gelebildin. Bir yılda neler yaptın?''
Akira, düzgünce neler yaptığını anlattı. Kral Elfward duydukları karşısında şaşkınlığa uğramıştı. Bir yılda 2 seviye atlamak muazzam bir olaydı. Akira bunları anlatırken odanın kapısı açılınca konuşmayı kesti. Kral arkasına baktığında yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. Akira'da kralın çok sevdiği birisinin yaklaştığını anlamıştı. Arkasını döndüğünde ise ağzı açık kalmıştı. Elflerden daha güzel bir kız yaklaşıyordu. O kadar güzeldi ki, dünya savaşı çıkarabilirdi. Kız Akira'nın yanından geçti ve kralın yanındaki boş tahta oturdu. Kral, Akira'nın tepkisini görmüştü. Kızının güzelliğinden bayağı etkilenmişti, bu çok açıktı. İki genci hızlıca tanıtmak için,
''Akira, bu evlenmeni istediğim tek çocuğum Helena. Helena, karşında ise daha 15 yaşında Daichi Alemi 2. seviyeye çıkan dahi Akira var.''
Akira, suratında tuhaf bir gülümseme belirdi. Kalbi çok hızlı atmaya başlamıştı. Daha öncede bir çok kadınla konuşmuştu fakat ilk defa birisi karşısında böyle tuhaf davranıyordu. Şuan kimse onun Savaş Manyağı lakaplı Akira olduğuna inanmazdı.
''Me-merhaba prenses. Ben Akira.''
Az önce kral tanıtmamış gibi kendisini tanıttı. Kız Akira'nın böyle şapşal bir biçimde davranması hoşuna gitmişti.
''Demek, babamın evlenmemi istediği kişi sensin. Gelişimin çok iyi olabilir ama ben güçlü bir erkekle evlenmek isterim. Babam evlenmemi istese bile benim görevimi yapamazsan seninle evlenmem. Önceki taliplerime verdiğim görevin aynısını vereceğim. Yaparsan evliliğimiz olur.''
Kaos kendi kendine kıkır kıkır gülüyordu. Linda'da Akira'nın aşık olduğunu anladığı için sesini çıkarmıyordu. Ortağı kendi isteğiyle evlenmesini istiyordu ve belli ki Helena'ya kalbini kaptırmıştı.
''Görev nedir?''
Akira merak ettiği için bu görevi sormuştu. Helena, Akira'nın meraklı ifadesine bakıp
''Senden Underhill'i temizlemeni istiyorum.Sadece senden, canavar ortaklarını kullanmayacaksın!''
Akira bu şehri duyduğunda yüzünde hiç bir ifade oluşmadı ve
''Orası nerede?''
diye sordu. Kral, Akira'nın bu kadar ünlü bir şehri bilmiyor olmasına şaşırmıştı. Konuşmaya girerek
''Eskiden büyük bir ticaret merkeziydi. Şimdiyse 6 canavar orada yaşıyor. Temizlemek için 6 canavarı öldürmelisin o kadar. Fakat bu söylediğim kadar kolay değil, on yıl önce Jigoku Aleminin zirvesindeydiler, şuan hangi seviyede olduklarını bilmiyorum.''
Akira kısa bir sessizliğe bürünüp düşünmeye başladı. Aslında Abra ve Ruin'i kullanarak orayı haritadan bile silebilirdi. Fakat Helena, canavar ortaklarını kullanmamasını söylemişti. Zihninde eğitim yapsa çok rahat bir şekilde seviye atlayabilirdi ama oraya girmesinide ustası yasaklamıştı. Kral ve Helena Akira'nın ne cevap vereceğini merakla bekliyordu.
''Canavar çekirdekleriyle gelişimimizi arttırabiliriz. Sence Ölüm Ormanına dönsek iyi olmaz mı?''
Linda'nın haklı olduğunu fark etti. Canavar çekirdekleri şuan hızlıca gelişmesinin en hızlı yoluydu.
''Bu görev için sürem var mı?''
Elfward ve Helena ilk kez bu sözleri işitmişlerdi. Helena kekeleyerek,
''Ha-hayır yok.''
Bunu duyduğuna memnun olan Akira, gülümseyerek
''En az bir yıl boyunca Ölüm Ormanında zamanımı geçirmem lazım. Eğer bana ben pes edene kadar evlenmeyeceğine söz verirsen bu görevi kabul ederim.''
Elfward ve Helena duydukları bu şartla iyice şaşırmışlardı.. Kral bunu dünden kabul etmeye razıydı fakat Helena,
''Bunu kabul etmiyorum. Sadece bir kere deneme hakkın var.''
dedi. Helena'nın bunu demesindeki sebep ise ölene kadar bekar kalabileceği korkusuydu.
''10 yıl sonra Underhill'de ki 6 canavarı öldüreceğim. Fakat 10 yıl sonra Helena canlı olabilecek mi? Bundan emin olmak için canavar ortaklarımı seni koruması için çağıracağım. Bu sayede içim rahat eder. Sarayın dışına çıkabilir miyiz?''
Helena Abra ve Ruin'in duymuştu.. Akira'nın sırf kendisini koruması için iki ortağını çağırmasından etkilenmişti hemde bu ortaklardan birisi ejderhaydı. Elfward ise Akira'nın kızından bu kadar etkilendiğini düşünmemişti. Fakat bu ortakların burada olmasından dolayı 10 yıl boyunca kimse krallığa saldırmaya cüret edemezdi. Akira, bu görevi kabul ettiğine göre diğer krallıkların tekliflerini red etmiş sayılıyordu. Kral bunu çabucak diğer krallıklara haber vermeli ve hava atmalıydı. Sarayın önüne indikten sonra Helena ve Elfward, Akira'nın ne yapacağını beklemeye başladılar. Akira hızlıca Ruin'i ve Abra'yı çağırıp beklemeye başladı. Uzaktan yine bir ateş şeridi belirmeye başlamıştı. Helena ve Elfward bunu fark ettiklerinde ise Ruin birden Akira'nın yanında ortaya çıkmıştı. Daha sonra ise gökyüzünden deprem etkisi yaratan bir kükreme duydular. Tüm halk evlerine kaçışırlarken, surdaki askerler hızlıca savaşa hazır hale geldiler. Abra ise onları umursamadan doğruca Akira'nın önüne kondu. Akira iki ortağını severek, onlara hitaben
''Şu arkamdaki güzel prensesi koruyacaksınız.''
dedikten sonra prensese ve krala selam verip geldiği yere Ölüm Ormanına doğru yola çıktı.