BÖLÜM -41-

854K 6.5K 4.2K
                                    

Hellö 💦

Genç kız derin bir nefes alıp etrafına bakındı. Yürüyen merdiven, sinemaya doğru ilerlerken orada bekleyen görevli fişi göstermelerini bekliyordu. Ahzal, elindeki fişi uzatıp gösterdiğinde Hamra, yavaşça ilerledi ve patlamış mısırların başında durdu. Sinemaya geldiğinde ne kadar tok olursa olsun, mısır yemeye bayılıyordu.

"Bir büyük kova yapar mısınız acaba?" dediğinde hemen yanında belirip beline sarılan adamla ürperen bedeni bir olmuştu. Genç kız ikisi için hazırlanan kovayı kucağına alıp ilerlerken Ahzal, arkasından hesabı ödeyip içecekleri almıştı.

Büyük harflerle kapıların yanına yazılmış numaraları kontrol edip kendileri için ayırtılmış olan salona doğru ilerlediler. Görevli, onlar için ışıkları açarken Hamra etrafına bakındı ve nereye oturmak istediğini düşündü. Koltukları deri ve iki kişilik olarak, ayarlanabilir hâlde dizilmişti. Büyük bir salondu ama o kısa aydınlıkta bile gözükecek olan görüntüye oldukça önem vermişlerdi.

Hamra, sonunda ortada, rahat olabilecekleri bir yer seçtikten sonra kendisini koltuğa bıraktı. Ahzal da yanına gelip kolunu beline sardı ve başını göğsüne yaslamasını sağladı. İşte o an, Hamra'nın kulağına işleyen kalp ritmi, aklını başından almaya yetmişti. Bedeni, huzurla dolup taştı.

Film başlayana kadar konuşmadılar. Sanki bu anı sonuna kadar hissetmek istiyorlardı. Film başladığında, aptal bir kızın iş için koşturup durmasını izlediler ardından erkek karakter de araya girince aşk hikâyesi başlamış oldu. Ama Meltem denen kız, ikisini nasıl tutkulu bir ilişki içerisinde gördüyse, öyle bir sahneler ile karşılaştılar ki Hamra, karşısında açık seçik bir şekilde sevişmeye başlayan oyuncular ile gerilmeden edemedi. Kahretsin, yanında bu adam dururken izlenecek şey miydi?

Sanki boynu tutulmuş gibi yavaşça yerinden doğrulup gerildi ve suyunu içti. Zaman geçirmeye çalıştı ama seks sahnesi durmak bilmiyordu. Kahretsin, burnuna gelen Ahzal'ın o odunsu kokusu olmasa şuraya düşüp bayılabilirdi.

İkisinin de yemeyi bıraktığı kovayı yanındaki koltuğa yerleştirdi ve artık oyalanacak bir şey bulamadığında ekrana baktı. Evet, yatağa geçmişlerdi. Siktir!

İstemsiz gözleri yanındaki adama kaydı. Rahat bir şekilde yerinde oturmuş adamın kendisinin aksine gerilmeden filmi izlediğini sanıyordu ama kendisi ona bakması ile Ahzal da dönüp bakmıştı.

O an göz göze gelen ikilinin arasındaki elektrik, bütün alışveriş merkezinin elektriğine meydan okuyabilirdi.

Genç kız nefesini tuttu ve gözlerini adamdan almak istedi ama olmadı. Ahzal da aynısını denedi ama beceremedi. Artık ne yapacaklarını bilemezlerken Hamra yutkundu. Tam da o anda genç adamın gözleri nasıl olduysa hızla inip kalkan göğüslerine, oradan da tedirgin bir şekilde yaslanmadan duran bedenine kaydı. O an, verilen voltaj ile ürperen Hamra, ne olacağını kavramıştı.

Dudaklarını araladı ve hızlı bir nefes çekti. İşte her şey o an gerçekleşti. Ahzal, uzandı ve elini ince bele yerleştirdi. Diğerini de boynuna yerleştirirken öyle hızlı ve atak bir şekilde kendisine çekti ki dengesini şaşıran Hamra, adamın üzerine doğru yalpalayarak düşmekten son anda göğsüne tutunarak kurtulmuştu. Ama Ahzal, bu ayrıntıyla ilgilenmeden dudaklarını Hamra'nın dudaklarına bastırdı.

Öyle güzel öpüştüler ki bedenlerinde oluşan kıvılcım tohumlarının her yerlerine dağılması ve bu heyecan duygusunu yenmek için çabalamaları ile birbirlerini kucak kucağa buldular. Hamra, üzerine tırmandığı adamın bedenine ata biner gibi binmişken Ahzal, ellerini cüretkâr bir şekilde, sonunda onu gördüğünden beri yapmayı hayal ettiği şeyi yaparak ellerini içeri doğru itekledi.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin