❦ BÖLÜM -15-

812K 1.2K 105
                                    

Hellö 💦

Ahzal'ın başından aşağı kaynar sular döküldü.

"Ne demek bilmiyor? Koskoca kadın."

"Ya sanki denize falan çok girme fırsatı olmuş gibi konuşuyorsun. Kız bütün yaz tatillerinde harçlığını çıkarmak için çalışıp duruyordu." demesiyle adamı daha da şaşkına uğrattı. Aklındaki tabular gitgide yıkılırken artık neyi düşüneceğini şaşırmıştı bu adam.

"Abi, ben onu bilirim. Kitap etkileyici bittiyse etkisinden çıkmak için başka şeylerle uğraşır. Şimdi denize girmek istiyorsa sen de git yanında. En azından gözünün önünde olur." demesiyle Ahzal çoktan yerinden kalkıp odasına geçmişti bile.

"Bu kız yüzmeyi bilmiyorsa neden denize gidiyor o zaman?"

"Hamra bu. Arada gelirler ona. Hadi sen de git. Hamra'ya, şimdi gitme deme. Sabah da onu yüzmeye gitmesi için ikna etmeye çalıştım ama gitmedi. İstemişken kursağında kalmasın." dedi. Ahzal, kardeşinin bu kadar düşünceli konuşmasına karşılık bir şey diyemedi. Hamra'ya elbette gitme demek istemiyordu ama akşam vakti denize gitme fikri de hiç ona göre değildi.

"Tamam, merak etme sen. Ben yanında olurum." dedi ve telefonu kapattı. Üzerini çıkarıp mayosunu giydiğinde ise telefonuyla havlusunu alıp odasından çıktı. Hamra da tam o sırada kapısını kapatmış, asansöre doğru yönelmişti bile. Üzerine, bugün aldıkları bol, beyaz plaj elbisesini giymişti. Ayağında ise sandaletleri vardı. Saçları aynıydı. Bozmamıştı ve arkadan bakıldığında bile kuğu gibi süzülürcesine ilerliyordu kadın. Genç adam, bu görüntüye karşılık kaşlarını çatarken adımlarını hızlandırdı ve Hamra'ya seslendi.

"Hamra!"

Genç kız duyduğu sesle irkilirken dönüp arkasına baktı. Ahzal, altında mayosu, üzerinde ise sade, beyaz bir tişört ile kendisine doğru geliyordu. Elinde de havlusu vardı. Ne oluyordu?

"Ahzal Bey?"

"Ben de seninle geliyorum. Gece vakti Antalya'nın denizi güzel olur derler." demesiyle genç kız anlamaz bir şekilde adama baksa da sorgulayamadı. Ahzal yanına gelmiş, kendisini çoktan kabul ettirmiş bir şekilde ilerliyordu.

Birlikte sessiz sedasız aşağı indiler. Sahile giden çıkıştan ilerlerken Ahzal sessizliği bozan taraf olmuştu.

"Gece denize girmek istediğine göre iyi bir yüzücü olmalısın." dedi. Yanındaki kadının tepkisini merakla beklercesine yüzüne baktığında ise Hamra bir an bozulmadan edemedi. Yanındaki adamın sorusu oldukça mantıklıydı ve kendisi de gelip ben yüzmeyi bilmiyorum diyemezdi ya?

Derin bir nefes aldı ve çekinerek konuştu.

"Aslında o kadar iyi değilim. Zaten genelde kıyıda takılırım." dediğinde Ahzal istemsiz gülümsedi.

"Ne yani, denize giriyorsun ve çocuk gibi kıyıda mı takılıyorsun?"

Hamra, adamın kendisine gülmesine karşılık bu sefer kaşlarını çatan taraf olmuştu.

"Bir sorun mu var Ahzal Bey? Belki ben bundan hoşlanıyorum?"

Ahzal ise terslenmesinin üzerine dudaklarını büktü ve başını onaylar anlamda salladı.

"Sen öyle diyorsan..." diyerek bir de üzerine gelmesi ile Hamra sinirle önüne döndü. Ne yani, ayda yılda bir denize girme aşkı tutmuştu onda da bu adama mı katlanmak zorundaydı?

Kenarda duran boş şezlongların üzerine eşyalarını bıraktıklarında Hamra yanındaki adama baktı. Üzerini çıkarıp tişörtünü diğer eşyalarının yanına koyması ile istemsiz gözleri hızlıca adamın vücudunda dolandı. Fazla fitti. O kıyafetlerin içerisinde iyi bir vücut olduğunu elbette düşünmüştü ama şimdi karşısında kanlı canlı durmasına istemsiz şaşırmadan edememişti. Adam, Tanrı'nın boş zamanında yarattığı kullarından olmalıydı.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin