❦ BÖLÜM -26-

934K 1.2K 151
                                    

Hellö 💦

Ne diyeceğini bilemedi genç adam. Bulunduğu durumun şokunu hâlâ atlatamıyordu ki. Aklı karman çorman olmuş, kollarının arasındaki çelimsiz bedenin yavaşça azalan hıçkırıklarına odaklanıyordu. Bir kadının ağlamasından nefret ederdi. Ağlatmak ise... Özellikle canını yaktığı için ağlatması...

Nefesi boğazına takıldı ansızın. Elleri kadını daha da sıkıp bedenine çekerken kokusunu çekti istemsiz bir hareketle.

"Bunu bana nasıl söylemezsin?" dedi düştüğü hayretin içerisinde istemsiz öfkelenirken. Bu geceyi kesinlikle böyle planlamamıştı. Kollarında olan kadınla güzel bir birliktelik geçirmek aklındaki tek şeyken şimdi kollarının arasında ağlıyor olmasına aklı bir türlü ermiyordu.

Hamra ise ne yapacağını şaşırmıştı. Korkmuştu bir kere. Bir adamın kollarında, bakireliğini vermenin korkusu ile öylece yatıyordu. Yaptığı yanlıştı, biliyordu. Ona yapmadan öncesinde söylemesi gerekiyordu ama anlamaz sanmıştı. Bazı kadınlar ilk birliktelikte acımadığını hatta bundan zevk aldıklarından bahsetmişti. Şimdi ise hissettiği o acının bedeninde bıraktığı şoku yeni yeni atlatırken adama ne cevap vereceğini düşünüyordu.

"Ben... Böyle olacağını düşünemedim." dediğinde genç adam tek kelime edemedi. Diyecek bir şey bulamıyordu ki.

Hakkında onca kötü düşündüğü kadın, şimdi kollarının arasında en masum hâliyle yer alırken yaptığı hatanın altında âdeta eziliyordu. Aklını onca kurcalayan düşünce şöyle dursun, asıl kötü olan şey Hamra hakkında onca kötü şey söylemişken bunların hepsinin aslında yalan çıkmış olmasıydı. Kendi kuruntusu değil, Hamra'nın yapmamış olmasıydı. Böyle bir durumda kardeşinin tek seçenek olarak kalması ve bütün yaptığı imaların, Hamra'ya kardeşini güvende tutmak için söylediği sözlerin aslında yersiz bir yanılsamadan ibaret olduğunu anlamıştı. O erkeklerin, bu iki kadının yanlarında olmasının nedeni Hamra değildi. Eve girip çıkan erkeklerin hepsinin nedeni Demre'den başkası değildi.

Yutkundu. Bunu kardeşine konduramadı. O küçük, çelimsiz kız kardeşi böyle bir şey yapıyor olamazdı değil mi? Eve geldiğinde jartiyerle gördüğü kadın Hamra'ydı. Hangi bakire bu devirde evde oturup jartiyer giyerdi ki? O manzaradan sonrasında gördüklerini nasıl başka şekilde yorumlayabilirdi?

"Daha önce kimseyle hiç mi birlikte olmadın?" dedi istemsiz başını geri çekip Hamra'nın gözlerinin içerisine bakmaya çalışırken.

Genç kız, ona izin verdi. Nemli kirpiklerinin arasından adama baktı ve ne diyeceğini düşündü ama fazla uzun sürmedi. Vereceği cevap bariz netti çünkü.

"Olmadım." dedi. Garip bir üşüme dürtüsü ile sarmalanmış bedeni onun ısısıyla harmanlanırken sakinleşiyordu. Ama Ahzal'ın sorduğu sorular gittikçe zorlaşacakmış gibi hissederken artık bunca zamandır adamın düşündüğü her şeyin de yön değiştireceğinin farkındaydı.

"O zaman eve giren çıkan onca adam..." dedi Ahzal cevabını artık net bildiği cümleyi kurarken. Sözleri soru niteliği taşımıyordu. Bir tespitti.

Hamra, düşünceli adamın aklından ne geçtiğini tahmin edebiliyordu. Sonsuza kadar korumaya emin olduğu arkadaşının bu şekilde ele verilmiş olmasının verdiği duygu ile kendisini suçlu hissederken onu nasıl kurtaracağını düşündü ama kafası o kadar çalışacak hâlde değildi ki.

"Ben sana onca laf edip kötü ithamlarda bulundum. Sen bunları neden inkâr etmedin?" dediğinde Hamra derin bir nefes alıp verdi ve bir an ondan uzaklaşmak için bir hamlede bulunmayı düşündü ama sonrasında adamın kendisine sarılmasının verdiği güveni kaybetmeye hazır olmadığını fark etti.

Evet, biraz daha bu adamla böyle kalabilirdi.

"İnkâr etseydim ne düşünecektin?"

"Şu an düşündüklerimden farklı bir şey olmayacaktı." demesiyle Hamra derin bir nefes alıp yavaşça verdi. Zaman kazanıp düşünmeye çalışıyordu ama olmuyordu işte.

"Bu akşam birlikte olmasaydık hâlâ öğrenmemiş olacaktın."

"Kardeşim hakkında sana düşündüklerimi düşünmemem için kendini küçük düşürmeye razı mıydın yani?"

"Evet." dedi Hamra hiç tereddüt etmeden. Neden edecekti ki? Demre de böyle bir durumda aynısını yapardı. O beyaz saçlı deli, hayatındaki en önemli insandı. Koruduğu konu hakkında en ufaktan bir alakası olmasa da öyle davranmayı göze alacak kadar seviyordu Demre'yi.

"Hamra, ben seni seks işçisi bile sandım." demesiyle genç kız bedenine yayılan utanç duygusu ile istemsiz karşı karşıya kaldı ama kendisini toparlaması uzun sürmedi.

"Benimle seks işçisi olduğumu düşündüğün için mi birlikte olmak istedin?"

Başını kaldırıp adamdan biraz uzaklaşarak sorduğu soruya karşılık Ahzal, bir an ne diyeceğini şaşırdı.

"Tabii ki de hayır. Bu gece olanların aniden geliştiğini sen de biliyorsun."

"O zaman neden buna bu kadar takılıyorsun?"

"Çünkü sen bakiresin ve ben bunu seninle birlikte olurken öğreniyorum."

"Ne yani, pankart açıp mı gezmeliydim? Nasıl öğrenmen gerekiyordu?"

Ahzal, kendisine bu hâlde bile dikleşen kadına hayret etti. Sözlerini doğru seçmezse bu kadınla aralarının olması gerektiğinden çok daha kötü olacağının farkındaydı.

"İçine bir anda girmeden öncesinde söylemeyi deneyebilirdin. Belki o zaman canın bu kadar acımazdı." dediğinde Hamra gözlerini kırpıştırdı. Başka türlüsü olabilir miydi ki? O iri şey içine girdiğinde her hâlükârda canını acıtacaktı. Bariz belliydi. Şimdi ise karşısında durmuş dik dik kendisine bakarken ne bekliyordu? Ona alkış tutmasını falan mı?

"Ahzal... Oldu bitti işte. Bakireydim. Bu bir şeyi değiştirmez."

"Aksine, çok şey değiştirir."

Hamra, artık bu adamla eski hallerine döndüğünü fark etti. Çıplaklığın verdiği utançla hafif geri çekilirken üzerine yatağın üzerindeki çarşafı çekiştirdi ve göğüslerini kapatana kadar uğraştı. Ahzal ise onun bu hareketlerini sakince izledi. Bel altı zaten çarşafla kapalıydı ama Hamra'nın karşısında kendisini örtmeye çalışmasından hoşlanmamıştı.

"Ne değiştirir?"

Bölüm nasıldı?

Yazar: İlayda Melis Okurgan

Youtube: Mel Okurgan
Instagram: ilmelistan
Twitter: ilmelistan

YARDIMCI HESAPLARI

Wattpad: melis_hikayeleri
Instagram: melseytanlari
Facebook: melis hikayeleri

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin