TANITIM

2.2M 44.6K 7.2K
                                    

Elimdeki kopçayı bir türlü yerine yerleştiremiyordum. Sinirden neredeyse küfür edecek kıvama bile gelmişken, sonunda saçlarımı önümden çekmiş ve daha rahat bir şekilde bağlamıştım. Üzerime geçirdiğim kırmızı tülden olan, yumuşacık geceliğim de pek bir tarafımı kapatmıyordu. Saçlarım; beyaz omuzlarıma dağılmış, kırmızının en ateşli tonunun üzerinde dolanmışken gülümsemeden edemedim.

Demre'den bunu yaklaşık iki hafta öncesine kadar istemiştim ve o da bugün yerini söylemişti. Şahsen en yakın arkadaşınızdan jartiyer istemek biraz kaçık olabilirdi ama onun rahatlığını kullanmak istemek bence sahtekârlık değildi.

Demre güzel bir kızdı. Her şeyi o kadar kusursuzdu ki onu kıskanmak bile arkadaşlık lügatine sığmazdı. Mükemmel bir arkadaştı ve gerçek bir dişiydi. Erkekleri parmağında oynatmak hobisi olmuşken her gece birisinin altında olmak onun için en değişmez ritüellerinden birisiydi.

Evet, bense onun yanında dolanan kuyruk diye anılıyordum. Ama pek de bu ismi önemsediğim söylenemezdi. Demre her ortama girer ve istediği insanla yakın olmayı başarırken, ben yanında sessiz bir şekilde durup izleyen insandım. O ortamda bulunsam bile benim varlığımdan haberdar olmayan insan çoktu. Şahsen ben olsam, ben de kendimin farkına varmazdım.

Odamda kurulmuş yatıyorken gönderdiği mesajda hediyemin dolapta olduğunu yazmıştı. Elbette ki gerçekten bana bu jartiyerleri alacağını sanmıyordum. Şakasına ağzımdan çıkmış sözler iken Demre dünden razı bir şekilde dolabıma yerleştirmişti bile...

Aslında normalde olsa bunu kesinlikle denemezdim. Hatta bu hediyeyi almazdım bile. Ama bir anlık da olsa çılgınlığıma esmiş ve nasıl olabileceğini merak ederek üzerime geçirmiştim. Dantellerin yumuşaklığına kadar her şey o kadar mükemmeldi ki. Üzerime, sanki benim için dikilmiş gibi yerleşmişken harikalar yaratıyordu.

Aynanın karşısında saçlarımı omuzlarımdan geriye atıp kendime baktım. Yüzümde hiç makyaj yoktu. Buraya gelmeden önce duşa girmiş ve ıslak saçlarımla çıkmıştım çünkü. Akıllı arkadaşım acil eve gelmemi söylediğinde, telaşlanmıştım normal olarak. Ama ben zaten evdeydim ve o yoktu...

Aynada kendime dikkatle baktığımda, nedense kaşlarım çatılmış, biraz gergin duruyordum. Biraz fazla büyük olan göğüslerim sütyenden neredeyse fırlayacak gibi dururken, dantel olan külot nedense gizlemekten çok sergilemek için yapılmış gibiydi. Üzerimdeki omuzlarımı ve bileklerimi okşayan gecelik ise o kadar güzeldi ki ona dokunma isteğim bedenimde dolup taşıyordu.

Ah! Zengin işi olduğu ne kadar da belliydi.

Demre'nin durumu oldukça iyiydi. Anne ve babasını 10 sene önce trafik kazasında kaybettiğinde onları terk etmiş olan kendisinden 8 yaş büyük olan abisi geri dönmüştü. Adamın zenginliği ile büyük bir refah içerisinde yaşasa da pek fazla görüşmezlerdi. Görüşmemesine şahsen oldukça mutluydum. Demre'den az buçuk duyduğum kadarıyla pek de hoş işler yapan bir adam değilmiş.

Benimse durumum belliydi. Kenar mahallede büyümüştüm, annem ve babam ayrılmıştı. Velayetim annemdeydi ama bana bakma yanlısı bir insan olmamakla birlikte sadece bana ayda geçimimi sağlayamayacak kadar az para gönderirdi. Yeni sevgilisinin parasını bana yedirmeye çalışması, gerçekten iğrençti. Ben de bundan dolayı geçinemezken Demre imdadıma yetişip beni evine yerleşmeye ikna etmişti.

Onun kocaman evinde bir sürü oda vardı ve o pek evine gelmeyi sevmezdi. Ben de bana verilen odadan onu rahatsız etmemek için geceleri çıkmazdım. Allah'tan odaların hepsi yalıtımlıydı da eve getirdiği erkeklerle alakam olmuyordu.

Ellerimi, üzerimdeki dantellerde dolandırırken bir ses işittim. Sonrasında ise kapının açıldığını duyarken arkama dönüp Demre'nin içeriye girmesini bekledim. Önüne bu şekilde elbette çıkamazdım ama birlikte duş aldığım kız benim her yerimi bilirken çığlık çığlığa bağırmam da olmazdı. Ama o gelmeden kapıyı kilitleyebilirdim.

Şeytani bir şekilde sırıtıp kapıya çıplak ayaklarımla koşturdum ve ondan önce kilidi tutup çevirmeye çalıştım. Ama çoktan kapının kolunu indirmiş ve kapıyı hızlı bir şekilde açmıştı. Hatta o kadar hızlı bir şekilde açmıştı ki şaşkınlıkla geriye kaçacakken ayaklarım birbirine dolanmış ve yeri boylamak üzere, geriye doğru düşüyordum.

Her şey o anda oldu. Belime sarılan sıcak bir kol beni son anda kurtarırken, gözlerimi rahatlayarak aralamıştım. Beni kurtaran güçlü arkadaşıma teşekkür etmek ve şaşkınlığımı dile getirmek istiyordum ama beklediğim çerçeve kesinlikle bu değildi.

Zümrüt yeşili gözler gözlerime ilişmişken aralarına kaçmış siyah öyle bir bakmıştı ki. Sık ve bir erkekte görmediğim kadar uzun kirpiklerinin arasından bana bakarken, âdeta yeşil renginin bana en güzel tonunu sunuyor gibiydi.

Kalın ve siyah kaşları çatılmış ve ortasında birkaç kırışık oluşmasını sağlarken burnuma ilişen o ağır ve güzel koku kalp atışlarımı olağanca hızlı attırmıştı. Dudakları usta bir ressamın kalemiyle çizilmişçesine kusursuz ve mükemmel duruyordu.

Nefesimi tutmuş, gözlerim şaşkınlıkla açılmış tanımadığım bu yakışıklı adama bakarken olduğum durumu bile fark etmem çok uzun zaman aldı.

İncecik tülün üzerinden büyük ve sıcacık elini hissetmem beni titretirken, şu anda bulunduğum hâlim aklıma geldi ve yanaklarımın üzerimdekilerle aynı rengi aldığını anladım.

Yazar: İlayda Melis Okurgan

Youtube: Mel Okurgan
Instagram: ilmelistan
Twitter: ilmelistan

YARDIMCI HESAPLARI

Wattpad: melis_hikayeleri
Instagram: melseytanlari
Facebook: melis hikayeleri

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin