BÖLÜM -24-

948K 11.2K 8.7K
                                    

Hellö 💦

SINIR 5K VOTE 5K YORUM

Sessiz sedasız karşısındaki kaba adamın gözlerine baktı. Ne acımasız, diye düşündü içten içe. Ne insan halinden anlamaz, ne küstah, ne kendini beğenmiş bir adamdı bu adam öyle. Hele son söyledikleri yok muydu? Son raddeyi de aşmıştı. Genç kızın burnuna kadar gelmişti. Dayanamadı. İçine dolan öfke ile adamın yanağına sert bir tokat attı.

Ahzal ise, karşısındaki kızı yeniden üzen patavatsız diline içten içe söverken yanağına inen tokatla şoka girdi. Şaşkın bir şekilde kafasını kaldırıp kadına baktığında ise öfkeden kudurmuş bir adet mavi gözler duruyordu karşısında.

Hamra, Ahzal'ı itekledi. Geriye doğru hareketlendi ve sinirli sinirli ilerlemeye başladı.

Bu adamdan nefret ediyordu. Ne sinir, ne ukala insandı öyle. Elinden gelse şuracıkta adamı boğardı ama iri bedene tokat attığına bile sevinmeliydi. Hah! Hak etmişti. Oh olsundu ona. Kendisiyle nasıl konuşması gerektiğini öğrenecek, ona göre davranacaktı. Bu kadarı yeterdi. Demre için de bir yere dayanılırdı.

Tamam, hoş adamdı. Yakışıklı ve ilgi çekiciydi. Yakınında durmak için kendisini kiralar pozisyona bile sokmuştu ama buraya kadardı. Daha fazla bu huysuz adama katlanamayacaktı.

Havuzdan çıktı. Adama tokat attığını gören insanlar merakla ikiliyi izliyordu.

Ahzal, bir süre sonra kadının arkasından çıksa da Hamra çoktan eşyalarını da alıp havuzu terk etmişti.

Demre mi? Sonunda ortalıkta gözüken Demre ağzı bir karış açık, şaşkınlıkla arkadaşına bakıyordu. Az önce yaptığını görmüştü. Hamra'yla konuşmak için bir hamle yapacaktı ki kızıl hatunun çok sinirli olduğunu görmesi ile anında geri adım atmıştı. Eşyalarını toplamasına yardım ederken gözleri havuzdaki abisine kaymıştı. Hâlâ oradaydı. Yediği tokattan dolayı şoka girmiş olsa gerekti. Zira şu ana kadar Hamra'ya köpürmesi gerekiyordu.

İkisi otele girdiler. Odalarına çıktılar ve Demre arkasından ilerlerken tek kelime dahi etme gereksinimi duymadı. Şimdi konuşursa bu kadın kendisine patlardı ve Hamra'nın patlamasını birkaç kez görmesine karşın bunu asla üstlenmek istemezdi.

Hamra, üzerini çıkardı ve kendisini hızla duşa attı. Çabucak duş alıp gerginliğini üzerinden atsa da artık burada kalamayacağını bildiğinden eşyalarını toplamaya başladı. Demre ise şaşkın şaşkın arkadaşını izlerken tek kelime etmeden oturdu yatağa onu seyretti.

Hamra, kıyafetlerini üzerine geçirip hazırlandığında adamın kendisine aldığı eşyaları yanına almamıştı. Islak saçlarını sımsıkı yukarıdan topuz yaptığında sinirli yüzü daha da ortaya çıkmıştı.

"Ben gidiyorum. Abine söyle istifa ediyorum."

Demre, duydukları ile işin gerçekten de ciddi olduğunu anladı ve ayaklandı.

"Tamam kuzum. Ben abimle konuşurum. Nasıl gideceksin? Sana bir taksi çağırayım mı?"

Hamra başıyla onaylar anlamda salladı ve aynada son kez kendisine baktı. Akları kızarmıştı. Ağlamamak için kendisini zor tutuyordu. Duşta bile ağlamamıştı. Bağırıp çağırmak, bir şeyleri birisinin üzerine atmak istiyordu. Ah! O ızbandut kılıklı adam gelse de bir güzel önüne geleni fırlatsaydı keşke. Sonra bu düşünceden vazgeçti. O adamı görmek şöyle dursun adını bile zikretmek istemiyordu.

"Ben aşağı iniyorum. Evde görüşürüz."

"Ben de geleceğim hemen ardından," dedi Demre telaşla arkadaşına bakarken. Üzerinde bikinileri olmasa çoktan peşine takılırdı.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin