❦ BÖLÜM -22-

797K 1.2K 81
                                    

Hellö 💦

Hamra hayatında ilk defa böyle bir dansa davetle karşı karşıya kalmıştı çünkü adamın samimiyeti gözler önündeyken ne yapacağını şaşırmıştı. Tenine dokunan o parmaklara karşılık bir an irkilse de bunu tek fark eden Ahzal'dan başkası olmamıştı.

Dudaklarına hızlı bir gülümseme yerleştirip başını onaylar anlamda sallarken konuştu.

"Tabii. İzninizle." diyerek masaya dönmesiyle masadakiler de onları gülümseyerek onaylamıştı ama Ahzal kimseden izin almadan Hamra'yı belinden yönlendirerek piste doğru götürmeye başlamıştı bile. O kısa mesafeli piste yürüyene kadar kalp atışlarını kontrol etmeye çalışan Hamra, o despot patronunun dans edecek olmasına şaşırıyordu. Hem de kendisiyle. Muhtemelen yalnız kalmak istediği için bu davranışa başvurmuştu. Kaşları başından beri çatıktı ve insanların içerisinde kızamayacağı için bu dansı uygun görmüş olmalıydı.

Piste geldiklerinde olduğu yerde durdu ve elini bir an nereye koyacağını şaşırdı ama adam belindeki elini daha da sıkılaştırıp bedenini kendisine çekmiş, diğer elini de eline alıp omzuna götürmüşken çoktan ona yön vermişti bile. Bu, iki elini de adamın omzuna götürmesine bir işaretti ve kahretsin ki diğer elini de beline yerleştirmişti. Ah! Samimi olan bir dans hareketinden başka bir şey değilken tek kelime etmeden adamın istediğini yerine getirdi.

Burnuna gelen adamın kendine has kokusuna karşın bir an bu kadar yakın olmanın getirdiği hisle içi kıpır kıpır oldu genç kadının. Kanında dolanan alkolün etkisi ile de bu heyecanı gittikçe artarken başını kaldırıp adama bakmıştı ki Ahzal da gözlerini dikmiş kendisine bakıyordu.

"Ne konuştunuz?" dedi anında aklındaki soruyu dile getirerek. Hamra ise bu soruyu beklemezken bir an afallayarak gözlerini kırpıştırdı. Ama bu hareketinin adamın gözünde ne kadar tatlı göründüğünden bihaberdi.

"Biz... Sadece ne kadar kalacağımızı sordu. Ben de yarın gideceğimizi söyledim." dediğinde Ahzal tek kaşını kaldırıp inanmaz bir şekilde ona baktı. Hamra ise yakalanmanın verdiği suçlulukla sıkıntıyla nefes aldı.

"Bir de yakın zamanda İstanbul'a geleceğinden bahsetti. Ona rehberlik etmemi istedi." dediğinde Ahzal'ın belinde olan elleri farkında olmadan sıkılaşmıştı bile.

"Sen de kabul etmiş olmalısın." dediğinde Hamra anlamaz bir şekilde adama baktı.

"Bunu nereden çıkardınız?"

"Çünkü geri dönerken kabul etmişsin gibi gülümsüyordu." dediğinde Hamra istemsiz dönüp masaya baktı. Kendi aralarında sohbet ediyorlardı ama tam da o sırada Yavuz dönüp kendisine bakmış, hemen ardından da gülümsemişti. Hamra, Ahzal'ın bunu görüp görmediğini merak ederek yüzüne baktığında ise Ahzal'ın çoktan fark ettiğini ve daha da sinirlendiğini anladı. Al işte! Bu adam da her şeye sinirleniyordu.

"Ben... Sizin çok işinizin olduğunu ve buna vakit bulamayacağımı söyledim." dediğinde Ahzal yine inanmaz bir şekilde kendisine bakmaya devam etti.

"O yüzden mi gülümsüyordu adam masaya dönerken?"

"Eğer işim olmazsa onunla görüşeceğimin sözünü aldı. İşimin olmamasını halledecek miymiş neymiş. O kadarını anlayamadım." dediğinde Ahzal daha da gerildi ve ellerini belinde sıkılaştırıp farkında olmadan ince bedeni kendisine daha da çekti.

"İlk iş toplantında ortağımın oğluna randevu verdiğinin farkında mısın?" demesiyle Hamra öylece kalakaldı ama Ahzal, onu dans ettirmeye devam etmişti. Her şeyi kendisi kontrol eden adam, bu durumdan rahatsız değilmiş gibi kendisine şaşkınlıkla bakan mavi gözlere odaklanmıştı. Yüzüne yerleşmiş çillerin uyumu insanın içini bir hoş ederken ellerinin arasında olan bu kadını istediği gibi yönlendirebilmek istemsiz hoşuna gitmişti. Ama sinirliydi. Kadının bir şekilde kendisini nasıl sinirlendirdiğini aklı almıyordu ama yine de sinirliydi işte.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin