BÖLÜM -25-

952K 11K 7.9K
                                    

Hellö 💦

Garip bir düşünce harmanı içerisinde kalmış genç kadın şaşkınlıkla karşısındaki adama bakıyordu. Kalp atışları maraton koşmuş gibi almış başını gitmiş, yanakları kızarmış, bedeni titrememek için hiçbir sebep bulamıyordu. Bir de kendisine zümrüt yeşillerinin haylaz bir hali ile gülümsemesi yok muydu... Neydi bu? 3 hafta ardından kendisini sınamak için mi gelmişti karşısına? Onca bekleyişten ve kendisini yokluğuna alıştırdıktan sonra bu adamın her şeyi bir celsede yok etmesi devrelerini yakmıştı.

Ne demişti o az önce? Ben bitti demeden bitmez mi? Hangi Türk filmini çekiyorlardı?
Silkelendi genç kız. Şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırmayı kesti ve ellerini acele ile, karşısında hayran olunası bir şekilde bakan adamı itekledi. Ahzal ise bunu beklediğinden olsa gerek, hemen bırakıverdi incecik vücudu.

Onu 3 haftadır göremiyor olmak çok zor gelmişti genç adama da. Hatırlamamak için elinden geleni yapmış olsa da her şeyde aklına geliyor, kendisini bir şekilde hatırlatmayı beceriyordu. Şeytan tüyü vardı bu kadında. 3 haftadır içinde olan huysuzluk yok olmuş gitmişti. Mis gibi kokuyordu. Tıpkı hatırladığı gibiydi.

3 hafta ne uzun gelmişti ona şimdi fark ediyordu. Şu kadını bir adam etse, bir istediği hale getirse ne olurdu ki? Değme keyfime diye düşündü içten içe. Ama kadın ehlileşmek yerine daha da dişli olup çıkıyordu. Şimdi de herkesin içerisinde kendisini itekliyordu. Oysa ki dikkat çekeceğini düşündüğü spor arabası ile bile gelmişti. Gençti bu kadın. Gençlerin ilgisini bunlar çekmez miydi? Herkesin karşısında sevgilisini almaya gelen sadık sevgili rolüne de girişmişti.

E? Daha ne yapması gerekiyordu ki?

Tamam, bir yandan da onu merak ettiğini ve görmek istediğini kabul etmesi gerekirdi. Kaç aydır alışmıştı bu kızıl hatunun hep yanında dolanmasına. Şimdi birden ortadan kaybolması da bünyesine iyi gelmemişti. Alıştıra alıştıra uzaklaşsa belki böyle olmayacaktı.

"Siz iyice saçmalamaya başladınız. Rica ediyorum bir daha böyle pervasız hareketlerde bulunmayın." diyerek sert çıkışan kadınla birlikte kendine gelen Ahzal şaşkınlıkla masmavi gözlere baktı.

"Anlamadım?"

"Neyini anlamadınız? Sizi görmek istemiyorken buraya sanki hiçbir şey olmamış gibi gelemezsiniz."

Hamra'nın acımasız konuşması üzerine şaşıran genç adam merakla bakakaldı. O kadar mı sinirlenmişti gerçekten? 3 hafta sonunda bir nebze de olsa siniri geçmemiş miydi?

"Hamra! Bizim bir anlaşmamız vardı." dedi Ahzal aklına gelen ilk ayrıntıyla. Ama Hamra bu cevaba hazırdı elbette. Bu adamı ezberleyememişti ama tanıyordu, alışıktı.

"Anlaşma falan kalmadı. 1 ay oldu neredeyse anlayamadınız mı?"

Karşısındaki kadının bu denli sert olmasına akıl sıra erdiremiyordu. Daha önce kimse kendisi ile böyle konuşamamıştı. Şimdi de ilk defa böyle konuşan biri ile karşı karşıya kalınca ne yapacağını şaşırmış, ne diyeceğini bilmez bir halde duruyordu.

"Hamra!"

O an arkalarından seslenen başka bir ses ilişti kulaklarına. Genç kız arkasına döndü ve kendilerini merakla izleyen insanlar arasında o tanıdık yüzü gördü. Ah! Şu verdiği söz...

"Bir dakika." dedi hızlıca gülümseyerek ve önüne dönüp terkardan iri adama baktı.

"İzninizle, işim var. Bir daha da okuluma gelmezseniz sevinirim."

Ve kızıl kadın son kez adama bakıp arkasını döndü ve ilerleyerek uzaklaştı.

Ahzal şaşkındı. Bu kadının her haline alışıktı ama bu haline pek alışık değildi. Normalinde kendisine fazla saygısızlık yapıp dişlenmezdi ama şimdi... Bu kadar dişli olmasını ancak kızgın olmasına yorabilirdi. Ama karşısında kendisinden uzaklaşıp, başka bir adama sarılan kadın kimdi? Sikerler! Hamra az önce o lavuğa mı sarılmıştı?

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin