BÖLÜM -19-

797K 11K 6.8K
                                    

Hellö 💦

SINIR 5K VOTE 5K YORUM

Genç kız yavaşça yerinden doğruldu ve elindeki kağıdı kaldırıp güzelce katladı. Çantasına yerleştirdi. Genç adam ise camdan dışarı bakıyordu. Arkasından şöyle bir adamı süzdüğünde iri, uzun ve babayiğit adamın eşi olması durumunu düşündü. Boğazına bir düğüm saplanırken yavaşça bu düşünceyi kovaladı ve boğazını temizledi. Onu duyan Ahzal ise döndü ve kendisine baktı.

"Hazır mısın?"

"Evet Ahzal bey. Şimdi Göktuğ..." dedi ve durakladı. Ahzal'ın ise kaşları çatılmıştı.

"Anlamadım?"

"Hiçbir şey." dedi Hamra imzaladıkları şeyler gözlerinin önüne gelirken. Al işte, adam verdiği sözden de geri dönmüştü.

"Güzel." diyerek ceketini üzerine geçiren adam ona kapıyı gösterdi. Hamra da hemen arkasından ilerlerken Göktuğ'a kısa bir mesaj çekip önüne döndü ve patronuna baktı. Neslihan ile muhasebe işini görüşüyorlardı. Anlaşılan Hamra'ya verilecek olan paradan bahsetti ki yaşlı kadının gözleri kocaman açılıp Hamra'ya dönmüştü.

"Bugün her şey hazır olsun. Hamra, hadi gidelim." dedi ve kendileri için çoktan çağırılmış asansöre bindiler. Hamra bu parayı kabul ettiği için kendisini bir an kötü hissetse de asansöre bindiklerinde her şey değişmişti. Hamra, gergin bir şekilde patronuna arkasını döndü ve kapıya odaklandı. Genç adamla aynı yerde küçük bir ortamda olmak bedeninin gerilmesini sağlıyordu ve bu hoş değildi.

Asansör yavaşça 18. katta urdu. Hamra sabırsızlıkla içeri girecek olan insanları bekliyordu ki habersiz bir hareket belinde yer aldı. Hemen ardından karnına doğru ilerledi ve bütün bedeni ürperdi. Hemen ardından ise kendisine çeken o iri el sırtını bir bedene yaslamasına sebep olmuştu. Şaşkınlıkla adama dönüp bakmak istedi ama ciddi yan profilinden başka bir şey göremedi. Kaşlarını çatmış açılan kapıdan içeri giren insanlara bakıyordu.

Hamra yavaşça nefesini bıraktı ve giren adamlara baktı. Hepsinin gözleri yerde ya da kendilerinden harici her yerde dolanıyordu. Hamra tek kaşını kaldırmadan edemedi. O da neyin nesiydi şimdi?

Genç adamın eli zaten aklını başından alıyordu. İçi ürperiyordu bir de adama ne hissettiğini belli etmemek için deli bir heyecanla köpürüyordu. Neyse ki sonunda asansör açıldı. Herkes dışarıya akın etti. Hamra da yavaşça Ahzal'ın kollarından kurtulmak amaçlı küçük bir hamle yaptı ama yaptığı hamle boşa çıktı çünkü genç adam da eli belinde yanında yürümeye başladı. Hamra yutkundu ama bozuntuya vermeden ilerlemeye devam etti. Etrafa şöyle bir baktı ki bakmaz olaydı. Herkesin gözleri kendilerinin üzerindeydi. Uzaktan kocaman gözlerle kendilerine bakan Demre'yi de görmeleriyle Hamra içten içe bir küfür savurmadan edemedi. Acaba bu anlaşmayı yaptılar diye kendisine kızacak mıydı? Ah! O sarı çiyan kesin kızardı.

Kendilerine doğru hızlı adımlarla ilerleyen Demre ile birlikte onlara doğru ilerleyen bir grup erkeği görmemek için kör olmak gerekirdi. Birçok kadının meraklı gözleri patronlarından o adamlara kaymıştı bile. 3 adam vardı. Birisinin boyu o kadar uzundu ki basketbol oynuyor olabilirdi. Saçları omuzlarına doğru geliyordu ve çikolata gibi teni vardı. İyi güneşlenmiş olmalıydı. Yeşil gözlerini bu kadar uzaktan bile görebiliyordu Hamra. Kendilerine dikkatle ve gülümseyerek bakıyordu. Yanındaki diğer adamın da ondan bir farkı yoktu. Birisi beyaz, diğeri ise kumraldı. Üzerlerine geçirdikleri takım elbiselerle akıl almaz bir güzellik saçıyorlardı etraflarına. Ama doğru söylemek gerek ki uzun saçlı adamın ayrı bir aurası vardı. Hamra, kendilerine kesintisiz gülümseyerek bakan adamlara karşın gözleri merakla patronuna kaydı. Onun yüzünde de büyük bir gülümseme oluşmuştu. Buna karşılık yanaklarında oluşan o kıvrım ve gözlerine ulaşan o güzellik ile Hamra sıkıntıyla nefesini bırakmadan edemedi. Karnında bir buğulanma bir havai fişek etkisi yer alıyordu. Bu adamın her defasında bu kadar güzel gülümsüyor oluşunu unuttuğuna aklı almıyordu.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin