❦ BÖLÜM -13-

1M 1.1K 85
                                    

Hellö 💦

Hamra şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı ve ne olduğunu dahi anlayamadan adam arkasına geçmiş, fermuarı kapatıyordu.

Aynada gördüğü görüntü ile kanı donarken nefesini tutmak zorunda kalmıştı. Elbiseyi ölümüne sımsıkı tutuyor, bir yandan ise tek kelime edemiyordu. Gerilmiş, tüyleri adamın tenine dokunan parmak uçları ile diken diken olmuştu.

Genç adam başını yavaşça kaldırıp aynada kendisine baktığında Hamra yavaşça nefesini bıraktı ve loş ışıkta bile belli olan zümrüt yeşillerine baktı. Yine kaşları çatılmıştı. Yine alnında kırışıklar oluşmuş, çekik gözleri kirpiklerinin arasından parıldayarak düşünceli bir şekilde bakıyordu. İri vücudu, kendi bedeninin ardından belli oluyordu. Üzerine siyah bir polo yaka giymiş, altında ise krem rengi bir şort yer alıyordu. Yine yakışmıştı yalan yok. Adam, azıcık daha az sinir bozucu olsaydı ondan hoşlanabilirdi. Demre'den duyduğu kadarıyla adamın oldukça çapkın olduğunu biliyordu. Bu dış görünüşle de can yakmaması mümkün değildi. Kim bilir kızlar, ne kadar peşinde dolanıp duruyordu bu adamın. Ama o ise kendisine kötü sözler söyleyecek kadar kendisini üstün görebiliyordu.

Böyle adamlara, fazla yüz veren kadınlara kızdı bir an. Dün kendisine söyledikleri bir türlü aklından çıkmazken şimdi de aynı kabin içerisinde yalnız olmak pek iyi gelmemişti.

"Teşekkür ederim." dediğinde yavaşça ellerini, elbisenin üzerinden çekip aynada kendisine baktı. Fermuarı ful kapanan elbise daha çok bedenine oturmuş ve biraz kısalmıştı. Pembe, üzerinde beyaz çiçeklerin olduğu tatlı bir elbiseydi.

"Yakıştı." dedi genç adam kuru bir sesle.

"Ama dediğim gibi." dedi ve adama arkasını dönmeyi bırakıp önünü döndü ve yüzüne baktı ama bu büyük bir hataydı. Çok yakınında olan adamla burun buruna gelmek, beklediği en son şeydi.

Duraksadı. Bir an bocaladı ve öylece kalakaldı. Ardından boğazını temizledi ve gözlerini gözlerinden kaçırmak için bir hamle yaptı ama utangaçlığı bariz belli olacağından gözlerini kaçırmaktan vazgeçti. Ama kahretsin, bu adam çok yakınında duruyordu.

"Ahzal Bey... Bunu almayalım." dedi zar zor konuşarak.

Genç adam ise kaşlarını kaldırıp sordu. "Neden? Gayet de yakıştı."

"Dediğim gibi, bunu yalnız başıma kapatamıyorum."

Genç adam derin bir nefes aldı. Yine kaşları çatılırken kendisine bakan cam gibi mavi gözlere odaklandı. Göz bebekleri, mavilerine meydan okuyordu ama böyle güzel mavi renk göz olamazdı. Kızıl kirpiklerinin arasında öyle güzel duruyordu ki insan istemsiz uzunca bakmadan edemiyordu. Burnunun üzerine düşmüş belli belirsiz çiller, küçük burnunun daha da ortaya çıkmasına neden oluyordu. Dikkatli baktığında ise dudaklarında bir ruj olmadığını anlamak zor değildi.

"Giymek istediğinde beni ararsan kapatırım Hamra." demesiyle bu teklifin çok absürt olduğunu fark etmesi uzun sürmedi. Daha dün gece kıza ne demişti şimdi ne diyordu. Al işte! Yanlış anlaşılmaya çok müsaitti.

Genç kız da tam olarak öyle anlamıştı. Anında kaşları çatılmış, küçük yüzü sanki anında daha da küçülmüştü.

"İstemiyorum."

Bir adım geri gidip ona yeniden arkasını döndü ve saçlarını bir omzuna alarak aynada adama baktı.

"Fermuarı açın lütfen. Ben beğenmedim." demesiyle Ahzal, içten içe kendisine küfür etmeden edemedi. Yanlış anlaşılmıştı. Amacı o değildi ve o an aklında öyle bir şey kesinlikle yoktu ama dünkü konuşmadan sonra böyle anlaşılması gayet de normaldi.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin